New York Times, 2 Ekim'de İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'nda gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesinin ardından 'suikast timinde' yer alan bir kişinin üstünü arayarak, "Patronunuza haber verin" dediğini ve bu ifadeyle Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ı kastettiğini öne sürdü.
Gazete, Türk istihbaratının elindeki Kaşıkçı cinayetine ilişkin ses kaydını bilen üç kişiye dayandırdığı haberinde, İstanbul'a gelen 15 kişilik 'suikast timinden' Maher Abdulaziz Mutreb'in cinayetin ardından Arapça bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini aktardı. Habere göre geçen ay CIA direktörü Gina Haspel ile paylaşılan bu ses kaydında, Türk istihbarat yetkilileri telefonun diğer ucunda Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın yardımcılarından birinin bulunduğunu düşünüyor.
Prens'in yardımcılarından birini arayan Mutreb'in, "işlemin tamamlandığını" aktararak "Patronuna haber ver" dediği öne sürülüyor. Gazetenin haberine göre Amerikan istihbarat yetkilileri 'patron' ile kastedilen kişinin Prens Selman olduğu görüşünde.
Her ne kadar ses kaydında Veliaht Prens'in adı geçmese de Amerikan yetkililerine göre bu ses kaydı Kaşıkçı cinayetini Prens Selman'a bağlayan en büyük kanıt.
Ayrıca Mutreb'in Prens Muhammed ile sık ziyaret eden bir güvenlik görevlisi olduğu belirtiliyor.
Suudi Arabistan ise yayımladığı açıklamada Veliaht Prens'in Kaşıkçı cinayetine ilişkin hiçbir bilgisinin olmadığını öne sürdü. Aynı zamanda Türkiye'nin kendileriyle paylaştığı ses kaydında böyle bir ifadenin yer almadığını aktardı.
Bahsi geçen ses kaydının Ekim ayında Ankara'ya geldiğinde Haspel'e dinletilenlerden biri olduğunu belirten New York Times ise Türk yetkililerin elinde birden fazla ses kaydının olabileceğini ifade ediyor.
Haspel'in ses kaydını ABD'ye beraberinde getirmesine izin verilmediği öne sürülüyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, hafta sonu yaptığı açıklamada, Kaşıkçı cinayetiyle ilgili Türkiye'nin elindeki tapeleri Suudi Arabistan, ABD, Almanya, Fransa ve İngiltere'ye verdiğini söyledi:
Erdoğan, "Biz tapeleri verdik, Suudi Arabistan'a da verdik, Amerika'ya da verdik, Almanlara, Fransızlara, İngilizlere, hepsine verdik. Buradaki konuşmaları filan onlar da dinlediler, biliyorlar. Bunu sağa sola çarpıtmaya gerek yok" dedi.
Kanada Başbakanı Justin Trudeau da dün yaptığı açıklamada istihbarat birimlerinin Türkiye'nin elindeki ses kayıtlarını dinlediğini, kendisinin ise kayıtları dinlemediğini ifade etti.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian ise dün katıldığı bir televizyon programında, "Bilgim yok. Erdoğan'ın elinde bize vereceği bilgiler varsa bunları bizimle paylaşmalı" dedi.
TIKLAYIN - Fransa'dan Erdoğan'a Kaşıkçı yalanlaması
Sunucunun "Erdoğan yalan mı söylüyor?" sorusuna yanıtı ise "Demek ki bu bağlamda oynayacağı siyasi bir oyun var" oldu.
TIKLAYIN - Çavuşoğlu'dan Fransız Bakan'a tepki: Bu terbiyesizliktir, paranın gözü kör olsun
Fransız bakanın bu sözlerine Türkiye cephesinden sert bir yanıt geldi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "24 Ekim'de Kaşıkçı cinayetiyle ilgili tüm bilgiler Fransız istihbaratına onların talebi üzerine iletilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızı siyasi bir oyun oynamakla itham etmesi terbiyesizliktir. Dışişleri Bakanı ciddiyetine yakışmıyor." diye konuştu.
Kaşıkçı, evlilik için gereken bir belgeyi almak üzere 2 Ekim günü gittiği İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürüldü.
Türkiye, bunun planlı bir cinayet olduğunu savunurken Suudi Arabistan Kaşıkçı'nın geri dönmeye ikna konuşması sırasında yaşanan bir kaza sonucu hayatını kaybettiğini söylüyor.
Türkiye, Kaşıkçı'nın öldürülmesi için Suudi Arabistan'dan 15 kişinin İstanbul'a geldiğini belirtiyor.