Newsweek: Bir değil iki derin devlet var

Newsweek: Bir değil iki derin devlet var
Newsweek dergisi, Ergenekon davasının Türkiye’de bir değil, iki derin devletin varlığını gösterdiği yorumunu yaptı... Ve Kemalistlerin oluşturduğu ’temiz derin devlet’in, şeytani ikizi olan ’kirli derin devleti’ koruyup korumayacağının en kritik soru olduğunu yazdı... Saygın Amerikan haber dergisi Newsweek'te yayımlanan analizde, Türkiye’de derin devletin Ergenekon davasıyla mahkemeye çıkarıldığını, ancak bu davayla birlikte tek bir derin devletin değil, birbirine ikiz kardeş kadar benzeyen ancak bir o kadar da farklı olan iki derin devletin açığa çıktığı kaydedildi. İşte Grenville Byford imzasıyla yayınlanan yazıdan satırbaşları: Savcılara göre Ergenekon çetesi AKP hükümetini kaos ortamı yaratıp askeri bir darbenin ortamını hazırlayarak devirmek amacı taşıyor. Seçtikleri yöntemler arasında cinayet de var. Gözaltına alınan, mahkemeye çıkarılan kişiler arasında 4 yıldızlı emekli generaller de bulunuyor. Çarşamba günü iki generali daha gözaltına aldılar. Hatta büyük bir silah deposu bile bulundu. Generallerin çoğu zaman politika konuştuğu Türkiye’de bile bu olup bitenler çok sansasyonel. Ancak ana muhalefet lideri Deniz Baykal’a göre, Ergenekon davası hükümetin muhalefeti susturma operasyonunun bir parçası. Bunun doğru olma olasılığı biraz düşük. Çünkü Türkiye’de savcılar hükümet tarafından yönlendirilmiyor. Bu görev Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na ait. Ve şimdi çıkan söylentilere göre Kurul, daha önce Şemdinli soruşturmasında yaptığı gibi savcı hakkında inceleme başlatabilir. Savcı görevden alınır mı? Peki gerçekte ne oluyor? Ergenekon gerçekten de bir siyasi dava. Ancak bunu Baykal’ın söylediği anlamda algılamamak gerek. Çünkü silahlar ve patlayıcılar çok gerçek. Davayı siyasi hale getiren Türkler’in tabiriyle “derin devlet” kavramı. Her Türk, genellikle seçili hükümetlere karşı böyle bir oluşumun perde arkasından görev yaptığını düşünür. Ancak Ergenekon’dan anlıyoruz ki Türkiye’de aslında bir değil iki derin devlet var: “Temiz derin devlet” ve “kirli derin devlet”. Temiz derin devlet Türkiye’nin laik elitlerini temsil ediyor. Generaller, bürokratlar, hakimler, iş adamları ve akademisyenler bu grupta. Genellikle bu grup için “Kemalistler” tabiri kullanılıyor. Kendilerini laik cumhuriyetin bekçisi olarak görüyorlar. Kirli derin devlet ise temiz derin devletin şeytani ikiz kardeşi. İnsanları öldürüyor, birçok farklı illegal faaliyet yürütüyor. Şimdi siyasi anlamda kilit soru şu: Temiz derin devlet, kendi varlığını sürdürmek için kirli derin devleti koruyacak mı? Bunun yanıtı aslında 3 anahtar figürün elinde: Hukuk, generaller ve AKP. Kararı seçmen verecek Hukuk kirli derin devleti kurtarmaya daha önce Şemdinli’de yaptığı gibi savcıyı değiştirerek yardım edebilir. Generaller, 2007’de verdikleri e-muhtıra sonrasında darbe almış ve burunları kanamıştı. Herkes derin devletin kalbinde generallerin olduğunu kabul ediyor. Ancak onlarla ilgili asıl sorular şunlar: Kirli derin devletin varlığından haberdarlar mı? Yoksa kirli derin devletin içinde bizzat yer alıyorlar mı? AKP ise her iki derin devletin de sona ermesinden yana. Avrupa Birliği ile aynı eksende düşünüyor. Fakat asıl garip olan aslında kararı Türk seçmeninin verecek olması. Seçimlerde AKP’nin yanında yer alırlarsa kirli derin devlete büyük bir darbe indirilmiş olacak, temiz derin devlet de bundan etkilenecek. Ancak eğer AKP seçimlerde başarısız olursa o zaman her şey halının altına süpürülebilir. REUTERS: Başbuğ subaylardan baskı görüyor Ergenekon kapsamında gözaltına alınan muvazzaf ve emekli subayları hükümet-ordu geriliminde son perde olarak nitelendiren Reuters gelinen durumu değerlendirdi: Türkiye uzmanı Gareth Jenkins’e göre askerlerin gözaltına alınması sürerse çok tehlikeli bir sürece girilebilir. Jenkins, “Ordu işlerin bu şekilde devam etmesine izin vermez. Türkiye’de hükümet felç, ekonomi de tepetaklak olabilir” diyor. Ankara’da görevli bir Avrupalı diplomata göre Başbuğ subaylarından düşman olarak gördükleri hükümete karşı dik durması konusunda büyük baskı görüyor. Ordunun her şeyi yakmaya niyeti yok ama Başbuğ’un başında bulunduğu kurumun prestijini koruması gerekiyor.