Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Nihat Özdemir, "Şimdi hedefimiz 2028 Avrupa Futbol Şampiyonası. İnşallah 2028'i alacağız. Hele böyle büyüyen bir Türkiye'de. 105'inci yılımız olacak. Almamamız için bir neden göremiyorum. İnşallah ben bunu görürüm. İki tane örnek final maçını nasıl yönettiğimizi, ulaşımı nasıl sağladığımızı, otellerimizin güzelliğini göstereceğiz. Stadyuma 1.5 km. içerisinde 6-7 yıldızlı otellerimiz var. Onun için çok ümitliyiz" dedi.
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir, katıldığı bir televizyon programında gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Türk futbolu olarak zorlu bir dönemden geçtiklerini ancak kulüpler ile birlikte bu zorluğu aşacaklarını belirten Nihat Özdemir, "İş hayatının yanında spor hayatım da var. Bu 25 yıllık bir maziye dayanıyor. İlk Ankaragücü ile başladım. Yönetim Kurulu üyeliği, başkan vekilliği yaptım. Sayın Ali Şen döneminde Fenerbahçe'de görev aldım. Fenerbahçe'de çok şey öğrendim. Çok güçlüydük. Herkesin ayrı bir özelliği vardı. Hepsinden bir şeyler öğrendiğimi hissediyorum. Aziz Yıldırım döneminde görev aldım. Uzun yıllar başkan vekili oldum. En zor dönemlerde ben bulundum. Başkan vekilliğim döneminde hepimizin bildiği 3 Temmuz olayı yaşadık. Ne kadar zor olduğunu gördüm. Kulübümüzün, Türkiye'mizin zor bir dönemiydi. O zamanlar Sayın Mehmet Ali Aydınlar, TFF Başkanı idi. Onunla olan görüşmeler, kulüpler arasındaki dengeler, hukukta mücadelemiz vardı. Sayın Rıdvan Dilmen'in yaptıklarını unutamam. Türk sporu ve Fenerbahçe için çok önemli işler yaptı. Türk sporunun düze çıkması için çok şey yaptı. Önemli destekler vardı. Sonrasında Sayın Demirören de en kötü dönemde geldi. Şu an da kötü. Ama o dönem en kötü dönemdi. O günler gerçekten çok zordu. Kaosun ortasına geldi, Sayın Demirören inançlıydı. 'Bu kaosu bitireceğim' dedi. Yaptıklarıyla bitirdi de. Türk futbolu düzlüğe çıktı. Bugün başka bir zorluk var. Üstesinden kolaylıkla gelinebilir. Kulüplerimizin maddi yapıları var. Zorluğun başka bir dönemindeyiz. Kulüplerimiz, bizler el ele verirsek aşarız. Bankalar Birliği'nin desteğini de düşünürsek bu işin altından kalkarız" diye konuştu.
Yayıncı kuruluş ile imzalanan ek sözleşme ile bilgiler veren Özdemir, "Biz göreve geldiğimiz zaman yayıncı kuruluş ile ilişkileri kucağımızda bulmadık. Biz geldiğimizde had noktaya vardı. Yayıncı kuruluşun yetkilileri, Sayın Demirören'e hep anlattılar sıkıntılarını. Türkiye seçim sürecinden geçti. Birkaç seçim arka arkaya oldu. Hepimizin bildiği gibi geçen Ağustos ayından beri yaşadığımız o sıkıntıların da bugünkü duruma etkileri var. Biz göreve geldiğimiz zaman 2018-2019 sezonunun son taksiti vardı. Haziran ayında FIFA Kongresi vardı. Biz seçildik ve Servet Bey ile Paris'e gittik. Yayıncı kuruluşun merkezini de ziyaret ettik ve süreç başladı. Kendilerine, "Bu bir süreçtir. Konuşarak, tartışarak bir noktaya geleceğiz. Birbirimize destek olalım" dedik. Yayıncı kuruluşu Türk futbolunun stratejik ortağı kabul ettik. 200 milyon liralık son taksit vardı. Bunu istedik. Kulüplere aktarmak istedik. Bizi kırmadılar. Dönüşümüzde parayı havale edip sezonu kapattık. Fakat yeni sezona anlaşma yapmadan ödeme yapmayacaklarını Yusuf Bey bize anlatmıştı. 2 aya yakın 14 önemli toplantı yaptık. Bu toplantıların birkaçında Kulüpler Birliği'nden temsilciler aldık. Kulüpler Birliği'ne de gittik. Geçen hafta cuma günü son noktayı koyduk. Bir noktada anlaşabildik. Bu anlaşmanın şartlarını Yusuf Bey'e anlattık. Anlaşmayı Cuma günü saat 18.00'de yaptık. Bugün ödeme yaptılar. Biz de kulüplere ödeme yaptık. Gelecek Mayıs ayına kadar bir indirim yaptık. Dolar bazında geçen seneye göre yüzde 10 bazında indirim yaptık. Şartlarını etraflıca konuştuk. Dün akşam para geldi. Bugün öğlen bütün kulüplerimize ödeme yaptık. Süper Lig, 1'inci Lig, 2'nci Lig ve 3'üncü Lig'in tüm kulüplerine para gönderdik. İnşallah 16 Ağustos'ta yeni sezon başlayacak. Türk futbolu, Türk insanı için çok önemliydi. Yola çıktık gidiyoruz. İhalelerde şirketler yarışır. Ligimiz kötü değil. Futbolu seven bir ülkeyiz. Avrupa'nın en yaşlı ikinci ligiyiz evet. Ama önümüzdeki günlerde takımlarımız gençleştirme politikasına gitmek zorunda. Mecburlar. Bu bütçelerle bu işleri yapamayacaklarını gördüler. Altyapıya önem verecekler. Birkaç takımımız harekete başladı. Verim alacağımıza inanıyorum. Çok önemli futbolcular yetiştireceğimize inanıyorum. Yusuf Yazıcı gibi bir oyuncumuz 17.5 milyon Euro'ya transfer oldu" şeklinde konuştu.
Kulüp Lisans Kurulu ile ilgili gelen bir soru üzerine konuşan Nihat Özdemir, "Ceza verilir, puan silinir. Her şeyimiz şeffaf ve açık. Kamuya açık olarak her şeyi yapmaya çalışıyoruz. 1 Haziran'da tüzük değiştirdik. En önemli konulardan bir tanesi lisans yönetmeliğiydi. Lisans Kurulu 5 kişiden meydana geliyordu. 7 yaptık. Bu kurulun atamasını yaptık. Esas mesele bu… Lisans yönetmeliğini takip edecek, yön verecek ve cezaları kesecek bir kurul olmalı. Tamamen bağımsız. Kulüp ayrımı yapmayacağız. Bugün bile Kulüpler Birliği Başkanı ile görüştüm. Bütün bilançoları yeminli mali müşavirle denetleyeceğiz. Hemen inceleyeceğiz. Harcama limitlerini ortaya koyacağız. 2 Eylül'de bunu açıklayacağız. Neden transfer sezonuna yetiştiremedik? Çünkü 1 Haziran'da transfer sezonu başlamıştı ve bizim genel kurulumuz vardı. Ama ocak ayındaki ara transfer döneminde bu yaptırımları ortaya koyacağız. X kulübe "Şu kadar para harcayabilirsin" diyeceğiz. İlk 1 sene yüzde 30 aşabilir. ikinci sene bütçenin yüzde 15'ini geçer. üçüncü sene bu rakam sıfıra düşüyor. Bir anda sert olamazsınız. Biz limit vereceğiz. Lisans kurulu 7 kişiye çıktı. Üç tane Bankalar Birliği'nden gelen arkadaşımız var. Ziraat Bankası, Halkbank, Denizbank. İki tane yeminli mali müşavirimiz var. Bir de hukuk profesörümüz var. Kararları kesin olacak. Her verdiğimiz cezanın Yargıtay'ı olması lazım. Federasyonun Yargıtay'ı Tahkim Kurulu'dur. Tahkim aynı şekilde bağımsız. Liyakatli insanlardan atamalar yaptık. UÇK, MHK, Lisans Kurulumuz liyakatli insanlardan tayin edildi. İnşallah bağımsız çalışacaklar. Ellerinden geldikçe Türk futbolunun önünü açarak disiplin ve adaletten ödün vermeden devam edecekler. İnşallah bir yola çıktık. Güzel olacak her şey. Bütün kulüplerimizle bir araya geldik. Bunları konuştuk. Tartıştık. Yola çıktık. Bu cezalara gelince neler var? İhtarla başlıyor. Kadro sınırlaması geliyor. Bir kulübümüz transfer yapacak fakat biz ona lisans vermediğimiz için oynatamayacak. En sonu puan silme. Verilecek. Olacak. Bankalar Birliği bunları bizden istedi. Bir şahsın kararına göre değil. Lisans yönetmeliğine göre devam edecek. Artık kulüplerimizi yalnız bırakmadık. Eğitim vererek yolumuza devam ediyoruz. Şahıs sorumluluğu verme yetkimiz yok. Belki Kulüpler Birliği yasasında bu girebilir. Görüyorum ki Bankalar Birliği'nin yapmış olduğu yeniden yapılandırmada yöneticiler ve başkanlar sorumlu veya kefil olabiliyor. Gelirlere bakılıyor. Harcama limiti veriliyor. Biz uyum içerisinde çalışarak mali disipline getirmeye çalışıyoruz kulüplerimizi. 18 takımlı bir ligiz. 10 kulübün yapılandırmaya ihtiyacı yok. Hepsi 8 takım. Diğer 10 takımda sıkıntı yok. Yapılandırma istemiyorlar. Kasımpaşa, Başakşehir, Sivasspor, Gençlerbirliği şirket. 10 takımın yeniden yapılandırmaya ihtiyacı yok. Fenerbahçe, Antalya, Konya görüşmeler devam ediyor. Tahmin ediyorum 15-20 gün içinde bu 8 takımın yapılandırması yapılacak ve bu iş bitecek. Sağ olsun Sayın Spor Bakanımız bu süreç içerisinde gerçekten çok büyük destek oldular. Kulüpler Birliği Başkanımız Sayın Fikret Orman, Sayın Göksel Gümüşdağ, Sayın Ali Koç, Sayın Ahmet Ağaoğlu çok destek oldular. Bir uyum içerisinde diğer kulüplerimizin desteğiyle bugünlere geldik. Sayın Servet Yardımcı ve Erhan Kamışlı ile birlikte sürekli görüşmeler içerisindeydik. Sonuna geldik. Fair-Play sistemini de oturtabilirsek, Lisans Kurulu da iyi çalışırsa Türk futbolu için bir başlangıç dönemi olacak. Yönetmeliğimizi UEFA'ya gönderdik. Türk futbolunu bekleyen cezalar ortadan kalkmış olacak. Bu sene Trabzon ve Fenerbahçe son dakikada ceza almadan yollarına devam ediyorlar. Belki UEFA gelirlerinden belli bir kısmını ödeme kararları çıktı ama katılmama kararı almadılar" ifadelerini kullandı.
2019 UEFA Süper Kupa ve 2020 UEFA Şampiyonlar Ligi finalinin İstanbul'a önemli değerler katacağını ve EURO 2028 aday olacaklarını söyleyen Özdemir, "Servet Yardımcı şu an UEFA Yönetim Kurulu Üyemiz. Çok etkili. İyi ilişkileri var. Sayın Demirören'in de katkılarıyla Süper Kupa Finali ve 30 Mayıs'taki Şampiyonlar Ligi Finali de bu ilişkilerle alındı. İstanbul'umuza önemli değerler katacak bu maçlar. Sayın Ali Koç ve Yıldırım Demirören sunumlar yaptı. Ama olmadı. Biz Madrid'den filan çok iyiyiz. İnşallah ayın 14'ünde UEFA Süper Kupa'yı yapacağız. Madrid'den daha iyiyiz altyapı olarak. Son Şampiyonlar Ligi finali orada oynandı. Bizim altyapılarımız, bizim turizm tesislerimiz, havalimanlarımız çok daha iyi. Madrid'de 1, bizde 2 havalimanı var. Liverpool İstanbul Havalimanı'na, Chelsea Sabiha Gökçen'e gelecek. Orada final olacak. Metrolar bitecek. Otoyollar bitiyor. İnşallah 6 ay sonra İstanbul trafiği çok rahatlayacak. Yatırımları biliyorum. Daha neler yapılacağını biliyorum. Almanya'dan daha iyiydik bence. Ama Almanya'nın UEFA Yönetim Kurulu üyeleri üzerinde çok büyük ağırlığı vardı. Şimdi hedefimiz 2028 Avrupa Futbol Şampiyonası. İnşallah 2028'i alacağız. Hele böyle büyüyen bir Türkiye'de. 105. yılımız olacak. Almamamız için bir neden göremiyorum. İnşallah ben bunu görürüm. İki tane örnek final maçını nasıl yönettiğimizi, ulaşımı nasıl sağladığımızı, otellerimizin güzelliğini göstereceğiz. Stadyuma 1.5 km. içerisinde 6-7 yıldızlı otellerimiz var. Onun için çok ümitliyiz" diye konuştu.
Altyapı projeleri konusunda yapılan çalışmalar hakkında bilgiler veren Nihat Özdemir hedeflerinin 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası'na gitmek olduğunu belirterek, "UEFA, futbolun küçük yaşlardan itibaren oynanmasını istiyor. Bir proje var. Anlaştık. Oğuz Çetin ve Tolunay Kafkas bu işin içinde. Bir ekip kuracağız. Futbola emek vermiş çok önemli isimleri görevlendirmek istiyoruz. Futbola başlama yaşını küçük yaşlara çekmek istiyoruz. Yakında açıklamaları yaparız. UEFA da sosyal projelere önem veriyorlar ve önemli bütçeler ayırıyorlar. UEFA Süper Kupa 14'ünde. Bir anlaşma imzalayacağız. Şanlıurfa'da bazı spor yatırımları için bize yardım edecekler. Orada çok Suriyeli var. Spor tesisleri yaparak destek olmak istiyoruz. Çalışmalar devam ediyor. İnşallah anlaşmayı 13 Ağustos'ta İstanbul'da imzalayacağız. Biz göreve geldiğimizde 2 milli maçımızı aldık. Arnavutluk'u 2-0 yendik. Sonra evimizde Moldova'yı 4-0 yendik. En önemlisi Fransa'yı 2-0 kazandık. İsterdik ki İzlanda'dan 1 puanla dönelim. Ama olmadı. Şu anda grubumuzda 3 tane 9 puanlı takım var. 3 maç var. Eylül'de Andorra ile oynayacağız. Bu 3 maçta hata yapmamalıyız. Sonra Fransa'ya gidiyoruz. En son İzlanda maçı var. O maç final olacaktır. Ama şunu ifade etmek isterim ki; Fatih Terim'le başlayan, Lucescu ile süren ve Şenol Güneş'le devam eden yeni jenerasyon projesi tutmuştur. Şenol Güneş her takımın kampını ziyaret ediyor. Ben demedim ona. Kendisi planlamış. Almanya'daki kamp noktalarına gidiyor. Oradaki teknik direktörler ile konuşuyor. Takımdaki oyuncuları izliyor. Türk çocuklarını motive ediyor. Ben bunun faydalarını önümüzdeki maçlarda göreceğimizi düşünüyorum. Bizim hedefimiz 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası. Sonra 2022 Katar Dünya Kupası'na gidebilirsek ilk 10'a doğru yürürüz. Arka arkaya iki şampiyonaya da gidersek FIFA sıralamasında 20'nin altına düşeriz. Sonra da 10'a gireriz. Belçika şu anda zirvede. Kim diyebilir ki Belçika 5 sene önce buralara gelecekti… Biz de öyle bir jenerasyon yakaladık. İyi bir hocamız var. İyi kadro kurdu. Kendisinin yaptığı düzenlemeleri bize anlatıyor. Şenol Güneş'e güveniyorum" dedi.
Milli Takım'ın İstanbul'a dönmesi hakkında görüşlerini dile getiren Nihat Özdemir, "Birçok yeri dolaştık. Eskişehir, Antalya, Trabzon'a gittik. Uzun zaman önce bir tatsız olay oldu ve bu şekilde İstanbul uzak kaldı. Artık zamanı gelmişti. Şenol Güneş ile konuştuk. Maçları yapmaya karar verdik. İlk maç Vodafone Stadı'nda. Sonra Fenerbahçe Stadı'ndayız. İzlanda maçı final olabilir. İş de bitebilir. Galatasaray'ın sahasında olacak bu maçta. İnşallah 3 maçı arka arkaya İstanbul'da oynayacağız. Ama onlardan da yani taraftarlardan da destek bekliyoruz. Destek istiyoruz" şeklinde konuştu.
Nihat Özdemir, Galatasaray Kulübü'nün, Kulüpler Birliği toplantılarından uzak kalması hakkında gelen soruya ise şöyle cevap verdi: "Ben bu konuda çok önemli bir mesai sarf ediyorum. Bir açıklama yüzünden gerilim oldu ve bu gerilim sürüyor. Fikret Orman'a ve Mustafa Cengiz'e bunun yeter olduğunu söyledim. Bir araya gelmeleri fayda sağlayacaktır. Biz de TFF olarak kavgaların olmaması gerektiğini ve Kulüpler Birliği'nin de birlik ve beraberlik içinde olursak daha kolay kararlar alabileceğimizi, pastayı nasıl büyütebileceğimizi konuşabileceğimizi düşünüyorum. Bugün bile mesai harcadım. İnşallah az kaldı. Başarılı olacağım. Hem Mustafa Cengiz'in hem Fikret Orman'ın iyi niyetli olduğunu görüyorum. Diğer kulüpler de bunu istiyor. İnşallah başarılı olacağız."
Bu yıl Süper Lig'de görev almayacak Bülent Yıldırım ve Serkan Çınar ile ilgili de konuşan Özdemir, "Netice olarak bu kararı MHK verdi. Hakemlerin performanslarına bakarak verdiler. İki maça bakarak vermediler. Rize maçında hata yapılmıştır. Beşiktaş-Galatasaray maçında hata yapılmıştır. Bu sebeple gönderilmiş değiller. Bütün yıl boyunca sergiledikleri performanstan dolayı yeni MHK bu hakemlerle devam etmeme kararı aldı. Bağımsızlar. Elimizden geldiği kadar müdahale olmayacak. Yalnız MHK değil. Disiplin Kurulu, UÇK, Tahkim ve Lisans Kurulları. Hepsinin önüne geçecek" ifadelerini kullandı.
Nihat Özdemir, Finansal Fair Play'ye (FFP) vurgu yaparak, "Hepsini açıklayacağız internet sitemizde. Galatasaray 300 milyon lira harcayabilir. Tüm masraflar buna dahil. Bunu aşamaz. İlk yıl yüzde 30 aşabilir. 390'a gider. ikinci yıl 345 olur. 3 yıl aşamaz. Kadro sınırlaması getirilir, transfer yasağı getirilir, 1 puan, 2 puan, 3 puan silinir. Şampiyonluk yarışında 1 puan değerli. Kümede kalmayı etkileyebilen kararlar olabilir. Ciddiyetimizi anlasınlar diye Kulüpler Birliği'ni ziyaret ettim. Her yerde tolerans gösteririz ama Lisans Kurulu'nda göstermeyiz. Şimdiden söylüyorum. Bugün yapılan transferler 2 Eylül'de vereceğimiz kararın içinde" diye konuştu.
Nihat Özdemir, Merkez Hakem Kurulu (MHK) ile ilgili şöyle konuştu: "Ben bir şey demedim. Sayın Zekeriya Alp'in listesine müdahale etmedim. Ben Zekeriya Alp'i tanırım. Kurul üyeleri muhatabım değildir. Sayın Zekeriya Alp'ten hesap sorarım. Temsilciler Kurulu'nda Sayın Arıcı'yı tanırım. Hata olursa başkandan sorarım. Kurul üyelerinin birbirleriyle uyumlu çalışmaları gerekir."
Video Hakem Uygulaması'nın (VAR) bu sezon daha iyi olacağını belirten Özdemir, "Başkan olarak benim dinleme yetkim yok. Bazı savcı arkadaşlar yazılar yazdılar. UEFA da bu gizliliği istiyor. Bu sene inşallah daha iyi olacak. Geçen sene başarılıydık. Bence başarılıydık. Birkaç tane bariz hatamız oldu. Almanya'da, İtalya'da, Fransa'da olmadı mı? İlk dönem çok iyiydik. İkinci dönem oldu hatalar maalesef. İnşallah bu sene olacak" şeklinde konuştu.