Nilüfer Bayar: 27 Mayıs'a askeri darbe dememek lazım

Nilüfer Bayar: 27 Mayıs'a askeri darbe dememek lazım

TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu, Dolmabahçe Sarayı'nda eski siyasetçileri, gazetecileri ve öğretim üyelerini dinledi.Komisyon'un 27 Mayıs-12 Mart Alt Komisyonu, Dolmabahçe Sarayı Toplantı Salonu'nda öğleden sonraki bölümde, eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın kızı Nilüfer Bayar Gürsoy'u dinledi. Komisyon'da konuşan Nilüfer Bayar Gürsoy, 27 Mayıs 1960 darbesinde sivil partilerin de katkısı olduğunu belirterek, “27 Mayıs'a askeri darbe dememek lazım. Belki Halk Partisi olmasaydı darbe gerçekleşmeyecekti” dedi.

Darbelerde öne sürülen nedenlerin dışında başka sebeplere de bakmak gerektiğini ifade eden Gürsoy, kendisini, çoluk çocuğunu tehdit eden imzasız mektuplar aldığını kaydetti.

Konuşmasında sık sık dönemin CHP 'sini darbeye yardım etmekle suçlayan Gürsoy, “Fiilen Halk Partisi'nin katkısı olmasaydı, 27 Mayıs olmayacaktı. Halk Partisi içinde de dedikodu yaymak adına bir altyapı olduğunu kabul etmek lazım. Bakan hanımlarına kadar bu dedikodular vardı. Dönemin Akis dergisinde bunlar yazıldı” diye konuştu.

Emine Gürsoy Naskali de komisyona yaptığı açıklamada, darbe sonrası ordunun kadrosunun darbeye yatkın hale geldiğini belirterek, Demokrat Partililerin haysiyet kırıcı şeyler yaşadığını kaydetti.

Naskali, Yassıada'da Celal Bayar dahil sanıkların “vatana ihanet”le yargılandığını çünkü Bayar'ın başka türlü yargılanmasının mümkün olmadığını söyledi.

Komisyon üyelerinin sorularını yanıtlayan Naskali, Bayar'la ilgili oluşturulmaya çalışılan “Kars ve Ardahan 'ı satan adam” ve “ İsviçre bankalarındaki hesaplar” gibi algıların kasıtlı olarak yapıldığını belirtti.

Dönemin tanıkları olarak, bir daha darbe yaşanmaması için tavsiyelerinin sorulması üzerine Naskali, “darbecilerin itibarlarının düşürülmesi ve bu zihniyete izin verilmemesi” gerektiğini kaydetti.

Yassıada'da yargılanan Adnan Menderes ve diğerlerine iade-i itibar yapıldığını ancak Yassıada kararlarının aynen durduğunu belirten Naskali, “Yassıada kararlarının yok hükmünde kabul edilmesi için çalışma yapılması gerekiyor” dedi.

Naskali, 27 Mayıs darbesinin aslında TBMM 'ye karşı yapıldığını kaydederek, “Bize mağdur diyorlar ama bence TBMM mağdurdur. 27 Mayıs darbesi, hukuki olarak da kabul edilemez, hukuk kitaplarında bu yer almalı ve okul kitaplarına da darbelerin kabul edilemez olduğunun yerleştirilmesi gerekiyor” diye konuştu.

Naskali, komisyona verdiği bilginin ardından çıkışta gazetecilere teşekkür ederek, bu komisyonun kurulmuş olmasının bile başlı başına olumlu bir adım olduğunu söyledi.

 

Orhan Birgit

 

Basın Konseyi Başkanı Orhan Birgit de komisyonun kendisine 12 Mart ve 27 Mayıs'a ilişkin sorular sorduğunu belirterek, “İçeride tarihi anlattım. Hani şair diyordu ya, 'Tarih tekerrürden ibarettir, hiç ders alınsaydı tekerrür mü ederdi' dedim. Hep beraber gülüştük” dedi.

Birgit, böyle dönemlerde dezenformasyonun çoğaldığını, bu dezenformasyonların darbe oluşturma gücü olmadığını, bu yanlış bilgilerin “bizim yaptığımız darbe meşrudur” demek için ortaya atıldığını söyledi.

Seferberlik Tetkik Kurulu ile bir bağlantısı olup olmadığı yönündeki soruya ise Birgit, “Yerini bile bilmezdim. Sonra sonra öğrendim. Hiçbir alakam yok” yanıtını verdi.

Birgit, 12 Eylül darbesinin şartlarının haber verir gibi oluştuğunu belirterek, “Hepimiz bu ülkenin çocuklarıyız. Türkiye 'de barış hakim olsun. Çıkan olaylara hep birlikte üzülüyoruz. Siyasi liderlerin barış üzerinde durmaları gerekiyor” şeklinde konuştu.

Komisyon, daha sonra Sönmez Sargan ile Rasim Cinisli'yi dinledi