NSU davasında 1 yıl geride kaldı

NSU davasında 1 yıl geride kaldı

Münih Eyalet Ağır Ceza Mahkemesi'nde şimdiye kadar 250 dolayında bilirkişi ve tanığın dinlendiği davanın ne zaman sonuçlanacağı kestirilemiyor. Baş sanık Beate Zschaepe de suskunluğunu sürdürüyor. Bugün yapılan 110'uncu celsede emniyet mensuplarının ifadesine başvuruldu. Türk ailelerden ikisinin avukatlığını yapan Mehmet Daimagüler, DW'ye yaptığı açıklamada, baş sanık Zschaepe'nin cinayetten yargılanmasının önemli bir gelişme olduğunu ve cinayetlerin perde arkasına ulaşma açısından son bir yılda önemli adımların atıldığını söyledi.

Davanın müdahil avukatlarından Mehmet Daimagüler, Beate Zschaepe'nin cinayetlerle ilgisinin olmamasının düşünülemeyeceğini, devletin istihbarat ve güvenlik organlarının oynadığı rolün de ortaya çıkarılması gerektiğini söyledi. Daimagüler DW'nin sorularını yanıtlarken, "bu insanlar neden öldürüldü, onlara kim yardım ve yataklık etti, anayasayı koruma teşkilatları ile muhbir ajanların rolü neydi" gibi konuların mutlaka aydınlatılması gerektiğini belirtti.

'Bütün ayrıntılar ortaya çıkmalı'

Daimagüler, başsavcılığın davanın uzatılmaması ve soruşturma komisyonuyla karıştırılmaması şeklindeki tezine katılmadığını ve sadece sanıkların suçluluk derecesinin araştırılmasıyla yetinilemeyeceğini dile getirdi: “Soruşturma komisyonu oturumlarına da katıldım. Orada bu konunun mahkemeyi ilgilendirdiği, mahkemede ise soruşturmanın genişletilmesinin meclis komisyonlarında görüşülebileceği söyleniyor. Topu birbirlerine atıyorlar, gerçeğin ortaya çıkartılması zorlaşıyor. Ceza derecesinin belirlenmesi açısından önemli olduğu için savcılığın, güvenlik organlarının rolünün mahkemeyi ilgilendiremeyeceği şeklindeki tezini reddediyorum. Davanın uzamasını biz de istemiyoruz. Sadece sanıkların cezalandırılmasını değil, aynı zamanda bütün ayrıntıların aydınlığa çıkartılmasını da istiyoruz. Aksi takdirde, cinayetlerin perde arkasının tam olarak öğrenememiş olmanın burukluğunu çekeriz.”

Baş sanık Zschaepe'nin kayıtsız ve empatiden uzak tavrının maktul ailelerini üzdüğünü belirten avukat Mehmet Daimagüler davada ele alınmasını gerekli gördüğü hususları da şöyle sıraladı: “Önce cinayet şebekesinin bütünüyle ortaya çıkarılması. Faillere cinayet işledikleri yerlerde yardım edenlerin olması gerekir. Öte yandan iç istihbarat örgütleriyle devletin ajanlarının neler bildiğini öğrenmek istiyoruz. Soruşturma dosyalarının imha edilmesine gösterilen gerekçeler inandırıcı değil. Cinayetlerin Avrupa boyutu ve katillerin yabancı ülkelerle sürekli bağlantı kurdukları kişiler hakkında da yeterli araştırma yapılmadı. Bu dava, ‘sanıklar suçlu mu, değil mi?' davası olamaz. Hukuk devletine güvenebilir miyiz? Asıl önemli olan bu. Bu ülkenin bir vatandaşı ve avukatı olarak hukukun üstünlüğüne güveniyorum. Ama hukuk devletinin de bu güveni hak etmesi gerekir.”

Müdahil avukat Daimagüler, Almanya'da sekiz Türk'ün öldürülmesiyle ilgili davanın Türkiye'de ne kadar ilgi uyandırdığı sorusunu ise şöyle yanıtladı: “Yadırganan şeyler oldu. Örneğin Türk medya mensuplarına mahkeme salonunda yer ayrılmaması eleştirildi. Ama artık heyet başkanının davayı profesyonelce ve çok iyi yönettiği izlenimi hakim. Alman güvenlik kuruluşlarının bazı şeylerin karanlıkta kalmasını istediği tahmin ediliyor. Türkiye'deki politikacı ve hukukçular gibi sokaktaki adam da ‘Cinayetlerin aydınlanması istenseydi, dosyalar imha edilmezdi' diyor."