Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ulus Akarca, Türkiye'de Hepatit B ile karşılaşma ihtimalinin yüzde 40-50 civarında olduğunu belirterek, "O nedenle bizim gibi hastalığın yaygın olduğu bir ülkede erişkinlerin de aşı yaptırması önemlidir" dedi. Tedavi edilmeyen hepatit siroza dönüşebilirHepatit B, veba salgınından daha yaygınHepatit B'nin teşhis, tedavi ve korunma yöntemlerinin tartışılacağı doktorlara yönelik 2 günlük konferansla ilgili Swissotel'de bir basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda konuşan Prof. Dr. Akarca, araştırmalara göre, Türk toplumunun yüzde 4-5'inde Hepatit B virüsünün aktif olarak bulunduğunu, bunun 3,5-4 milyon insanın bu virüsle enfekte anlamına geldiğini söyledi. Karaciğere etki eden Hepatit B'nin tedavi edilmezse zamanla kronikleşerek karaciğer sirozu ve karaciğer kanseri gibi hastalıklara yol açtığına dikkati çeken Akarca, bu aşamaya geldikten sonra tedavinin pek mümkün olmadığını, karaciğer nakli gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Akarca, Türkiye'de hem organ bağışının az, hem de nakil ameliyatının çok pahalı olduğunu dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Yapılması gereken etkili aşılamadır. Aşılama ile insanları bebeklik çağından itibaren bu enfeksiyondan korursak gelecek yıllarda bu enfeksiyon giderek azalacak ve ilerlemiş karaciğer hastalıkları ile önümüzdeki yıllarda belki hiç karşılaşmayacağız. Bebeklerin doğduktan 12 saat içinde aşılanmaları gerekiyor. Zaten Türkiye'de 1998 yılından beri yeni doğanların aşılanması zorunlu. Yeni doğan aşılanma oranı yüzde 90'larda."
Erişkinlerin durumu Dünya sağlık teşkilatının erişkinlerin aşılanmasını zorunlu kılmadığını, Türkiye'de bir zorunluluk olmadığını belirten Prof. Dr. Akarca, "Ancak Türkiye'de bu hastalıkla karşılaşma ihtimali yüzde 40-50 civarındadır. O nedenle bizim gibi hastalığın yaygın olduğu bir ülkede erişkinlerin de aşı yaptırması önemlidir" diye konuştu. Hepatit B'nin ülkenin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde diğer yerlere oranla daha fazla görüldüğünü vurgulayan Akarca, bu durumun hijyen şartlarının kötü olması, insanların çok kalabalık ve bir arada yaşamasından kaynaklandığını belirtti. Hepatit B'nin bulaşma yollarının en çok anneden bebeğe geçiş şeklinde olduğunu, erişkin dönemde karşılaşmanın daha nadir görüldüğünü ifade eden Akarca, "Türkiye'de insanların yüzde 90'ından fazlası hastalığı hayatının ilk 1-2 yılında annesinden babasından veya kardeşlerinden alır. O nedenle doğar doğmaz aşı yapılması çok önemlidir" diye konuştu. Prof. Dr. Akarca, bu virüsün insan vücuduna girdikten sonra bir daha çıkmasının mümkün olmadığını, ancak mevcut etkili ilaçlarla bu virüsün çoğalmasının engellendiğini ifade etti. Dünya genelinde 2 milyar kişinin Hepatit B ile enfekte olduğunu belirten Akarca, 400 milyon civarında Hepatit B hastası bulunduğunu, bunların çoğunun Çin ve Afrika'da yaşadığını dile getirdi. İtalya Padova Üniversitesi İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Alfredo Alberti de virüsün bir kısmının kullanılan ilaçlara direnç gösterdiğini dile getirerek, aynı şekilde ilaca devam edilmesi durumunda dirençli virüsün ortama hâkim hale geldiğini belirtti. Prof. Dr. Alberti, bu nedenle hastalığın baştan çok etkili ve kuvvetli bir ilaçla tedavisinin çok önemli olduğunu vurguladı.
(AA)