Nuh Gönültaş: Örtme, kapatma, uzlaşma, çöz!

Nuh Gönültaş: Örtme, kapatma, uzlaşma, çöz!

 

Nuh Gönültaş
(Bugün- 11 Şubat 2012)
 

Örtme, kapatma, uzlaşma, çöz!

 
Gördüklerimi, duyduklarımı, okuduklarımı, fotoğrafın parçalarını bir araya getirir, bir sonuca varabilirim. Bu da benim analizim olur.
 
O halde son günlerin en çok sorulan "Neler oluyor" sorusunu da bu çerçeveden bakınca şöyle cevaplayabilirim:
Sadece olması gereken oluyor! 
 
Yapması gerekenler yapmadıkları zaman başka bir kurum devreye girip yapılması gerekeni yapıyor! 
Siz, eşiniz, dostunuz, aileniz hakkında, şahsınız hakkında, partiniz hakkında bir kötü söz, bir tenkit, bir nadanlık olduğunda aslan kesiliyorsunuz, ne gerekiyorsa hemen yapıyorsunuz. Bütün yetkilerinizi kullanıyorsunuz. Mutlaka intikamınızı alıyorsunuz. 
 
Ama... Ülkeye ve millete kastetmiş oluşumlarla ilgili gelişmelerde olayların üstünü örtüp, uzlaşmacı bir profil çiziyorsunuz. 
 
Oysa asıl yapılması gereken, nefsani davranmaktan ziyade bütün ülkenin hukukunu korumak, bu ülkeye, bu millete kasteden nadanların üzerine gitmektir. 
 
Şimdi... 
 
Şemdinli olayı: Adamlar suçüstü yakalandılar. Sonra ne yapıldı: Bu olayı soruşturan savcıyı meslekten men ettiniz, neden? Çünkü iddianamede bu adamlar suçludur ama Yaşar Büyükanıt da Selahattin Uğurlu da suçludur dediği için. 
 
Kurulda, Savcı Ferhat Sarıkaya için ihraç kararı değil uyarı cezası verilecekti ama generaller ve bazı bakanlar devreye girdi ve ihraç kararını çıkardılar! 
 
Ne oldu burada? 
 
Savcı görevini yaptığı için cezalandırıldı. 
 
Savcının istediği gibi işleseydi adalet, Şemdinli'den girilip Ankara'dan çıkılacaktı. 
 
Olmadı, üstü örtüldü. 
 
Sauna olayı: 
 
Bir sürü bürokratın, siyasetçinin, hakimin, savcının masaj yaptırırken (!) görüntüleri ortaya çıktı. 
 
Etimesgut Zırhlı Birlikler Komutanı'na suikast planları ortaya çıktı. 
 
Bu iş de adi bir olaymış gibi kapatıldı. Asıl kişilere yönelinmedi. 
 
Atabeyler Çetesi olayı: Ne oldu Atabeyler Çetesi olayı? 
 
Yargılandı bitti, orada kaldı. Arkasında kimler var, üzerine gidildi mi? 
 
Bu olayların üzeri örtüldükçe bu işleri tezgahlayanların cesareti arttı. 
 
Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine müdahale etmeye çalıştılar. 
 
367 skandalını yaşattılar bu Meclis'e. 
 
27 Nisan Muhtırası... 
 
Veeee... Kapatma davası! 
 
Uzlaştıkça üzerinize geliyorlar. 
 
Baktılar olacak gibi değil, Ergenekon operasyonuna onay verildi. 
 
Ama hep küçük adamlarla, maşalarla, militanlarla uğraştılar. Büyüklere, kodamanlara yönelmediler. 
 
En baba adam olarak Veli Küçük ile Doğu Perinçek tutuklandı. 
 
Kapatma davası açılınca Hurşit Tolon ve Şener Eruygur... 
 
Haberal, Dalan... 
 
Hatta Haberal tutuklanınca hükümetin bazı bakanları devreye girdi. Ama savcılar işlerini yapmaya devam etti. 
 
Ergenekon Davası'nda, Karargah Evleri Davası'nda, 2002'den 2010'a Balyoz dahil bütün teşebbüslerin hiçbirinde MİT hükümete ve Yargı'ya yardım etmedi. Hiçbir bilgi-belge vermedi. 
 
Odatv olayında işin ucu MİT'e ulaşınca, orada kısmen bilgi paylaşımı oldu. 
 
Ne Ergenekon'da ne Balyoz'da... 
 
AK Parti hükümeti kurulduktan sonra gelişen bütün olağanüstü olaylarda MİT hiçbir şekilde hükümete ve yargıya yardımcı olmadı. 
 
Hükümete ve Başbakan'a yönelik birçok durumdan MİT'in haberi olmadı mı? 
 
En son Uludere olayında ise hükümete en büyük golü MİT attı. 
 
Şu son KCK meselesi... 
 
Aslında yargının bu hamleleri Türkiye'nin temizliği ve demokratikleşmesi için hükümete verilmiş müthiş fırsatlardır! 
 
KCK operasyonlarında bazı bakanlar savcıları arayıp gözaltıların önüne geçmek bile istediler. 
Neden? 
 
KCK 2005'te kuruldu. 2007'de faaliyete başladı. KCK operasyonları 2009'da ancak başlayabildi. 
 
Neden, çünkü bakan operasyonları iki yıl engelleyerek geciktirdi. 
 
Eğer KCK operasyonları zamanında yapılmış olsaydı, 2011'de yaşanılan birçok saldırı gerçekleşemeyecekti. 
Hiçbir işin sonuna kadar gidilmiyor, bir yerde kesinti oluyor. Buna göz yumuluyor! 
 
Nerede bir numara mesela? 
 
Ne yani, her taraf kirli de MİT sütten çıkmış ak kaşık mı? 
 
Askerin içinde, emniyetin içinde, Yargı'nın içinde, üniversitede, medyada her yerde varlar, herkese dokunuldu 
ama MİT'e hiç dokunulmadı. 
 
Niye? 
 
MİT'te yoklar mı? 
 
MİT'in başına istenilen kişi atanınca tertemiz mi oldu MİT? 
 
Uludere olayının hükümete verdiği zararı hiç kimse veremedi. O olayın banisi de MİT'tir. 
 
Üstünü örttükçe hükümet işin içine çekiliyor. 
 
O halde... Örtme, kapatma, uzlaşma, çöz!