Kadıköy Yeldeğirmeni'nde 17 Şubat'ta arkadaşlarıyla kartopu oynarken dükkanının camına kar topu gelen esnaf tarafından bıçaklanıp öldürülen gazeteci Nuh Köklü'nün davası bugün başladı. Tutuklu sanık Serkan Azizoğlu savunmasında "Birinci kez uyardım. İkincide arbede yaşandı, dükkana üçüncü kez girdiğimde sopayla çıktım, dördüncüde de bıçakla çıktım. Ben vurmadım, bıçağın üzerine düştü. Bıçakla vurma anını hatırlamıyorum. Ben yerdeydim, beni darp ediyorlardı" dedi.
Öte yandan, duruşmada sanık Serkan Azizoğlu'nun ağabeyi Barış Azizoğlu'nun Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a mektup yazdığı ortaya çıktı. “Selamün Aleyküm Sayın Cumhurbaşkanım” diye başlayan mektupta Nuh Köklü için “Vefat eden kişi AKP’ye karşı olup Gezi olaylarına öncülerindendir” ifadeleri dikkat çekti.
Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluğunun devamına, bir sonraki celsenin 21 Ekim Çarşamba günü yapılmasına karar verdi.
Tutuklu sanık Serkan Azizoğlu hakkında “kasten adam öldürme, silahla kasten öldürmeye teşebbüs ve hakaret” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
Tutuksuz sanık Nazım Coşanar, cinayeti işleyen Serkan Azizoğlu’nun suçu işlemesine yardımda bulunduğu gerekçesiyle “kasten adam öldürmeye yardım etmek” suçundan yargılanıyor.
Dava, İstanbul Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor.
13:47 Sanığın tutukluluğunun devamına, bir sonraki celsenin 21 Ekim Çarşamba günü yapılmasına karar verildi.
13:20 Duruşmaya 15 dakika ara verildi.
13:15 Tanıkların ifadelerine geçildi. Maria isimli bir tanık, şu ifadeyi verdi:
"Arabanın diğer yanındaydım. Onlar kartopu oynarken bir anda sanık geldi. Ben arabanın sahibi sandım. Sanığı sakinleştirmeye çalıştılar. Sanık çöpe doğru birini kovaladı. Sonra Nuh geldi. İkisi yere düştü. Nuh yaralandı. Cam, Nuh hastaneye kaldırıldıktan sonra kırıldı. Dükkanın önüne çok insan geldi, sanık telefonda konuşup gülüyordu. Sonra dükkanın önüne çıktı ve kalabalıktan biri vurunca düştü. Cam kırıldı."
13:07 Nuh Köklü'nün abisi Sedat Köklü söz alarak, "Benim kardeşim böyle bir cani tarafından öldürülmeyi haketmedi. Benim kardeşim bir gün önce, sanığın dükkanından sokak köpekleri için mama almış. Sokak köpeklerini bile düşünen, iyi yürekli bir insandı" dedi. Abi Köklü, sanığa dönerek "Allah senin bin türlü belanı versin" dedi ve tükürdü.
Annesi Çiğdem Köklü ise gözyaşları içinde, "Nasıl vicdanı almış böyle şerefsizlik nasıl olur en ağır cezanın verilmesini istiyorum" dedi.
Ablası Havva Köklü de "Sonuna kadar şikayetçiyim. Sanığa dönüp bu insana insan demeye dilim varmıyor. Abim kavgadan kaçan küfür etmeyen yapıcı bir insandır. Şikayetçiyim en ağır cezanın verilmesini istiyorum" diye konuştu. (soL)
12:33 Davada müşteki avukatlarının savunmaları devam ediyor. Avukat Ferda Sayın, "Sanık elindeki bıçakla hepimize öfke ile saldırdı, yoldan geçen bizim de tanımadığımız bir gence bile bıçağı salladı" dedi.
11:22 Sanık Azizoğlu, maktul avukatının "Bıçakla çıkmadan önce neden polisi aramadınız" sorusuna, "Ben polise güvenmiyorum, yarım saat sonra geliyorlar, iş işten geçmiş oluyor" dedi.
Sanık Coşaner ise "Sedat Peker'e karşı sempatiniz var mı" sorusuna "Facebook'tan bir kaç kez beğenmişliğim var" yanıtı verdi.
Sanık savunmaları sona erdi, avukatların savunmalarına geçilecek. Mahkeme, duruşmaya ara verdi. (soL)
10:53 Sanık avukatı Yener Kaymaz: İddianameye katılmıyoruz, olay yeri görüntülerinin bilirkişi incelemesi eksik, yetersizdir (@NuhKokluDavasi)
10:47 Sanık Serkan Azizoğlu: Birinci kez uyardım. İkincide arbede yaşandı, dükkana üçüncü kez girdiğimde sopayla çıktım, dördüncüde de bıçakla çıktım. Ben vurmadım, bıçağın üzerine düştü. Bıçakla vurma anını hatırlamıyorum. Ben yerdeydim, beni darp ediyorlardı
10:35 Sanık Serkan Azizoğlu: Kartopu camıma çok fazla geldi, dışarı çıktım, atmayın kocaman insanlarsınız, bunlar pahalı camlar dedim. İçeri girdim tekrar atmaya başladılar, tekrar uyardım dışarı çıkp, sonra üzerime saldırdılar. Onlar saldırınca ben de kendimi korumak için sopa aldım, daha da çok saldırdırlar, ben de bıçak aldım. Beni çöp kovasına sıkıştırıp yere düşürdüler, üzerime birisi küfrederek atladı, gerisini hatırlamıyorum. Beni evimden işime,işimden evime giden, kendi halinde bir insanım, kimseyle bir alıp veremedğimi yok. çocuklarım var.
10:30 İddianamenin okunmasının ardından Avukat Mehmet Ümit Erdem sanığın abisi Barış Azizoğlu’nun, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yazdığı mektupla ilgili sorular sordu. Duruşma sırasında ortaya çıkan mektupta ilginç ifadeler geçiyor.
“Selamün Aleyküm Sayın Cumhurbaşkanım” diye başlayan mektupta Nuh Köklü için “Vefat eden kişi AKP’ye karşı olup Gezi olaylarına öncülerindendir” ifadeleri kullanılıyor. Bütün bu durumdan AKP milletvekillerinin haberdar olduğu söyleniyor.
Barış Azizoğlu, Kasımpaşa’daki cemaatinin ismini söyleyerek Erdoğan’dan yanlarında olmasını istiyor:
Ben Serkan Azizoğlu’nun abisi Barış Azizoğlu olup Halveti Uşaki Kasımpaşa’daki Seyit Hasan Hüsamettin Uşaki Hazretlerine bağlıyım. Şeyhim Eyüp Fatih Şaban Nurullah Hazretleridir. Sizlere duacıyız. Bu olayda yanımızda olmanızı temenni ederiz.
Tayyip Erdoğan, polisin esnafla birlikte katlettiği Ali İsmail Korkmaz’ın davasının Kayseri’de görüldüğü gün, “Bizde esnaf ve sanatkar demek, ticaret yapan, alan-satan sırf ekonomik faaliyette bulunan insan demek değildir. Bizim medeniyetimizde, milli ve medeniyet ruhumuzda esnaf ve sanatkar gerektiğinde askerdir, alperendir, gerektiğinde vatanını savunan şehittir, gazidir, kahramandır” demişti.
10:27 İddianame okunuyor.
Gazeteci Nuh Köklü’nün de aralarında bulunduğu arkadaş grubu 17 Şubat 2015’de Yeldeğirmeni’nde kartopu oynarken, kartoplarından birinin vitrinine gelmesini bahane eden baharatçı esnafı Serkan Azizoğlu’nun saldırısına uğramıştı. Görgü tanıklarının aktarımına göre saldırgan esnaf küfür ederek önce beyzbol sopası sonra da bıçakla gruba saldırdı. Bu sırada yere düşen bir arkadaşını kollamak isteyen gazeteci Nuh Köklü, saldırganın bıçak darbelerine maruz kaldı.
Ağır yaralanan ve arkadaşları tarafından Haydarpaşa Numune Hastanesi’ne kaldırılan Nuh Köklü kurtarılamadı. Kaybı tüm Türkiye’de ve basın dünyasında büyük üzüntü yaratan Nuh Köklü, ailesi ve sevenleri tarafından Ankara’da toprağa verilmişti.
Hürriyet ve Radikal gazetelerinde muhabirlik ve editörlük yapan, daha sonra Sabah gazetesinde çalışmaya başlayan Nuh Köklü, 13 Şubat 2009'da greve çıkan ATV-Sabah çalışanlarından biriydi. O dönem Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) işyeri temsilcisiydi. Köklü, greve çıktıktan sonra işten çıkarılan 10 gazeteciden biriydi. Daha sonra NTV'de program editörü olarak çalıştı, Mayıs 2014'te işten çıkarıldı.