Nükleer kriz haritayı baştan çizecek

Nükleer kriz haritayı baştan çizecek

T24 - ABD, İran’ın nükleer programına karşı uyguladığı küresel ekonomik yaptırımları ve petrol ambargolarını artırmaya devam ediyor. Bununla birlikte Washington’ın Tahran rejimine uyguladığı baskı, Rusya, Çin ve Hindistan’a büyük avantajlar sağlayabilir.

İran’ın mevcut yaptırımlarla zayıflatılması, Orta Asya’da beklenenin tersi sonuçlar yaratabilir. Obama yönetiminin, İran’ın bölgesel gücünü zayıflatmakla ne elde edeceğini net olarak hesaplayamaması, olup bitenleri sadece oturup izlemekle yetinmeyecek Asya ülkeleri karşısında hiç beklediği bir duruma düşmesine neden olabilir.

Hürriyet'in haberine göre; ABD’nin bölgedeki en büyük rakipleri Rusya ve Çin, İran üzerinden kuracakları politikalarla bölgedeki nüfuzlarını artırmak istiyor. Stratejik konumu çok önemli olan İran, Basra Körfezi’ne hükmettiği gibi Güneydoğu Asya’ya açılan kapı görevini de görüyor. İran ayrıca, Hazar Denizi üzerinden Rusya kaynaklı enerjiyi dağıtma görevini üstleniyor.

İran’ı doğrudan kontrol edemeyeceğini bilen Rusya ve Çin, Tahran’ı çok önemli bir güç ve enerji garantisi olarak görüyor. İran, Rusya ve Çin’in bugüne kadar elde edemedikleri Orta Asya-Afrika-Avrupa bağlantısının kapısı olarak karşılarında duruyor.

Bu aşamada, Moskova ve Pekin’in, İran’ın ABD’nin veya başka bir gücün nüfuzu altına girmesine tahammül etmesi imkansız.

Yaptırımlar İran’a diz çöktüremez

Rusya, hiçbir G-8 ülkesinin sahip olmadığı imkanlara sahip. İran’la arasında ABD'nin de NATO güçlerinin de askeri, lojistik ve politik anlamda müdahale edemeyeceği Hazar Denizi bulunuyor. Çin ise Afganistan ve Irak’tan geçen yollarla İran’a ulaşıyor. Koalisyon güçleri Afganistan’daki tüm yolların güvenliğini sağlayamadı, ABD güçlerinin geri çekilmesiyle Irak-İran sınırındaki devriye kuvvetlerinin faaliyetleri de sona erdi.

İran için bölgede petrol ve doğalgaz ticareti yapmak için en iyi yol, güneydeki deniz terminallerini kullanmak. Tahran, ticaret ortağı olacak bir ülkenin yardımıyla yeni bir lojistik alan oluşturabileceği gibi, yaptırımların oluşturduğu kaçakçılık ağından da yararlanabilir. Buna en iyi örnek, 1991-2003 yıllarında yaptırımlara maruz kalan Irak’ın etrafında oluşan ve İran, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Umman gibi ülkelerin yer aldığı çember.

Bankacılık sistemine uygulanan yaptırımlar İran’ı kısa sürede olumsuz etkileyebilir. Ancak masanın altından para teklif etme fırsatını kaçırmayacak olan Rusya ve Çin, bu şekilde Tahran’daki politik gelişimler üzerinde de nüfuz sahibi olabilir.

Askeri açıdan bakış

Rusya, yaptırım bariyerini aşarak Tahran'ın politikalarını etkilemenin dışında, İran’a yönelik bir ABD-NATO operasyonuna karşı koymayı planlıyor da olabilir.

Çin geçtiğimiz yıl bir ortak tatbikat düzenlediği Pakistan'ın kuzeyinde askeri altyapısını güçlendirirken, Hint Okyanusu’ndaki varlığını da önemli ölçüde artırdı.

İran’ın nükleer tesislerine yönelik bir askeri operasyondan ve askerlerini güneye kaydırmanın sonuçlarından çekinen Rusya, birçok ülkenin paylaştığı doğalgaz ve petrol yataklarının bulunduğu Hazar Denizi'nde tatbikat düzenlemesi halinde, İran yaptırımlarına rağmen ortak ticari ilişkileri korumak istediğini ve Hazar'ın bu çıkarların ortak noktası olduğunu gösterecektir.

Gürcistan’ın olası ABD operasyonları için kullanılmasını engellemek ve Ermenistan’daki güçlerine lojistik destek sağlamak için bu ülke topraklarını güvence altına almak isteyen Rusya, aynı zamanda Karadeniz’deki donanmasını güçlendiriyor. Bu gemiler, olası bir müdahale durumunda Gürcistan’ı engelleyecek.

Akdeniz ve Suriye

Rusya, Akdeniz’de Amiral Kuznetsov uçak gemisinin başını çektiği bir görev gücü oluşturuyor. Kuznetsov, 5-6 Ocak tarihlerinde Yunanistan sularında düzenlediği uçuş görevlerinin ardından, 7 Ocak’ta Suriye’nin Tartus limanına demirledi.

Kuznetsov, şu an Karadeniz’de olası bir ABD müdahalesine verilecek karşılığın öncüsü gibi duruyor. Rusya ayrıca, çekirdek güvenlik ittifakını oluşturan Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’yle (CTSO), Eylül ayında Azerbaycan ve Türkmenistan arasında inşa edilmesi öngörülen doğalgaz boru hattının önüne geçecek bir tatbikat düzenledi. Çin gibi ülkelerin desteğini gerektiren bu projeyle Moskova, Asya’daki diğer büyük rakibine bir mesaj vermiş olabilir.

Barack Obama’nın stratejik hesaplarındaki başarısızlığı, bugün, İran’a yaptırımlar karşısında diz çökmek bir yana, birçok seçenek sunmuş durumda. Bu seçenekler, doğu yarımkürede güç dengelerini önemli ölçüde değiştirebilir. Obama yönetimi yaptırımların beklenmedik sonuçlarının önemli olmadığını düşünüyor. Ancak bu doğru değil.