Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Genel Başkanlığını yürüttüğü AKP'ye yönelttiği "metal yorgunluğu" eleştirilerini değerlendirdi. Kurtulmuş, “Metal yorgunluğunu atmak için AK Parti’nin daha fazla reformcu, daha fazla özgürlükçü, daha fazla demokrat, daha fazla kapsayıcı olması lazım, niyet tazelemek lazım" diye konuştu.
Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya'nın, Numan Kurtulmuş'un ifadelerine de yer verdiği (13 Eylül 2017) yazısı şöyle:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Teşkilatı’nın metal yorgunluğunun giderilmesi gerektiğini söylemişti.
Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, buna bir ilave yaptı:
“Metal yorgunluğunu gidermekle birlikte, niyet tazelenmesi yapmak da lazım...”
Bu cümleyi de Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü Genel Kurulu için İstanbul’dan Pekin’e 9 saat uçuşumuz sırasında kurdu.
Neyi kastettiğini de bütün detayıyla anlatmadan önce bir tespit yaptı:
“Siyasete girdiğim 20 yıldan bu yana 11 sandık kampanyası yürüttüm, en zoru referandumdu. Gelen sandık referandumdan da çetin geçecek...”
Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı’nı rahat alacağına olan inancına vurgu yapıp devam etti:
“Ama seçilen parlamentoda Cumhurbaşkanı’nın elini rahatlatan çoğunluk olmalı. Onun için referandumda % 49.4 olan kitlenin bir kısmını da alabilmeliyiz.”
Bunun da 4 temele dayandığını belirtti.
“Bu parti bu temeller üzerinde bugünü yeniden üretmeli” dedi ve 4 temeli şöyle sıraladı:
“Metal yorgunluğunu atmak için AK Parti’nin daha fazla reformcu, daha fazla özgürlükçü, daha fazla demokrat, daha fazla kapsayıcı olması lazım, niyet tazelemek lazım.”
İktidar süreçlerinin partiler açısından yıpratıcı olma özelliğini de anımsatıp sözlerini sürdürdü:
“Demokrasi sandıktan ibaret değil lafı özgürlüğü kısıtlamaktır. Bütün kurumların demokratik iradelerinin güçlendirilmesi lazım. 15 Temmuz sonrası sivil-asker ilişkilerinin düzenlenip kuvvet komutanlarının Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanması gibi yeni reformlara ve içlerinin doldurulmasına ihtiyaç var.”
Seçimden siyasi partilere, imar yasasına kadar antidemokratik yasaların yeniden düzenlenmesi gerektiğini söyledi.
Bunların yapılması halinde ancak Cumhurbaşkanlığı sisteminin iki seçim sonrasında oturacağını belirtti.
AK Parti’nin bu nedenle kapsayıcı hale gelmesi ve insanların gönlüne dokunması gerektiğini bildirdi.
Ardından gelen cümlesi de dikkat çekiciydi:
“Nereden geldiğimizi unutmayacağız ki doğru şekilde bir yerlere ilerleyelim.”
Numan Kurtulmuş, seçim sisteminin de değişip daraltılmış veya dar bölge sistemine geçilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Güçlü bir başkan için güçlü bir parlamentoya ihtiyaç olacağını belirtip sözlerini sürdürdü:
“En azından dar bölge olmasa bile 2013’te üzerinde çalışılan 3-5 milletvekili esasına dayalı daraltılmış bölge olmalı.”
Bürokraside de benzer düzenlemenin yapılmasının şart olduğunu vurgulayıp şu örneği verdi:
“Osmanlı’daki ‘ganayim sistemi’ veya ABD’dekine benzer şekilde yönetici üst bürokratlarıyla gelip kaybettiğinde de onlarla birlikte gitmeli...”
Suriye sorununu hiçbir ülkenin tek başına çözme kabiliyetinin olmadığını anımsattı.
Esad yönetiminin halkına yaptığı mezalimi bildiklerini, buna karşın rejimi destekleyen kesimlerin de içinde bulunduğu bir çözümün ancak kalıcı hale gelebileceğine dikkat çekti.
Son cümlesi ise önemliydi:
“Ortadoğu’daki savaşın kazananı kim derseniz, İsrail derim. Elini kolunu sallaya sallaya Mescid- i Aksa’ya saldırabiliyorsa ‘Hop ne yapıyorsun?’ diyeni Türkiye’den başka kalmadıysa, bu önemli.”
Numan Kurtulmuş’la sohbetimiz, geldiğimiz yol gibi uzun olduğu kadar önemli ve etkileyiciydi...