Numan Kurtulmuş'tan "Ramazan Bayramı tatili 9 gün olacak mı?" sorusuna yanıt

Numan Kurtulmuş'tan "Ramazan Bayramı tatili 9 gün olacak mı?" sorusuna yanıt

Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş medya temsilcileriyle buluştu.  Kurtulmuş, "Ramazan Bayramı tatili 9 gün olacak mı" sorusuna yanıt verdi. Kurtulmuş, "Şu anda benim diyecek bir şeyim yok. Ben Kültür ve Turizm Bakanıyım şu anda, bana sorarsanız, insanların turizm faaliyetleri. Ama bir de bunun bir ekonomik şeyi var, bu biraz kolay değil yani" diye yanıtladı. 

Kurtulmuş, CHP milletvekili Eren Erdem'in "MİT tırları tutanaklarını CHP Sözcüsü Bülent Tezcan'ın verdiği"ne yönelik açıklamalarına ilişkin olarak, "Daha önceki dönemlerde de bu ve benzeri kişiler üzerinden FETÖ ile zaten Cumhuriyet Halk Partisideki bazı kişiler arasında bir dirsek temasının olduğu anlaşılıyor. Eğer bu dedikleri hakikaten mahkemece ispat edilebilir ve bir şey haline konulursa bu çok ağır bir ithamdır ve son derece açık bir ilişki demektir" dedi. 

Kurtulmuş, Ankara Palas'ta medya kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle dün bir araya geldiği iftarda, soruları yanıtları, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. 

"Milletvekili listesinde olduğunuzu biliyor muydunuz, önden bir görüşme yaptınız mı? Gönlünüzde de milletvekilliği yatıyor muydu" sorusu üzerine Kurtulmuş, bu konuda herhangi bir ön görüşmenin yapılmadığını belirterek, siyasetin bir ekip işi olduğunu vurguladı. 

Kurtulmuş, bakanların milletvekilliği listesinde "liste başı" olarak yer almasının bakanlara, kamuoyuna ve siyasete bir mesaj olup olmadığına ilişkin soruya, "AK Parti kadroları bakımından kim milletvekili olacak, kim bakan olacak gibi bir niteliksel ve niceliksel bir kısıtlama olmadığını biliyoruz. Dolayısıyla herhangi bir kısıt içerisinde davranılıyor değil, her pozisyon için birden fazla adayın olduğu bir siyasi hareketten bahsediyoruz." yanıtını verdi.

Yeni sistemde "parlamento önemsiz bir yermiş ve siyaset parlamentoda yapılmayacakmış" gibi bir algı oluşturulmaya çalışıldığına işaret eden Kurtulmuş, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin daha etkin, daha hızlı bir yönetim sistem olacağını, parlamentonun da siyasetin, yasamanın merkezi olarak kendi fonksiyonunu daha etkili şekilde göreceğini vurguladı.

Kurtulmuş, "Başkanlık sistemi dolayısıyla yürütme organı doğrudan sandık gecesinden itibaren gücünü alacak. Parlamento da sandıktan gücünü alan bir heyetten oluşacak. Ben güçlü bir parlamentonun Türkiye'nin geleceği bakımından önemli olduğunu düşünüyorum. Başta söylediğim gibi, yani hemen bugünden yarına sistem bütünüyle kurulacak değil. Yani bu sistem içerisinde bir sürü yeni düzenlemelere de ihtiyaç olacak, bunları yapacak olan da parlamentodur." diye konuştu. 

"AK Parti'nin tek başına Mecliste çoğunluğu sağlayacağı kanaatindeyim" 

Bakan Kurtulmuş, "Güçlü parlamentodan kastınız, AK Parti'nin siyasal ve sayısal çoğunluğa sahip olduğu parlamento mu?" sorusu üzerine, AK Parti'nin büyük bir sayısal çoğunluğa sahip olacağını ifade etti. 

Türkiye'de ittifaklarla seçime giren partilerin her birinin, siyasi geleneği, geçmişi bulunduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, "Türkiye'de bu kadar güçlü siyasi gelenekler varken bunun çok doğal yansıması da güçlü bir parlamento olmak zorundadır. Bizim bu anlamda AK Parti listeleri de bir yerde bunu ortaya koymuş oldu." dedi. 

"Parlamentoya çok partinin girmesi ihtimalinin, AK Parti'nin parlamento çoğunluğunu elde edebilmesi bakımından işini zorlaştırıp zorlaştırmayacağı" sorusuna Kurtulmuş, şu karşılığı verdi: 

"AK Parti'nin, kamuoyu yoklamaları da gösteriyor, son derece kuvvetli bir kamuoyu desteği var, kampanya sırasında bunu artırarak ileriye doğru gideceğimizi düşünüyorum. Biz tabii hiçbir dönemde, hiçbir şekilde bir başka siyasi partinin zaafları ya da gücü üzerinden hesap yapamayız, hangi partinin kaç oy alacağı bizi ilgilendiren bir şey değil. O partinin ortaya koyacağı performansla, halkın o partiye göstereceği ilgiyle orantılı bir şeydir. Ben AK Parti'nin tek başına Mecliste çoğunluğu sağlayacağı kanaatindeyim, hem de yani hiç tereddütsüz bir çoğunluk sağlayacağı kanaatindeyim."

HDP'nin terörist başı Abdullah Öcalan'ın yeğenini aday göstermesinin hatırlatılarak, değerlendirilmesi sorulan Kurtulmuş, milletin bu partilerin söylemlerini, gerçek yüzlerini geçmiş seçim dönemlerinde gördüğünü, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da geçmiş dönemdeki uygulamalardan gerçekten yaka silken, bizar olan bir kitlenin bulunduğunu söyledi. 

Bahçeli'nin "af" açıklaması 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Alaattin Çakıcı'yı ziyaret etmesi ve af konusunda yaptığı açıklamaların hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, her şeyden önce MHP ile AK Parti'nin tek parti olarak seçime girmediğine, birbirinden farklı iki partinin bir seçim ittifakı yaptığına işaret etti.

Kurtulmuş, "Milliyetçi Hareket Partisinin kendi öncelikleri var, istediği gibi hareket eder. Şimdi Sayın Bahçeli niye öyle bir fotoğraf verdi, tamamen kendisinin bileceği iş, kendisinin vereceği bir karar, buna bizim söyleyecek bir şeyimiz yok." ifadesini kullandı.

Af konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ın açıklamalarda bulunduğunu anımsatan Kurtulmuş, "Bizim görüşümüz belli, Bahçeli'nin durduğu yer belli. Dolayısıyla birbirimizin bu konudaki önceliklerini değiştirecek noktada değiliz, ama ortak bir seçim ittifakı içerisinde seçime gidiliyor." diye konuştu. 

CHP milletvekili Eren Erdem'in açıklamaları

CHP Milletvekili Eren Erdem'in, "MİT tırları tutanaklarını CHP Sözcüsü Bülent Tezcan'dan aldığı" yönündeki açıklamaları konusundaki değerlendirmesi sorulan Kurtulmuş, "Bir kere savcılığa intikal etti, herhalde çok yakın bir süre içerisinde savcılık gerekli şeyleri yapacak. Ama daha önceki dönemlerde de bu ve benzeri kişiler üzerinden FETÖ ile zaten Cumhuriyet Halk Partisindeki bazı kişiler arasında bir dirsek temasının olduğu anlaşılıyor. Eğer bu dedikleri hakikaten mahkemece ispat edilebilir ve bir şey haline konulursa bu çok ağır bir ithamdır ve son derece açık bir ilişki demektir." dedi. 

Kurtulmuş, Saadet Partisinin CHP ile iş birliğine ilişkin soru üzerine, ittifak kurulurken o partiye oy veren insanların da buna tamamen uyacakları anlamına gelmediğini belirtti.

Kurtulmuş, "Hiçbir konuda neredeyse benzerliği olmayan iki partinin seçmeni, bunu CHP için de söylüyorum, Saadet Partisi seçmeni için de söylüyorum. Hiçbir benzerliği olmayan partiyle ittifak yapıldığında, bunlar matematiksel bir toplam etmez, ortaya pozitif bir sinerji de koymaz diye düşünüyorum." diye konuştu.  

IMF'ye ilişkin soruya da Kurtulmuş, "Türkiye için ve herhangi bir ülke için IMF ile olan ilişki çok açık söyleyeyim, bir kabustur, Türkiye böyle bir kabusa geri dönmeyecektir. Bu Türkiye için şimdiye kadar ortaya koyduğu bütün milli-yerli iddialarının örselenmeye başladığını gösteren bir husus olur ki Allah korusun." yanıtını verdi. 

"İslam ülkeleri korku barajını aştı" 

İslam İşbirliği Teşkilatı'nda Filistin'e askeri seçeneğin ilk kez konuşulduğu hatırlatılarak, "Filistin'e askeri bir üs kurulabilir mi" şeklindeki soru üzerine Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Üs değil de uluslararası bir barış gücü, son derece doğru, son derece insani ve uluslararası hukuka uygun bir tekliftir. Allah aşkına Gazze’de barışçıl gösteri yapan insanların üstüne ateş açıp işte 3 bine yakın insanın yaralanması, 65 kişinin şehit edilmesi, bu olayın diyelim ki Srebrenitsa katliamından, sayıları belki farklı olabilir, ama Srebrenitsa katliamından ne farkı vardır ya da bunun Kosova'da yapılan katliamdan, Sırbistan'da yapılan katliamlardan ne farkı vardır?

Dolayısıyla uluslararası camia Gazze'deki bu katliama, soykırıma müdahale edebilecek uluslararası hukuk argümanlarına sahiptir, ama bunun için de gerekli inisiyatiflerin alınması lazım. Bu da hakikaten devrim niteliğinde bir karardır, ben bütün ülkeleri tebrik ediyorum." 

İslam ülkelerinin geçmişteki durumuna işaret eden Kurtulmuş, "Birinci İstanbulZirvesi'ndeki kararla birlikte İslam ülkelerinin kendi üstlerine yüklenmiş olan korku barajını aştığına inanıyorum. En önemli şey, o korku barajını aşmaktır. Filistinliler zaten çoktan korku barajını aştıkları için bu direnişi sağlıyorlar, bu direnişi ortaya koyabiliyorlar. Şimdi İslam ülkeleri de korku barajını aştılar." değerlendirmesini yaptı. 

Ramazan Bayramı tatili 

Kültür ve Turizm Bakanı Kurtulmuş, "Ramazan Bayramı tatili 9 gün olacak mı" sorusunu, "Şu anda benim diyecek bir şeyim yok. Ben Kültür ve Turizm Bakanıyım şu anda, bana sorarsanız, insanların turizm faaliyetleri. Ama bir de bunun bir ekonomik şeyi var, bu biraz kolay değil yani." diye yanıtladı. 

Bakanlığının "kültür" kısmının, Milli Eğitim Bakanlığına bağlanmasına yönelik bir çalışmanın olup olmadığı sorulan Kurtulmuş, bu çalışmaların süreç aldığını, seçimden sonra ancak çalışmalar bittiğinde değerlendirilebileceğini vurguladı. 

Kurtulmuş, Başbakanlığın yeniden yapılanmasıyla ilgili sürecin bittiğini, cumhurbaşkanın kabinesini açıklarken bakanlıkları da ona göre dizayn edeceğini söyledi.

Yunanistan'ın darbeci askerlere iltica hakkı vermesi

Yunanistan'ın darbeci askerlere iltica hakkı verilmesine ilişkin Kurtulmuş, "Komşuluk hakkına aykırı bir şey, komşuluk münasebetlerine uymaz. Hele bu komşu kendi siyasi hayatında, yakın siyasi geçmişinde darbelerden çok çekmiş, darbecilerin postalları altında ezilmiş bir komşuysa hele hele onlara hiç yakışmaz. Darbelerin mağduru olan Yunanistan'ın yöneticilerinin derhal Türkiye'deki bu darbe müteşebbislerini Türkiye'ye iade etmesi kendilerinin birikimleri bakımından da en doğru olanıdır, bunu yapmalarını arzu ederiz." ifadelerini kullandı.

"Dolardaki yükselişin arkasında FETÖ mü var" sorusuna NumanKurtulmuş, "Her şeyi FETÖ etiketiyle etiketlendirmenin eksik olacağı kanaatindeyim. FETÖ, Türkiye'nin birliğine, bekasına, varlığına, geleceğine tehdit oluşturan uluslararası konsorsiyumun ortaklarından birisidir, büyük ortaklardandır ama ortaklardan birisidir. Dolayısıyla bunu çok ortaklı bir konsorsiyum olarak görmezsek, işi biraz da kolaya havale etmiş oluruz. Evet var, uluslararası alanda networkları var, çok ciddi etkileri var, çok ciddi bilgileri var vesaire falan, hala bunu devam ettirmeye çalışıyorlar. Dolayısıyla bir konsorsiyumun parçası olarak görün FETÖ'yü." karşılığını verdi.

Türkiye'nin ekonomik olarak bağımsız bir ülke olmasının istenmediğini belirten Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Son dönemlerde Türkiye'nin milli kalkınma, milli sanayi, kendi harp sanayi meselesi gündeme gelip sonuç almaya başlandığı zaman bu birilerini de rahatsız ediyor. Türkiye'nin ekonomik bağımsızlığı noktasında köprünün ortasındayız. Biz köprünün karşısına geçmek istiyoruz, birileri de bizi köprünün öteki tarafına atmaya çalışıyor. Köprünün karşısına geçtiğimiz zaman çok daha elimiz kuvvetli olacak." 

"Biz bu oyunu görüyoruz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bahsettiği evangelist projenin anımsatılması üzerine Bakan Kurtulmuş, şunları kaydetti: 

"Evangelistler işin bir tarafında, İsrailliler bir tarafında. Bunlar, tabii ki bu mücadelenin bir de teolojik tarafı var, onu da biliyorum. Ama sonuçta biz bu oyunu görüyoruz, bu oyunu gören tek ülkeyiz, güçlenmekte olan bir Türkiye'dir. İstiyorlar ki Türkiye bu iddialarından vazgeçerse problem yok. Yani Avrupa Birliğinin bekleme salonunda siz bilmem kaç sene tek ayaküstünde terbiye edilmeye razı olursanız problem yok. Ama ne zaman ki biz sizinle eşit ortak olarak müzakere etmek istiyoruz derseniz, adamlar diyorlar ki 'Hop dur bakalım, nasıl ortak olarak müzakere edeceksin.'"

Kurtulmuş, AK Parti'nin cumhurbaşkanlığı seçimini birinci turda geçeceğini belirterek, AK Parti'yle cumhurbaşkanı adayı arasında ciddi bir koordinasyon ve aidiyet olmasının, partisine büyük bir avantaj sağladığını söyledi. 

"Türk siyasetine yön vermiş iki parti TİP ve MSP"  

Türkiye'de Milli Selamet Partisinin ayrı bir yere konulması gerektiğini ifade eden Kültür ve Turizm Bakanı Kurtulmuş, "Türkiye'nin gerçekten çok önemli Türk siyasetine başlangıcından itibaren yön vermiş iki parti vardır, birisi Türkiye İşçi Partisi, birisi Milli Selamet Partisi. Milli Selamet Partisi de, Türkiye İşçi Partisi de kendi kulvarlarının fabrikaları gibidir. Özellikle siyasi fikriyat bakımından çok adam yetiştirmiştir, çok insan yetiştirmiştir, onun Milli Selamet Partisi hem bir partidir, hem bir harekettir, hem bir idealdir, hem bir sevdadır, hem bir fabrikadır aynı zamanda." değerlendirmesini yaptı.