Cumhuriyet yazarı Nuray Mert, medyada "Ekonomi kötüye gidiyor" demenin cesaret işi olduğunu savunarak "Varsa, trafik kazası, komşu kavgası haberi, yoksa kar muhabbeti. Her şey tersine dönmüş vaziyette, sanki terör olayı 'doğal afet', kar yağması yoruma muhtaç bir fevkaladelik" ifadesini kullandı.
Nuray Mert'in "Çitaların hayatı, nereye kadar?" başlığıyla yayımlanan (13 Ocak 2016) yazısı şöyle:
Sizlerden bir ricam var, lütfen yazılarımı sadece internetten okumayın, bir Cumhuriyet alın! Sadece beni takip edenler değil, farklı diğer haber ve köşe takipçilerine de aynı ricada bulunacağım. Tabii, farklı fikirlere tahammülü olmayıp, sadece açık aramak için bu gazeteyi takip edenleri hariç tutuyorum, onlar kirli ellerini gazeteye değdirmesin, istedikleri kadar köstek olmaya, “Cumhuriyet batacak” diye zil takıp oynamaya devam etsinler.
Diğer hepimiz, sadece Cumhuriyet değil, farklı haber ve görüşlere yer veren, hâlâ ayakta kalabilen tüm gazeteleri destekleyelim. Aynı görüşleri paylaşmamız gerekmiyor, doğrusu ben hiçbir yazdığım gazetede yer alan görüşlerin tümüne katılıyor değildim, hâlâ da değilim; parti gazetesi, sabit fikir bröşürü niteliğinde olmayan tüm yayınlar için olması gereken de bu. Sadece altında imzamız olan görüşlerin sahibiyiz, ama sonuçta görüşlerimizi özgürce ifade edebileceğimiz zeminlere ihtiyacımız var, bu zeminlere okuyucu olarak da farklı görüşleri, haberleri izlemek için ihtiyacımız var. Cumhuriyet gazetesini ayakta tutmak bu açıdan çok önemli, özellikle de mevcut koşullar altında. Mevcut koşullar altında, iktidarın görüşlerini paylaşmayan tüm yayın organları müthiş bir baskı altında, gazeteci arkadaşlarımız tutuklu, tekseslilik almış başını gidiyor. O kadar ki, ekonomi haberleri ve yorumları bile sansür veya otosansür altında, “ekonomi kötüye gidiyor” demek veya demeye getirmek bile cesaret işi. Ana akım medya çoktan bu kısıtları içselleştirmiş vaziyette. Varsa, trafik kazası, komşu kavgası haberi, yoksa kar muhabbeti. Her şey tersine dönmüş vaziyette, sanki terör olayı “doğal afet”, kar yağması yoruma muhtaç bir fevkaladelik! Domatesin fiyatının yükselmesi bile, ancak nedeni kar yağışı ise uzun uzun haber oluyor, mikrofonu eline alan hale koşuyor, haber yapmış oluyor, çocukların kar topu oynaması ise büyük haber, kimse kaçırmak istemiyor. Zaten, bize ayrılan süre çok yakında tamamen bitecek gibi, tüm çabalarımıza rağmen, terör suçlaması var, kayyım ataması var, tüm sesler kesilene kadar yapılacak çok iş var. Ama hiç olmazsa, gazete almaya üşenmek veya farklı görüşlere yer veren yayın organlarına destek olmaktan imtina etmek utancını yaşamayalım, yaşamayın. Yoksa, bundan sonra olanları sadece, yaşınız elveriyorsa siz, yoksa çocuklarınız tarih kitaplarından okuyacak. Hepiniz, hepimiz, tek bir ses bize ne diyorsa onu dinleyip okuyacağız, habire kar haberleri, sel haberleri alacağız, yemek programları, dünya güllük gülistanlık havasında geçen seyahat, magazin programları izleyeceğiz, iktidara yanaşmak derdi ile bin takla atan “sanatçılardan” şarkı dinleyeceğiz, dizi izleyeceğiz. Bunlara gönül indirmeyenler belgesel izlemeye devam edecek, ama çitaların hayatı nereye kadar?