Nurettin Veren: Eski AKP milletvekili, 'FETÖ' çatı davasında mahkemeyi yanıltmaya çalışıyor!

Nurettin Veren: Eski AKP milletvekili, 'FETÖ' çatı davasında mahkemeyi yanıltmaya çalışıyor!

Bir dönem Fethullah Gülen'e en yakın kişilerden biri olarak bilinen, ancak daha sonra cemaatten koparak 'itirafçı' olan Nurettin Veren, FETÖ çatı davasında sanık olarak ifade veren eski AKP milletvekili İlhan İşbilen'in mahkemeyi yanıltmaya çalıştığını öne sürdü. Veren, "İlhan İşbilen o kadar ustaca mahkemeyi yanıltmaya çalışıyor ki, doğru ile yanlışı, iç içe koyarak beyanda bulunuyor. Bence bu kadar dolambaçlı yollardan yanlış beyanlara tevessül etmesine gerek yok, bu zulmü ve darbeyi planlayanın, başrolünü oynayan Fetö ve yakın dairedeki beyin takımının içinde İlhan İşbilen en öndedir" diye yazdı.

Eski AKP milletvekili: Davutoğlu ailesiyle birlikte 4 saat Gülen'in evinde kaldı

Nurettin Veren'in "FETÖ çatı dâvâsının en önemli sanıkları mahkemeyi yanıltmaya çalışıyor" başlığıyla yayımlanan (29 Kasım 2016) yazısı şöyle:

Benim de tanık olarak katılacağım, Fetö’nün ilk 73 kişilik beyin takımının çatı davası, geç de olsa nihayet başladı.

2003 yılında yazmış olduğum, Fetullah Gülen’in Şifreleri kitabımda, bu isimleri anlatmıştım. Ondan da önemli olan, çatı davasının içindeki esas bulunan, çekirdek kadroda yer alanların, isim ve soyadları ile görev taksim çizelgesi ve yemin metnini de yazmıştım.

Aradan geçen bu uzun süre içerisinde, ilgililere vermiş olduğum, bilgi ve belgeler unutulmuş ve hiçbir işlem yapılmamış olduğunu üzülerek gördüm.

Onun için dördüncü kitabım olan FETÖ isimli, yeni kitabımı tekrar yazdım. Artık maskesi düşmüş, tam bir ihanet çetesine dönüşmüş, vatanına ihanet eden, devlet gemisinin dibini delecek kadar, bütün kamu kuruluşlarında örgütlenmenin imamlarını, 2006 yılında hem canlı yayınlarda, hem de kitaplarımda; askeriyede %45, emniyette %75, yargı ve mülkiyede %50 oranında olduğunu söylemiştim.

Fetö’nün kesinlikle masum, dindar görüntülerine inanılmaması gerektiğini, bizzat giderek 2007 yılında Genelkurmay’da 8 saat görüntülü ifademde de, anlatmıştım.

En küçük bir tehlikeyi görmesi gereken askeri istihbarat ve MİT, bu uyarılarımı görmezden gelmişti. 2014’ün onuncu ayında, tekrar bu ifademi, İzmir terörle mücadelede, yine gündeme getirmiştim. İşte bu bilgiler ve belgeler içerisinde, İlhan İşbilen ve Alaaddin Kaya ismini verdiğim çekirdek kadro ve esnaf kesiminden, 200’e yakın isim vardı.

2005 yılından itibaren hiç kimse, bu ithamlarıma karşı çıkmadı ve tekzip etmediler. Fetö’nün Vatikan’a gidişini ve ABD’ye yerleşmesini de, ABD vatandaşı olmasını da, alkışladılar. Benim 30 yıllık ailemin yıkılmasını, altı çocuğumun beni terk etmesini zevkle seyrettiler.

İlhan İşbilen bu yaşananların hepsinin en yakın tanığıdır. Ama bu zulme hiç sesini çıkarmadı, açıkça konuştuğumuzda da, ne yapalım bu senin kaderin, ben F.Gülen’in yanında ağabey olarak yerimi kaybetmek istemem dedi.

Daha önce, 1990 yılında gazetenin yönetimini de, noter yetkisiyle bana devretmişti. İlhan İşbilen 1966 yılından beri beni tanır, ben de onu tanırım, aynı mahallelerde oturuyorduk ve Gülen’in İzmir’e ilk geldiği yıldan itibaren, birlikte arkadaşlığımız vardı.

Örgütün bütün yapılanmalarında görev aldı, hatta 1970 yılındaki Gülen vazife taksimi ve yemin metnini, ona daktilo ettirmiş ve birer nüshasını da, 14 arkadaşa onun eliyle verdirmişti.

İlk önceleri 15 günde bir olan toplantılar, 1970’den sonra hiç aksamadan, 1997’ye kadar devam etmişti. Bu toplantıların hepsine İlhan İşbilen katılmıştır.

İlhan İşbilen televizyon yönetim kurulu üyesi, Asya Finans kurucusu ve yöneticisi, Zaman gazetesinin genel müdürlüklerinde bulunmuştur. Zaman gazetesinin toplantısı Gülen’in yanında her hafta Altunizade FEM’de yapılırdı. 

Her gün gazetenin manşeti önce Gülen’e gelir, Gülen’in onayı alındıktan sonra baskıya girerdi. Bütün köşe yazılarının da kontrolü, Gülen tarafından yapılırdı, gazeteye alınacak köşe yazarları, hatta kapıcı bile Gülen’e sorulmadan kesinlikle alınamazdı.

Gülen televizyona gelip görünmek istemediği için, STV’nin yönetim kurulu üyeleri ile yapılan toplantılar, kamera ile çekilirdi, Gülen çekilen toplantı kasetini, Altunizade de kontrol ederdi. Kamerayla çekilip toplantı F.Gülen’e götürülürdü, çekimleri Mehmet Demircan yapardı.

Televizyona alınacak bir liralık malzeme dahi veya yapılacak en ufak iş, F.Gülen’in kamerayı incelemesinden ve onaylanmasından sonra yapılabilirdi. 

Şimdi İlhan İşbilen’nin burada, F.Gülen gazeteye ve televizyona hiç gelmezdi, ben onu hiç oralarda görmedim demesi, ustaca söylenmiş bir yanlış beyandır.

Elbette Gülen gazeteye ve televizyon binasına gelip yönetim katında ve koltuğunda oturmamıştır. Tıpkı şimdi ABD’de oturup Türkiye’deki darbeyi perde arkasından yönettiği gibi, ama bütün her saniye olan, biten Fetö’nün emir ve talimatları ile yapılmıştır.

İlhan İşbilen o kadar ustaca mahkemeyi yanıltmaya çalışıyor ki, doğru ile yanlışı, iç içe koyarak beyanda bulunuyor.

Bence bu kadar dolambaçlı yollardan yanlış beyanlara tevessül etmesine gerek yok, bu zulmü ve darbeyi planlayanın, başrolünü oynayan Fetö ve yakın dairedeki beyin takımının içinde İlhan İşbilen en öndedir.

AÇIKÇASI İNKAR YERİNE, İTİRAFÇI OLMASI, DEVLET’İN YANINDA, FETÖ’NÜN KARŞISINDA OLDUĞUNU, BEYAN ETMESİ DAHA İNANDIRICI OLACAKTIR.