Açlık grevinde 141 günü geride bırakan Nuriye Gülmen'den mektup geldi. Gülmen, sosyal medyada paylaşılan mektubunda geceleri "ölmüş mü?" denilerek kontrol edildiğini ve bu rahatsız edici uygulamanın son günlerinin işkencesi olduğunu belirtti.
Cumhuriyet gazetesinde yer alan habere göre açlık grevinin 141'inci gününü geride bırakan Nuriye Gülmen’in sosyal medyada paylaşılan mektubunda şu ifadeler yer aldı:
“Açlık sürerken, insanın karnı bir önceki günden daha aç olmuyor ama bilinci, duyguları, düşünceleri ve tüm varlığıyla daha aç oluyor. Elle tutulur bir adalete, ekmeğe, özgürlüğe, daha aç daha sevdalı daha tutkun daha hasret oluyor” dedi.
Geceleri yapılan “ölmüş mü” kontrolleriyle uğraştığını aktaran Gülmen, bunun çok rahatsız edici bir uygulama ve son günlerinin işkencesi olduğunu belirtti.
Bağışıklık sistemi çöktüğü için enfeksiyon kapma riskinin çok yüksek olduğunu söyleyen Gülmen, “Ama benim sağlığım kimin umrunda. Herkes görevini yapıyor. Çünkü bakanlık talimatı var” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet, Evrensel, Hürriyet ve Özgürlükçü Demokrasi gazetelerini takip etmeye çalıştığını ve okuduğu her şeyde kendine bir direniş payı çıkardığını söyleyen Gülmen, “Direnmeliyiz. Hiçbir şey için değilse bile insan onuru için direnmeli” dedi.
Tutuklu Nuriye Gülmen ile Semih Özakça’ya destek vermek için pazar günü yapılan eylemde gözaltına alınan ve aralarında avukatların da bulunduğu 15 kişiden 8’i geçen dört günün ardından savcılığa çıkarıldı. İfade sırasında savcının avukat Ebru Timtik’e “Ayakta ifade ver” dediği, Timtik’in de “Cunta döneminde mi yaşıyoruz?” yanıtını vermesi üzerine ifadesinin alınmadığı söylendi. Savcılık sorgularının ardından 3’ü avukat 8 kişi serbest bırakıldı.
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) ve Sosyalist Dayanışma Platformu (Sodap ), İstanbul İHD şubesinde yaptığı basın açıklamasında Silivri Cezavinde tutuklu bulunan üç üyelerinin Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’yla dayanışma amacıyla üç günlük açlık grevi yaptıklarını açıkladı.