OHAL kapsamında yayınlanan KHK ile birlikte ihraç edildikleri karara tepki göstermek için açlık grevi eylemi yapan ve şuan tutuklu olan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın açlık grevi 126’ıncı gününe girerken Nuriye Gülmen’in Sincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndaki 45 günlük koğuş arkadaşı Gülbeyaz Karaer, Nuriye’nin durumunu ve ceza evindeki sürecini anlattı. Karaer, "Nuriye benimle birlikte herkese sevgilerini gönderdi ‘Yüreğim onlarla’ diyordu" dedi.
Mersin'de yerel yayın yapan İmece Gazetesi'ne konuşan Karaer, 7 Temmuz’da Sincan Cezaevi’nden tahliye olduğu zaman Nuriye Gülmen’in böbrek ve kas ağrılarının şiddetlendiğini ve kişisel ihtiyaçlarını karşılamada oldukça zorlandığını belirterek Gülmen’in kendi dengesini sağlayamadığını aktardı. Karaer, ayrıca 40 gün boyunca mutfak olarak tuvaleti kullandıklarını da söyledi.
Karaer, cezaevinde yer olmadığı için tek kişilik hücrelerin koğuşlar haline getirildiği bir yerde Nuriye ile birlikte 3 kişi kaldıklarının ifade etti.
Kas ağrıları olduğu Nuriye Gülmen için cezaevi yönetiminden havalı yastık istediklerini ancak temin edilmediğini kaydeden Karaer, kendi imkânlarıyla Gülmen’e yastıklardan boyunluk yaptıklarını ifade ederek şunları söyledi: “Hapishane koşulları işkence koşulları ile aynıydı. Beni tahliye ettikleri gün koğuşta kalan diğer arkadaşımızı da sürgün ettiler. Onu yalnız bırakmak istiyorlardı. Daha sonra Nuriye’nin yanına başka birinin getirildiğini öğrendik. Nuriye için havalı yatak istedik ancak vermediler. Yastıklardan ona boyunluk yaptık. Yatağı çok kötüydü canını yakıyordu. Çünkü vücudu çok hassaslaşmıştı. ”
Nuriye Gülmen’in havalandırmaya çıkamadığını belirten Karaer, “Nuriye sürekli üşüyordu ayaklarına sıcak su torbası koyuyorduk. Havalandırmaya çıkamıyordu, merdiven olduğu için vücudu el vermiyordu. 100. Günde cezaevindeki diğer mahkûmlar onun için şarkılar söylediğinde çıkıp onları izlemişti. Başka da havalandırmaya çıkamadı.”
Kendilerinin de yemek yiyemediklerini ifade eden Karaer, Nuriye Gülmen’in kendilerine sürekli ‘abla siz yemeğinizi yiyin’ dediğini söyledi. Karaer, “Biz de yemek yiyemiyorduk sadece sabahları o uyurken biraz bir şeyler yiyorduk bize hep ‘abla siz yemeğinizi yiyin’ diyordu. Gerçekten durumu çok kötüye gidiyordu. Çok üzülüyorduk.” dedi.
Nuriye Gülmen’in hızlı bir şekilde kilo vermeye devam ettiğini söyleyen koğuş arkadaşı Karaer, Gülmen’in en son elbiseleriyle birlikte tartıldığında 44 kilo olduğunu belirtti.
Nuriye Gülmen için gelen mektupların çoğunun kendisine verilmediğini ve birçok mektupta da sözcüklerin karalandığını ifade eden Karaer, “Gelen mektupların çoğu kendisine verilmiyordu çoğu mektupta ise sözcüklerin üzeri karalanmıştı ya da üzeri çizilip yasaktır deniliyordu.Bu da onu çok üzüyordu.” dedi.
Tahliye edilirken ağladığını söyleyen Karaer, “Benim de kardeşim ölüm orucunda hayatını kaybettiği için oradan çıkmak onu yalnız bırakmak istemedim. Tahliye edilirken ağladım.”
Nuriye Gülmen’in içeride çizimler yaptığını ve ağrılarına rağmen günlük tuttuğunu belirten Karaer, “Nuriye benimle birlikte herkese sevgilerini gönderdi ‘Yüreğim onlarla’ diyordu. Nuriye, Semih ve bizim tek istediğimiz taleplerinin kabul edilmesi başka da bir şey istemiyoruz.” şeklinde konuştu.
Karaer, son olarak Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın mektuplaştığını söyledi.