Nuriye Ortaylı yazdı: Koronavirüs, rivayetler ve gerçekler

Nuriye Ortaylı yazdı: Koronavirüs, rivayetler ve gerçekler

İlber Ortaylı'nın kardeşi Nuriye Ortaylı, yeni tip Koronavirüs salgınına ilişkin "rivayetler ve gerçekler" başlığıyla bir yazı yayımladı. 

Ortaylı, "Doğrudur bu virüsün davranış biçimi hakkında çok az şey biliyoruz, zira 109 gün öncesine kadar yalnızca hayvanlarda görüldüğünü düşündüğümüz ve birkaç uzman dışında kimsenin ilgisini çekmeyen bir virüstü. Şimdi ise çoğumuz virüsün bulaşma ve hasta etme mekanizmalarının karmaşıklığı karşısında öfke ve umutsuzlukla isyan ediyoruz" diye yazdı.

Söz konusu karmaşıklığın önemli bir nedeni salgın koşullarında ve genellikle retrospektif (geriye yönelik) araştırma yapma zorunluluğu yüzünden kesin sonuçlar elde edememek olduğunu söyleyen Altaylı, şöyle kaydetti:

"Üstelik elimizdeki altın standart test, PCR, hem sofistike bir laboratuvar donanımı gerektiriyor hem de enfeksiyonların ancak üçte ikisini yakalayabiliyor. Buna salgın koşullarında toplanabilen verilerin, demografisi, sağlık alt yapısı, salgınla mücadele politikaları çok çeşitli olan ve zaman içinde hızla değişen farklı ülkelerden gelmesinin, dolayısıyla karşılaştırılabilirliğinin sınırlı olmasının yarattığı zorluğu ekleyin. İster istemez ortaya farklı sonuçlar ve ondan da daha farklı yorumlar çıkıyor."

...

"Atalarımız çok yakın zamanlara kadar birçok şeyin öngörülemediği bir dünyada yaşamayı becermişlerdi. Sanayi ve teknolojinin hızlandığı, hava durumu tahminlerinin %99 tuttuğu, birçok doğal gücü kontrolü altına aldığımız sanımızın güçlendiği 20 yüzyılın ikinci yarısında doğan ve mevsimsel grip ve soğuk algınlığı dışında bulaşıcı hastalık geçirmemiş, hatta bunun yarattığı şımarıklıkla çocuklarımıza kızamık aşısı yaptırmaktan vazgeçmiş bizler ise her şeyi öngörmek, önümüzdeki haftaları, ayları, hatta yılları bugünden planlamak ve planladıklarımız gerçekleşmezse sinirlenmek gibi modern bir alışkanlık edindik. Bu koronavirüs pandemisi bize sandığımız kadar muktedir olmadığımız, belirsizliği yaşamın doğal bir parçası olarak kabul etmemiz ve hele geleceği istediğimiz gibi planlama iddiasından vazgeçmemiz için önemli bir ders veriyor. Yeniden, eski kuşakların belirsizlik içinde yaşamayı, ortaya çıkan sıkıntıları da tevekkülle göğüslemeyi beceren bilgeliklerine dönmemiz gerek."

Yetkinport'ta yayımlanan yazının tamamını okumak için tıklayın.