Alman gazeteleri, Avusturya’da aşırı sağcı FPÖ'nün bakanlarını kabineden çekmesiyle derinleşen hükümet krizini konu alıyor.Avusturya'da aşırı sağcı Avusturya Özgürlükçü Partisi'nin (FPÖ) kabineden tüm bakanlarını çekmesiyle derinleşen hükümet krizi, Alman basınında geniş yer alıyor. Kriz, hükümet ortağı FPÖ'nün lideri Heinz-Christian Strache’nin seçim öncesi maddi destek karşılığında kamu ihaleleri vaat ettiği gizli görüntülerin kamuoyuna yansımasıyla patlak vermişti. Nürnberger Nachrichten gazetesi ülkedeki siyasi gelişmeleri şöyle değerlendiriyor:"İtidalli olunması özellikle telaşlı zamanlarda çok zor. Ancak buna rağmen gerekli. Çünkü itidal, durumun abartılı bir şekilde dramatize edilmesine engel olur. İşte devlet krizi nitelemesi tam da böyle bir durum. Çok abartılı. Avusturya geçmişte de zor zamanların üstesinden geldi. Burada Belçika'yı örnek vermek gerek. Belçika 541 günü hükümetsiz geçirdi. Ve ülke hala hayatta."Frankfurter Allgemeine Zeitung aynı konuyla ilgili yorumunda, siyasi krizde Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen'in takındığı tavrı olumlu buluyor. Yorum şöyle:"Cumhurbaşkanını dağılan hükümetin aktörleriyle içerik ve kişisel olarak bağlayan noktalar az olsa da, bu krizde partiler üstü ve akıllı analiz eden bir moderatör olarak davranacağına güvenilebilir. 1990'lı yılların ortalarında üniversitedeki kariyerinden ekonomist olarak siyasete geçiş yaptığından bu yana profesör ifadesinden hiçbir zaman tamamen vazgeçmedi. Nesnellik onun markası. Şimdi imajına kirli gri sakalları, köpek sevgisi ve sigaraya düşkünlüğü de eklendi. Belli ki genç Başbakan (Kurz) bu telaşlı günlerde Cumhurbaşkanlığındaki bu huzur için müteşekkir. Kurz bu dramanın her yeni sahnesinde, attığı her adımı Van der Bellen'le görüşerek yaptığını vurguluyor. (Cumhurbaşkanı) bu karmaşanın başlangıcından bu yana doğru ifadeleri kullandı, Strache'nin İbiza'daki videodaki 'arsız saygısızlığını' kınadı ve olayın 'tavizsiz açıklığa kavuşturulmasını' ve 'güvenin yeniden inşa edilmesini' talep etti. Vatandaşlara 'Hiç kimse Avusturya için utanmak zorunda kalmamalı' dedi ve bunun için çalışıyor."Mainz kentinde yayımlanan Allgemeine Zeitung'un aynı konuyla ilgili yorumu ise şöyle:"Sağ popülist ve aşırı sağcı güçlerin yarattığı tehlike bir kez daha görünür hale geldi. İktidarı ele geçirmek istiyorlar. Onları engelleyebilecek bilhassa düşünce ve basın özgürlüğü gibi temel hakları ortadan kaldırmak istiyorlar. Macaristan Başbakanı Viktor Orban gibi otoriter iktidar sahipleri bu konuda onlara örnek teşkil ediyor. Bu durumu her ülkedeki seçmenler düşünmeli, dikkate almalı. Avusturya'daki ÖVP (Avusturya Halk Partisi) gibi partiler de anayasa düşmanlarını desteklemek isteyip istemediklerini sormak zorunda."Konuyla ilgili aktaracağımız son yorum Rheinpfalz gazetesinden:"Viyana'da hükümetin bir skandal girdabına girmesi nedeniyle Avrupa'da genel bir dönüşümün yaşanmasını umut etmek kötü bir yanılgı olur. FPÖ, Almanya için Alternatif (AfD) ve diğer AB ülkelerindeki benzerlerine rağbet edilmesi bir moda değil. Tam tersine birçok seçmen tarafından teknokrat ve vatandaşa uzak olarak görülen siyasetin zayıflıklarına işaret etmekte."HT, BK© Deutsche Welle Türkçe