O fotoğrafları çeken muhabir: Yapabileceğim tek şey yerde yatan bedeniyle çığlığını duyurabilmekti

O fotoğrafları çeken muhabir: Yapabileceğim tek şey yerde yatan bedeniyle çığlığını duyurabilmekti

Türkiye’den Yunanistan’a gitmeye çalışırken iki botun alabora olması nedeniyle ölen Aylan ve Galip Kurdi’nin, dünyanın dört bir yanında büyük yankı uyandıran fotoğraflarını çeken Doğan Haber Ajansı (DHA) Bodrum Muhabiri Nilüfer Demir, “3 yaşındaki Aylan Kurdi'yi gördüğümde kanım dondu. Onun için yapabileceğim bir şey yoktu. Yapabileceğim tek şey yerde yatan bedeniyle çığlığını duyurabilmekti” dedi.

“O fotoğraf karesini çekerken neler hissettiniz?” sorususunu yanıtlayan Nilüfer Demir, “3 yaşındaki Aylan Kurdi'yi gördüğümde gerçekten kanım dondu. O an yapabileceğim bir şey yoktu. Yerde kırmızı tişörtü, lacivert şortuyla yarı beline kadar sıyrılmış bir şekilde cansız bedeniyle yatıyordu. Onun için yapabileceğim bir şey yoktu. Yapabileceğim tek şey yerde yatan bedeniyle çığlığını duyurabilmekti. Ben de bunu ancak deklanşöre basarak yapabileceğime inandım ve o anın fotoğrafını çektim. 100 metre ilerisinde abisi Galip yerde yatıyordu. Daha sonra onun yanına gittim. Onun da tişörtü üzerine kadar sıyrılmıştı. Galip'in, Tahara'nın üzerlerinde hiçbir şekilde can yeleği, kolluk, onları suyun üzerinde tutabilecek hiçbir şey yoktu. Bu da olayın dramatikliğini ortaya koyuyordu. Ama yapabileceğim tek şey o anın fotoğrafını çekebilmekti ve ben de öyle yaptım” ifadelerini kullandı.

 

'Onların çığlıklarını dünyaya duyurabilmek, yapabileceğimiz en iyi şeydi'

 

Doğan Haber ajansı muhabirleri olarak kaçak geçişlerin arttığı son 2-3 aydır bölgeye geldiklerini söyleyen Demir, dün sabah yaşananları şu şekilde anlattı:

"Burada kaçakların Yunanistan'ın İstanköy (Kos) adasına geçişlerini takip ediyorduk. Buradan da karaya çıkışlarını. Dün de ben görevliydim yine buraya sahile geldik, Pakistanlı bir kaçak grubunun karşıya geçme çabasını gördük. Onların dramını fotoğraflarken ve görüntülerken sahildeki cesetleri fark ettik. Yanlarına gittiğimizde de bunların çocuk cesedi olduğunu gördük. Önce şaşırdık ve çok üzüldük. Arkasından görevimizin gerektirdiğini yapmak zorundaydık. Çünkü onlar için başka yapılabilecek bir şey yoktu. Onların bu şekildeki çığlıklarını dünyaya duyurabilmek yapabileceğimiz en iyi şeydi.''

 

'Umarım bugünden sonra bir şeyler değişir'

 

“Bir kadın gazeteci olarak deklanşöre basarken neler hissetiniz? Çünkü yerde yatan 3 yaşındaki bir çocuk. Ne düşündünüz çekerken?'' sorusuna da yanıtlayan Demir, şunları söyledi:

"Önce büyük bir acı ve üzüntü yaşadım. Daha sonrasında deklanşöre basarken onların dramlarını duyurmak zorundaydık. Bunu en iyi yapabilmek için iyi bir fotoğraf çekmek gerekiyordu bunu da ancak deklanşöre basarak başardığımızı düşünüyorum. 2003 yılından beri Doğan Haber Ajansı'nda çalışmaktayım. 2003 yılından bu yana çok sayıda göçmen olayına şahit oldum, fotoğrafladım. Onların dramlarına, ölümlerine de şahit oldum. Sahile vurmuş cesetlerini de fotoğrafladık, görüntüledik. Çok uzun zamandır bunlar yaşanıyor. Umarım bugünden sonra bir şeyler değişir'' diye konuştu.