Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın yazar Nuri Pakdil'i ziyaretinde neler konuşulduğunu yazdı. Akar'la Pakdil'in, 15 Temmuz sonrası Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın verdiği bir yemekte görüştüklerini ve tekrar bir araya gelmek üzere sözleştiklerini söyleyen Selvi, "Ne rejim konusu ne de referandum gündeme geliyor" dedi. Hiç evlenmemiş olan Nuri Pakdil’in, kimseye anlatmadığı çok özel bir aşk hikâyesini de o görüşmede anlattığını belirten Selvi, şunları aktardı:
"Nuri Pakdil, konuklarını kırmıyor. İstanbul-Ankara treninde görüp âşık olduğu kızı anlatıyor. Aylarca peşinden koşup nişanlandığı ama büyük aşk acıları çekerek ayrıldığı kızdan söz ediyor. İnsani değerlerimiz çok aşındığı için hemen bu tür ziyaretlere değişik anlamlar yüklüyoruz ama iki önemli düşünce adamıyla bir araya gelince ne konuşulursa, onlar konuşuluyor. Ne rejim konusu ne de referandum gündeme geliyor. Geceye, Nuri Pakdil’in bir daha hiçbir kadına aşık olamadığı aşk acısı damgasını vuruyor."
Selvi'nin Hürriyet'te "Genelkurmay Başkanı Nuri Pakdil’le ne konuştu?" başlığıyla yayımlanan (1 Şubat 2017) yazısı şöyle:
Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın, yazar Nuri Pakdil’e yaptığı ziyaret günün konusu oldu. O ziyarette Nuri Pakdil’in bazı şair dostlarıyla birlikte bir de edebiyatçı-yazar Rasim Özdenören var.
Yeni Şafak’ta çalıştığım sürede yakından tanıma fırsatı bulduğum iki özel insan. Cumhurbaşkanlarının, başbakanların, kudretli insanların önlerinde saygıyla eğildikleri, ama onların ilmin izzetini muhafaza edip kimsenin karşısında eğilmedikleri insanlardır. Onlara, “Ağabey” diyen insanlar, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, bakanlık koltuklarına oturdular. Onların tek bir ricası olmamıştır. Şair Sezai Karakoç’la birlikte Necip Fazıl kuşağının temsilcileridir.
Gelelim Genelkurmay Başkanı Akar ile MİT Müsteşarı Fidan’ın ziyaretine. Nuri Pakdil ya da Rasim Özdenöner’in evi bu tür konukların ağırlandığı evler. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Genel Sekreteri Fahri Kasırga, Genel Sekreter Yardımcısı İbrahim Kalın ve Başdanışmanı Sefer Turan’la birlikte Nuri Pakdil’i evinde ziyaret ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği özel bir yemekte Nuri Pakdil ile Rasim Özdenören, Genelkurmay Başkanı Akar’la sohbet ediyor. Hulusi Akar, edebiyata olan ilgisinden söz ediyor. Kayseri Lisesi’nde okuduğu dönemde, Nuri Pakdil ve Rasim Özdenören’in çıkardığı edebiyat dergisini takip ettiğini anlatıyor. Cumhurbaşkanı’nın sofrasında Hulusi Akar’la Nuri Pakdil arasında tatlı bir sohbet gerçekleşiyor. Nuri Pakdil, “Bizim evde yemeğe bekliyorum” diyor. Ama işi orada bırakmıyor. Daha sonra tekrar ulaşıyor, Genelkurmay Başkanı’na yemek davetini tekrarlıyor. Genelkurmay Başkanı, 27 Ocak Cuma günü için yemek davetini kabul ediyor. Saat 19.30-20.00 arası için randevulaşıyorlar. Ama yemekte birisinin daha olması isteniyor. O kişi Rasim Özdenören. Hulusi Akar tam konuşulduğu saatte geliyor. Ama sivil kıyafetli ve bir de yanında MİT Müsteşarı Hakan Fidan var. Nuri Pakdil, Hakan Fidan’ı görünce ayrıca seviniyor. Çok eskiden beri tanışıyorlar. Ama Hulusi Paşa’ya, “Hani üniformalı kıyafetinizle gelecektiniz ya” diye hafif bir sitem ediyor. Gülüşüyorlar. Hulusi Paşa, “İnşallah öyle de geliriz” diyor. Birlikte yemek yeniliyor. Mönüde balık ve salata var. 2 saat süren bir muhabbet gerçekleşiyor. Ne mi konuşuyorlar? Anlatayım.
Nuri Pakdil’e her misafirine sorduğu klişe soruları soruyor. Hangi takımı tutuyorsunuz, Maraş’a gittiniz mi gibi. Ha bir sorusu daha var. Onu sona sakladım. Nuri Pakdil Fenerbahçeli, Hulusi Paşa da Fenerbahçeliymiş. Fenerbahçe yöneticisi Şekip Mosturoğlu’nun paylaştığına göre Hulusi Paşa, 2008 yılında 15724 numarayla Fenerbahçe’ye üye olmuş. Allah’tan ki olmuş, yoksa Nuri Pakdil, Fenerbahçeli olmayanı kınıyor. O kadar sıkı bir Fenerbahçeli. Paşa, Maraş’a iki kez gitmiş. Birinde albay rütbesiyle, diğerinde general olarak. Nuri Pakdil, Kudüs şairi olarak bilinir. Ama ilginç, sohbette Kudüs gündeme gelmemiş. Ama 27 Mayıs sorusunu ıskalamamış. 27 Mayıs’ta neredeydiniz sorusuna Hulusi Paşa, o tarihte yaşının çok küçük olduğu karşılığını vermiş. 1952 doğumlu olan Hulusi Akar o zaman 8 yaşında. Nuri Pakdil ile Rasim Özdenören ise İstanbul’da İbn’ül Emin Mahmut Kemal Erkek Talebe yurdunda kalıyor. Hulusi Paşa, Rasim Özdenören’in denemelerini okuduğunu anlatıyor, “Kafa Karıştıran Kelimeler, okuduğum ilk kitabınızdı” diyor.
Nuri Pakdil’in edebiyat dergisindeki yazılarını takip ettiğini söylüyor. Sanat ve edebiyat adamlarına yapılacak en zarif jestler bunlar. MİT Müsteşarı Hakan Fidan yine istihbaratçılığını konuşturuyor. Hiç evlenmemiş olan Nuri Pakdil’in kimseye anlatmadığı çok özel bir aşk hikâyesi var. Nuri Pakdil, konuklarını kırmıyor. İstanbul-Ankara treninde görüp âşık olduğu kızı anlatıyor. Aylarca peşinden koşup nişanlandığı ama büyük aşk acıları çekerek ayrıldığı kızdan söz ediyor. İnsani değerlerimiz çok aşındığı için hemen bu tür ziyaretlere değişik anlamlar yüklüyoruz ama iki önemli düşünce adamıyla bir araya gelince ne konuşulursa, onlar konuşuluyor. Ne rejim konusu ne de referandum gündeme geliyor. Geceye, Nuri Pakdil’in bir daha hiçbir kadına âşık olamadığı aşk acısı damgasını vuruyor.