Taraf-12 Aralık 2012
Genelkurmay Başkanlığı’nın Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Mehmet Erten’e madalya vermesini AKP, CHP ve BDP’deki Kürt vekiller eleştirmiş. Bizim Taraf’ta sürmanşetten görmüşler.
Bu yazıyı yazarken, askere destek vereceğim günleri de mi görecektim diye bir duygu var içimde ama hakkaniyet adına bu yazıyı yazacağım. Bana göre hem o vekiller, özellikle AKP’li vekiller, hem de Taraf askerlere haksızlık ediyor.
Anlatayım: O madalyanın verilmesine karşı çıkanların iki temel gerekçesi var. Birincisi Uludere faciası. İkincisi de Suriye’de uçak düşürülmesi hadisesi. İkisinde de TSK ve Hava Kuvvetleri en az kusurlu diyebilirim. Hem Suriye’deki uçak krizinde hem de Uludere’de, asli kusurlu o uçakları oraya gönderme konusunda ısrarlı talepleri olan istihbarat birimidir. Suriye olayında da resmî açıklama net. O bölgedeki radar testleri yapılması için uçuyordu o uçak. Bir gün önce Suriye tarafından sınır ihlali gerekçesiyle uyarılmasına rağmen GES’i bünyesinde bulunduran kurumun talebi üzerine bir kez daha uçuruldu o uçak oraya. Tıpkı Uludere’de o kurumun talebiyle uçurulduğu gibi.
Ayrıca, daha önce de yazmıştım. Aynı kurumun elemanlarının yönlendirmesiyle birkaç Uludere faciasına daha çok yaklaşıldığı, ancak askerî personelin dikkati sayesinde kadın ve çocukların bombalanmasından son anda vazgeçildiği de biliniyor.
Eğer TSK’da bir madalya verilecekse, Hava Kuvvetleri’ne, ikinci bir Uludere tezgâhına düşmedikleri için bile verilebilir.
Bu komutana madalya neden verildi diyenler bana göre Uludere olayını önemsizleştirerek bir komutana sorumluluğu yükleyip aradan sıyrılmak istiyorlar. Muhtemelen bunu neden yaptıklarını da iyi biliyorlar. Amaçları da Oslo mızıkacılarının Uludere olayındaki rolünü başkalarına yüklemek. Zira Oslo mızıkacıları kendi inandıkları şeyleri söylüyorlar. Aynı dünya görüşünü paylaştık sonra yanlış yapmış doğru yapmış önemli değil. Sen, ben, bizim oğlan, aramızda hallederiz sorunları nasılsa. Bul bir günah keçisi, yükle...
O madalyaları eleştirirken neden asıl faile, o uçakları Uludere’ye gönderen, istihbarat birimine bir kelimelik bir söz söylemiyorsunuz? Yoksa siz de o madalyaların arkasına saklanıp o istihbarat birimini mi korumaya çalışıyorsunuz? Oslo mızıkacıları, hayal müzakerecileri ile ortak duygu dünyasında yaşadığınız için mi Uludere’de, asli kusurluların rolünü görmezden gelip tali kusurluların sırtına sarıyorsunuz bütün günahları?
Ek olarak, TSK son bir yıl içinde siyasete müdahale etmediği için bile böyle bir madalyayı hak ediyor komutanlar. AKP’li Ensarioğlu unutmuş olabilir ama biz boruları, kâğıt parçalarını, internet andıçlarını, evlere silah yerleştirmeye çalışan AKP’yi bitirme planı hazırlayan komutanları henüz unutmadık. Başta askeri kışlasının içine çektiği için Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, siyasete müdahale etmeyip adlarını bile unutturdukları için Kuvvet Komutanları ve bunların en başında da sadece işini yapan Hava Kuvvetleri Komutanı anasının ak sütü gibi hak ediyor o madalyayı. Belki de TSK tarihinde nadiren hak edilen madalyalardan biri o.
Dün TSK’yı arayıp birtakım sorular sordum. Son bir yılın operasyon bilançosunu verdiler:
1 Ocak 2012’den bu yana yapılan operasyonlarda yurtiçinde 550 PKK’lı öldürülmüş 134 PKK’lı da sağ ele geçirilmiş. Yurtdışı operasyonlarında 346-369 PKK’lı öldürülmüş. Yani toplamda 1034 PKK’lı bir yıl içinde etkisiz hâle getirmiş. Bu PKK’nın yüzde 25’e yakın bir kısmının bir yıl içinde imha edildiği anlamına geliyor.
Aynı dönemde yurtiçinde 521 hedefe 312 sorti yapılmış. Yurtdışında ise 383 hedefe 317 sorti yapılmış. Yani TSK ve Hava Kuvvetleri görevini yapmış. Ve muhtemelen görevini iyi yaptığından dolayı da Ankara’da birileri operasyonları engelleyip müzakereleri başlatmak için Uludere tezgâhını planlamış.
Bu rakamlara bakıldığında özellikle Hava Kuvvetleri’nin son bir yıl içinde etkin kullanılmasının doğru sonuçlar verdiği görülüyor. Bu da Oslo mızıkacılarını, müzakerecileri, Kürt milliyetçilerini, ve PKK’yı hâliyle rahatsız ediyor. Vozurtu bundan...
Türkiye’de hiçbir başarı cezasız kalmaz. Bence o madalyayı komutandan alın ve müzakere diye diye 2009’dan bu yana PKK’yı büyüten, Kuzey Suriye’de PKK devletinin kurulmasını sağlayan, müzakereci bakana, Oslo mızıkacılarına ve özellikle de daracık hapishanesinden devleti parmağında dolandırıp, örgütünü büyüten, Ortadoğu’nun güçler dengesinde bir aktör hâline getiren Öcalan’a verin. Her kasımda barış türküleri söyleyip barış tütsüleri tüttüren müzakerecilere de jüri özel ödülü. Yalnız biraz acele olun bahar gelmeden verin. Çünkü Bahar’da terör yeniden başlar.
Sonuçta bu ekip çalışması ve bu “muhteşem başarı” madalyasız bırakılmamalı...