O savcı konuştu: Paçavradan hukukçu değilim, MİT Müsteşarı dinlenmedi, dinlenilen kişiyi aradı

O savcı konuştu: Paçavradan hukukçu değilim, MİT Müsteşarı dinlenmedi, dinlenilen kişiyi aradı

Selam Tevhid örgütü dosyasının eski savcısı Adnan Çimen, 22 Temmuz’da polislere yönelik yapılan operasyon sonrasında ileri sürülen “Dosya kapsamında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan dinlendi” iddiasına yanıt verdi. “Fidan'ın dinlenmediğini, dinlemeye takıldığını” söyleyen Adnan Çimen, “(Eski AKP milletvekili) Faruk Koca'nın telefonu dinlenmektedir. 23.10.2013 günü 0532 ile başlayan telefondan Hakan Fidan tarafından aranmış ve 49 saniye görüşülmüş” ifadesini kullandı. Çimen, duruma ilişkin olarak “Burada suç oluşturacak tek eylem, suç unsuru içermeyen dinleme kayıtlarının imha edilmeyip dosyada bırakılmasıdır. Buradaki sorumluluk dosyanın son savcısına aittir” dedi.

“Başbakan’ın da mahkeme kararıyla dinlenmediğini” belirten ve “Varsa çıkarın belgeleri” diyen savcı Çimen, bir haberi referans göstererek “Başbakan’ın, hakkında dinleme kararı alınmış bir danışmanının telefonuyla yaptığı görüşmenin dinlenmiş olma” ihtimalini vurguladı.

Çimen'in Twitter hesabından yaptığı açıklamanın tamamı şöyle:

“Bugün Sabah gazetesi 24 Şubat’ta yaptığı algı operasyonuna devam etmiş, aklımızla ve hukukun temel kurallarıyla adeta dalga geçmiş. Sn. İstanbul Başsavcısı’nın 2280 kişi dinlendi diyerek ortaya attığı dolaylı dinleme garabetinin devamı mahiyetinde bu haber. Bakın sayın MİT Müsteşarı dinlenmiş denen İletişim Tespit Tutanağı’nın anlamını kısaca anlatayım. Hedef Şahıs: Faruk Koca'nın (Furgan Kod), 3 Nolu Hâkimlik kararıyla 0533’le başlayan telefonu dinlenmektedir. 23.10.2013 saat 10:24’te 0532 ile başlayan telefondan Hakan Fidan (Emin) kod tarafından aranmış ve 49 sn görüşülmüş. Görüldüğü üzere burada takip edilen Faruk Koca'dır. Sn. MİT Müsteşarı olduğu iddia edilen numara Faruk Koca'yı arayınca dinlemeye takılmış ve tape düzenlenmiştir. Yani Sn. MİT Müsteşarı hakkında alınmış bir karar yoktur. Hedef şahıs Faruk Koca'dır. Dinleme kararı alınan şahısların yaptıkları tüm görüşmelerin dinlemeyi yapan görevli memur tarafından tapeye dökülmesi yasal zorunluluktur. Çünkü hangi görüşmelerin soruşturmaya esas alınacağını takdir yetkisi cumhuriyet savcısındadır. Peki bir kamu görevlisi bu şekilde dolaylı olarak dinlemeye takılırsa nasıl hareket edilir? Eğer kamu görevlisinin takip edilen suçu işleyenlerden olduğu anlaşılırsa soruşturmaya dâhil edilip hakkında dinleme kararı istenir. Şayet özel soruşturma usulüne tabiyse bağlı olduğu kurumdan soruşturma izni istenir. Eğer soruşturulan suçtan farklı bir eylemi tespit edilirse ilgili tapeler gereğinin takdiri için bağlı olduğu kuruma gönderilir. Oysa dosya kapsamında Sn. MİT Müsteşarı için istenmiş hiçbir izin alınmış, hiçbir mahkeme kararı yoktur. 24 Şubat’tan beri neden dolaylı dinleme denildiğini şimdi anlayabildik mi? Ortada dinlenen olmayınca şüphelilerle telefon görüşmesi yapanları dinlediniz diye yutturmaya çalışıyorlar. Peki MİT Müsteşarı’nın dolaylı da olsa telefon görüşme dökümünün dosyaya konulması suç teşkil eder mi? Eğer görüşme içeriği suç teşkil ediyorsa yapılması gerekenleri biraz önce yazdım. Şayet görüşme içeriklerinde herhangi bir suç unsuru yoksa dinleme ve ses kayıtlarının ayıklanması ve imha edilerek tutanağa bağlanmasıdır. Bu imha ve tutanağa bağlama işlemi en son dosyanın karara bağlanmasından önce yapılır. Burada suç oluşturacak tek eylem; suç unsuru içermeyen dinleme kayıtlarının imha edilmeyip dosyada bırakılmasıdır. Buradaki sorumluluk dosyanın son savcısına aittir. Sn. Başbakan’ın dinlenme iddiasına dair haberde detay yok. Bir internet sitesinde Sn. Başbakan'ın danışmanının telefonuyla yaptığı görüşmenin dinlendiği belirtilmiş. Eğer haber doğruysa burada olay bellidir. Demek ki ilgili danışman hakkında dinleme kararı alınmış, Sn. Başbakan'da bu tel kullanınca görüşme dosyaya girmiştir. Sn. Başbakan'ın söz konusu tel görüşmesi için izlenecek yolda, biraz önce izah ettiğim usul üzeredir. Başa dönersek Sn. Başbakan, bakanlar ve MİT Müsteşarı mahkeme kararıyla dinlenmemiştir. Varsa çıkarın belgeleri hodri meydan… Karşınızda paçavradan hukukçular yok. Dinlemeye takılmayı bize dinleme diye yutturamazsınız. Aksini iddia ediyorsanız buyurun, Yargıtay… Gidin araştırın bakalım iddianızı destekleyecek tek bir karar bulabilecek misiniz? Ha bu arada benim dosyaya baktığım tarih aralığı 08.04.2011-01.09.2011’dir. Bulun yasal olmayan dinlemeleri, dilekçem hazır... 01.09.2011 tarihinden sonra dosya bir daha önüme gelmedi. Bu tarihten sonra varsa bir iddia İsmail Bey ya da Adem Bey cevabını verecektir. Siz yalana, ben yalanlamaya devam. Bakalım ne zaman usanacaksınız... Sn. Başbakan, bakanlar ve MİT Müsteşarı’nın dinlenmediğinin en önemli delillerinden biride şudur ki; Ceza Muhakemesi sistemimize göre bir şahıs hakkında dinleme kararı talep ettiğinizde o şahıs doğal olarak dosyanın şüphelilerinden biri olur. Dosyada şüpheli olan bir şahıs hakkında mutlaka bir karar (dava, takipsizlik gibi...) vermek zorundasınız. Bu temel kuralın yanında bugün UYAP sisteminde de dosyanın kapanması için tüm şüpheliler hakkında karar vermeniz gerekir. Oysa Selam örgütü hakkında verilen kararda Sn. Başbakan, bakanlar ve MİT Müsteşarı yer almamaktadır. Eğer dinlendilerse neden kararda yoklar? Peki, karara konu etmediğiniz bu tapelerle ilgili işlem yaptınız mı? Yoksa bunların hepsi bahane algı operasyonu şahane mi diyorsunuz? Ne yapayım Allah'a havale ediyorum. Hâkimlerin hâkimi var. Nasıl olsa orada görüşürüz...”