O Ses Türkiye'de söylediği Kürtçe ninniyle gündem olan Hayri Kasaç programda, Kürtçe şarkı söyleme talebinin hep reddedildiğini banttan yayın olduğu için bir şey yapamadığını Kürtçe söylemek için ise canlı yayınları beklediğini söyledi. Kasaç, "Bu benim özeleştirim olsun, ben gidip bizzat gördüm. Ya yüzde 100 Kürtlüğünüzden arınıp gideceksiniz ya da gırtlağınızdaki K harfinden dolayı kazanamayacaksınız. Yarışmacıları her akşam araçla otellerine bırakırlardı. Kürtçe ninni söyledikten sonra beni bırakmadılar" dedi.
‘O Ses Türkiye’ yarışmasından elenen Hayri Kasaç, programa veda ederken sunucu Acun Ilıcalı’dan “Annemin bir sitemi var. Annem hep şunu der, ‘Oğlum ben senin şarkılarından bir şey anlamıyorum.’ Annem bir kelime Türkçe bilmez. Hep ‘Neden Kürtçe şarkı söylemiyorsun?’ diyordu. İzniniz varsa eğer, ben bebekken kulağıma fısıldadığı bir ninni vardı. Burada annemin gönlünü almak için, 20 saniyelik bir ninni okumak istiyorum” diyerek izin istemiş ve Kürtçe ninni okumuştu.
Sosyal medyada gündem olan Hayri Kasaç, Mezopotamya Ajansı'ndan Arjin Dilek Öncel’e yarışmada yaşadıklarını anlattı.
Programa katıldığı ilk günden beri müzik koçlarına Kürtçe şarkı okumak istediğini söylediğini dile getiren Kasaç, bu isteğinin gerekçesiz bir şekilde sürekli reddedildiğini ifade etti. Kasaç, imzaladıkları sözleşme gereği programdan çekilemediği için de Kürtçe okumak için son günkü canlı yayını beklediğini söyledi.
Kasaç, programa katılma amacını ise şöyle açıkladı: “Ben de daha önce programa katılan Kürt arkadaşlarıma Kürtçe okuma konusunda ısrarcı yaklaşmalarını söylüyordum. Onlar da kendilerine göre gerekçelerini açıklıyorlardı. Ancak bu gerekçeler beni tatmin etmedi, gidip yerinde görmek istedim. Programa katılma nedenlerimin ilki buydu. Bir başka nedeni de, ben müziğe ve sanata karşı duygularımı duruşumu, düşüncelerimi o televizyon kanalında, tüm Türkiye halklarına göstermek istedim.”
Programda sık sık “Neden Kürtçeye izin vermiyorsunuz?” diye sorduğunu, ancak sorularına yanıt alamadığını söyleyen Kasaç, “Yasak olduğunu söylüyorlardı. Ancak neden yasak olduğunu söylemiyorlardı. Bizdeki gırtlak yapısı çocukluktan geliyor. Söylediğim Türkçe şarkılarda bile ‘K’ harfinde zorlanıyordum, ‘K’ gırtlaktan geliyordu. Prodüksiyon tarafından K’leri söyleyemediğim için eleştiriliyordum. Oysa bu benim gerçekliğimdi” dedi.
Final günü dışında çekilen tüm programların paket program olduğunu ve videoların birçok yerinin programcının istediğine göre kesildiğini kaydeden Kasaç, şunları kaydetti: “Birçok şeyi kendilerine göre kesiyor, o hali ile paylaşıyorlardı. Bu durum içimde bir yara oldu. Onlarla bir sözleşme yaparak programa katılıyorsun. O sözleşmeden kaynaklı programdan çekilemiyorsun. Asıl amacımı yani eylemimi gerçekleştirmek için canlı yayının olacağı finali bekledim.”
Canlı performansın ilk etabından geçtiğini ve Acun Ilıcalı’dan konuşmak için zaman istediğini, ancak reklam arasına gidileceğinden kendisine zaman verilmediğini dile getiren Kasaç, kendisine ikinci etapta konuşması için zaman tanınacağı sözü verildiğini söyledi.
Bu nedenle Kürtçe şarkı söyleme isteğinin programın ikinci etabına kaldığını belirten Kasaç, “İkinci etabı geçemedim. Orada tek yarışmacı ben değildim. İnsana ve insan haklarına yaklaşımımdan kaynaklı onların hakkını gasp etmemek adına, 20 saniye istedim. Başta onlara annem için Kürtçe ninni söyleyeceğimi belirtmedim. Acun, Kürtçe söyleyeceğimi bilmeden ‘tamam’ dedi. Annem için bir şey söyleyeceğimi selam göndereceğimi sandılar. Sonra Kürtçe bir şarkı söyleyeceğimi belirttim. Prodüksiyonun morali bozuldu. Sözlerinden dönemediler de. Çünkü canlı yayındalardı” dedi.
Kürtçe ninni okuduktan sonra ise, jüri üyeleri ile bir daha karşılaşmadığını anlatan Kasaç, programa yarışmacı olarak katılanların, araçlarla kaldıkları otellere bırakıldıklarını, ancak kendisinin o akşam otele bırakılmadığını söyledi.Kasaç, “Buna tepki mi denir, korku mu denir bilemiyorum, neden sahiplenmediler bilemiyorum. Normal şartlarda hepimizi birlikte otele götürürlerdi. O akşam arkadaşlarım beni götürdü” dedi.
Programda sarf ettiği “Türkiye halklarına selam yolluyorum” sözünden sonra sosyal medyadan tehdit mesajları aldığını ve hakkında linç kampanyası başlatıldığını söyleyen Kasaç, “Bir grup faşist tarafından tehdit edildim. Türkiye’de sadece Türklerin yaşadığına dair mesajlar aldım. Bana yönelik bir linç kampanyası başlatıldı” diyerek, Kürtlerin de haksız eleştirilerine maruz kaldığını kaydetti.
Programda Kürtçe ısrarından dolayı gözden çıkarıldığını iddia eden Kasaç, “Ben orada saniye dilenmedim. Onlara defalarca neden Almanca, İngilizce var, ancak Kürtçe yasak diye sordum. Sorumu yanıtsız bıraktılar. Kürtçe ısrarımdan kaynaklı zaten gözden çıkarmışlardı. Yine de son günü bekledim. Kazanmayacağımı biliyordum. Bu benim özeleştirim olsun, ben gidip bizzat gördüm. Tavsiye etmiyorum. Ya yüzde 100 Kürtlüğünüzden arınıp gideceksiniz ya da gırtlağınızdaki K harfinden dolayı kazanamayacaksınız” diye konuştu.
Kasaç, yine Şırnak’ın Silopi ilçesinde sokağa çıkma yasakları döneminde öldürülen ve cenazesi 7 gün boyunca sokakta bekletilen Taybet İnan için bestelediği şarkıyı Youtube kanalından silmesine ilişkin gelen eleştirilere ise, şu yanıtı verdi: “Ben Taybet ana için bir şarkı yazmıştım. Bir yıl önce avukat bir arkadaşımın ‘şarkının sözleri seni 10 yıl içeride yatırır’ uyarısını dikkate alarak kaldırdım. Çünkü şarkının sözlerinde Taybet ananın ölümünden devleti sorumlu tutuyordum. O nedenle o videoyu kaldırdım.”