Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin öldürüldüğü saldırı öncesinde, 2 polis memurunu şehit eden saldırganların bindiği taksinin şoförü A. S., "savcının kendisine PKK'lı dediğini", başkalarının ise sivil polis olduğunu iddia ettiğini belirterek, “Eskisi gibi bir vatandaş olmak istiyorum eski hayatımı özledim. Bir başka oldu hayatım…” dedi.
Cumhuriyet'ten Kemal Göktaş'a konuşan taksi şoförü A.S., yaşadıklarını şöyle anlattı: “Olay günü Bağlar hastanesinden yolcu aldım. Gaziler mevkiine bıraktım. Sonra eşimi aradım. Çocukları aşağı indirmesini istedim, berbere götüreyim diye. U dönüşü yaptım kavşakta. Şehmuz Pastanesi’nin orada 2 iki kişi el etti, onları aldım. Sonra eşimi aradım, ‘müşteri aldım, çocukları aşağı indirme’ dedim. Taksiye binenler ‘Balıkçılarbaşına gideceğiz’ dediler. Taksimetremi açtım, devam ettik. Herhangi bir konuşma olmadı aramızda. Sadece arkadaki telefonda bir şeyler mırıldandı. Sonra da kendi aralarında 2-3 saniye fısıldaşmalar oldu. Direk istikametinden Balıkcılarbaşı’na gittim. Herhangi bir şey dikkatimi çekmedi. Yolda polis kontrolü filan da olmadı. Takipten de şüphelenmedim.
Onlar bizi burada indir dediğinde Balıkçılar’ın göbeğinde sağa yanaştım. 50 TL verdi, 16.25 tutmuştu, bozuk param yoktu. Orada hamal mı arabacı bilmediğim biri vardı aracın önünde. Ön camdan ona ‘bozuk var mı’ dedim. Tam o sırada polisler yanaştı. ‘İnin aşağı’ demesiyle silah sesi geldi, kendimi aşağı attım. Otoparkın içine girdim. Ben arabadakilerin ateş açtığını fark etmedim. Polisin vurulduğunu da fark etmedim. Otoparkta yarım saat, 45 dakika kaldım, silah sesleri kesilince çıktım. Arabam yerinde değildi. Abimi aramadım, beraber Çarşı Karakolu’na gittik.
Arabayı oraya çekmişler. ‘Bu arabanın şoförüyüm, sahibiyim’ dedim. Parmak izi aldılar. Herhangi bir şey söylemediler. Sonra beni alıp Polis okuluna götürdüler, ifademi alıp bıraktılar. 10 dakika sonra telefonla arayıp yeniden gel dediler. Cumartesi günü aldılar. Çarşamba gece mahkemeden serbest bıraktılar. Sorgu sırasında hiç baskı olmadı.
Bana Tahir Elçi’nin öldürüldüğünü de söylemediler. Ben gözaltından çıktıktan sonra öğrendim. Savcı bana PKK’li diyip tutuklama isteyince şoka girdim. Sonra da sivil polis dediklerini duydum dışarıda. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Şu anda evdeyim. Korku var. Bu kadar şeyler söyleniyor, Diyarbakır gibi yerde… 33 yaşındayım, 3 çocuğum var. O iki kişiyi aldıktan sonra eşimi aradığım belli. Telefon kayıtlarına bakabilirler. Poliste geldiğim yolu ayrıntılarıyla tarif ettim, MOBESE’lerden bakabilirler. Psikolojim iyi değil, dışarı çıkamıyorum. Eskisi gibi bir vatandaş olmak istiyorum, eski hayatımı özledim. Bir başka oldu hayatım… Görüntüleri hiç izlemedim ama çocuklarım izlemiş. Korkmuşlar, büyüğü 9 yaşında, okula gidememiş korkudan. “