Cumhurbaşkanı Erdoğan New York ziyareti esnasında ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile bir araya geldi. İkili görüşmede terörle mücadele, Irak ve Suriye'deki gelişmeler ele alındı. Amerika, her ne kadar Irak Şam İslam Devleti'ne (IŞİD) karşı kurulan ittifaka Türkiye'nin destek verdiğini uluslararası platformda açık bir şekilde duyurmasını beklese de uzmanlar Türkiye'nin askeri destek sağlamasına şüphe ile yaklaşıyor.
Lojistik ve insani yardım yoluyla destek
Washington Enstitüsü Türkiye Araştırmaları Programı Direktörü Soner Çağaptay "Bölgedeki İncirlik gibi üslerin hava operasyonunda kullanılacağını düşünmüyorum. Türkiye'de IŞİD'e karşı olan strateji halen bazı çekinceler içeren bir siyaset. Türkiye IŞİD'i her ne kadar tehdit olarak görse de, IŞİD'e karşı harekete geçmenin kendisine kısa vadede sıkıntılar doğurabileceğini görüyor. Örneğin Türkiye içeriside hiç olmasını arzu etmediğimiz IŞİD saldırıları meydana gelebilir" dedi ve askeri desteğin bu sebepten ötürü çok da gerçekçi bir beklenti olmadığını ortaya koydu.
Buna rağmen, rehinelerin kurtulmasının ardından Türkiye'nin uluslararası arenada daha aktif olması bekleniyor. Bu çerçevede Türkiye'nin rolüne değinen Çağaptay "Bundan sonra ABD ile olan işbirliğini lojistik ve insani boyutta tutacak" yorumunda bulundu ve "İnsani yardım uçuşu yapan uçakların Türk hava sahasından geçmesini ve Türk havalimanlarını İncirlik dahil, kullanmasına müsaade edecek. Ayrıca belki de Irak'taki Kürtlerin askeri varlığını kuvvetlendirmesi için onlara Amerika'yla ve diğer NATO müttefikleriyle beraber yardımda bulunacak" dedi.
George Washington Üniversitesi'nden Ortadoğu uzmanı Prof. Nabil Mikhail ise, "Hava saldırıları bir süre daha devam edecek. IŞİD savaşçılarının rehine alınması söz konusu olabilir. Şu aşamada Türkiye'den askeri bir destek gerekmeyecek" yorumunda bulundu. Aynı zamanda Mikhail, Obama ve Erdoğan arasındaki ilişkiye değinerek "Obama'nın Erdoğan ile ilişkisi yakın ancak farklı bakış açılarının olabileceğine dair işaretler bulunmakta. Amerika, IŞİD'e karşı olan savaşta Türkiye'nin rolünden pek emin değil. Buna ek olarak Türkiye'deki ifade özgürlüğündeki gerilemeden ötürü, özellikle de basın özgürlüğündeki kısıtlamalardan ötürü Amerika endişeli" dedi.
Stratejik çıkarlar ön planda
Erdoğan ile Obama'nın eskisi gibi yakın bir ilişki kurma endişesi olmadığı görülmekte. İki lider eski günlere geri dönmeye hevesli olmasalar da bu stratejik açıdan birlikte hareket etmelerine engel değil.
Erdoğan-Obama işbirliliğinin tercihden ziyade ihtiyaç olduğunu belirten Mikhail "Elbette, bu ihtiyaçtan ötürü olan bir durum. Ancak Amerika'nın stratejisinde değişiklik olabilir. Önceki savaşlara bakarsak, mesela Irak savaşına bakarsak Amerika'nın daha önce Türkiye'nin hava üslerini kullanma talebinde bulunduğunu gördük. Ancak bu şu an gerçekleşmiyor" dedi.
Çağaptay da ilişkilerin daha çok çıkar üzerine kurulacağına dikkat çekti ve iki tarafın da birbirine olan ihtiyacının altını çizerek "Aslında bu Cumhurbaşkanı Erdoğan için de gerekli. NATO zirvesindeki görüşme sonrası Birleşmiş Milletler Genel Kurulu yapıldığı New York'ta ayrıca bir toplantı talebinde bulunmadı. Demek ki iki tarafın da samimi günlere dönüş için bir arayışı yok. Daha çok stratejik alışveriş üzerine kurulu yeni bir yöneliş var" dedi.
İstihbarat alanında işbirliği şart
Türkiye'nin aynı zamanda ABD ile istihbarat alanında daha fazla işbirliği yapması bekleniyor. Ancak bu sadece ABD ile değil, Avrupa ile de yoğun şekilde sağlanmalı. IŞİD'in mali kaynaklarının baltalanmasının yanı sıra Türkiye üzerinden Suriye'ye giden savaşçıların engellenmesin büyük önem teşkil ediyor. Ülkelerin ortak çabası gerekse de bu alanda Avrupa'ya büyük bir rol düşüyor.
Çağaptay istihbarat işbirliği konusuna dikkat çekerek yabancı savaşçıların engellenmesinde iki önemli soru olduğunu belirtti "Birincisi Avrupalılar ülkelerinden çıkışları engelleyebilir mi, ikincisi Türkiye, Türkiye'ye girişi engelleyebilir mi? İki yönlü bir hareketlilik gerektiriyor" dedi. Türkiye üzerinden IŞİD'e katılanların Türkiye'ye turist olarak girdiğini belirten Çağaptay "Türkiye'ye bir sene içerisinde giren Avrupalı turist sayısı 20 milyon üzerinde olduğu için Türkiye'nin her gelen kişiyi tek tek denetlemeden geçirmesi mümkün olmayabilir. O yüzden önümüzdeki günlerde daha yoğun istihbarat işbirliği göreceğiz" dedi.