Obezite salgın gibi yayılıyor

Obezite salgın gibi yayılıyor
Porsiyonlar arttı, hareket azaldı; obezite yayılıyor. Şişmanlık beraberinde birçok hastalığı getiriyor. Obezitenin önüne geçmek için aldığınız kaloriyi yani porsiyonları küçültün ya da yaktığınız kaloriyi yani hareketi artırın. Tüm dünyada ve ülkemizde teknolojinin yoğun şekilde yaşantıya girmesi, hareketsizliği artırırken, yeme kültürü ve yaşam biçimindeki değişimler özellikle porsiyon miktarlarındaki artış, şişmanlığın hızla büyümesindeki temel nedenlerden birisidir. Son yıllarda salgın bir hastalık gibi küresel olarak büyüyen obezite (Şişmanlık) beraberinde tip 2 diyabet, kan yağlarında artış, yüksek tansiyon, karaciğer yağlanması, kanser, sindirim ve dolaşım problemleri gibi birçok hastalığı getiriyor. Obezitenin kökeninde genetik faktörler de büyük rol taşıyor. Tip 2 diyabeti olanların yüzde 80-85’inin obez olduğu biliniyor. Obezitenin çözümü aç kalmak değildir: Dünya nüfusunun 1.1 milyarı obez ve bu sayı hızla artmaktadır. Çocukluk çağındaki obezite yetişkin dönemde yüzde 30 ihtimalle o bireyin obez olacağının göstergesidir. Bu yüzden ailelerin eğitimi, okullardaki programlar ve medyadaki doğru yönlendirme büyük önem taşımaktadır. Beslenmeyi pratik bir şekilde; akılda kalıcı, bilimsel ve doğru mesajlarla öğretmek zorundayız. Bunun için ticari hazırlanmış diyet programları, insanları aç bırakan kamplar veya mucizevi haplar çözüm olamaz. Çocukluk dönemindeki şişmanlık psikolojiyi bozuyor: Çocukluk çağı şişmanlığı; ortopedik sorunlara, metabolik bozukluklara, tip 2 diyabete, uyku bozukluklarına, bağışıklık sistemi ve deri sorunlarına, hareket güçlüğü ve yüksek tansiyona neden olabilir. Ancak çocukluk çağı şişmanlığın fiziksel ve metabolik etkilerinin yanı sıra psiko-sosyal açıdan oluşturabileceği bozukluklara dikkat etmek çok önemlidir. Bu durum çocukta özgüven eksikliği, sosyal bozukluk ve ayrımcılığa hatta depresyona neden olabilir. Anne ve baba tutumu önemlidir, bu durum uzun vadeli çözümlerle ailenin desteği ve psikolojik yardım ile çözülebilir. Aldığınız kalori ve harcadığınız kalori dengesizliği giderek bozuluyor: Şişmanlık enerji alımı ve harcaması arasındaki dengenin bozulması ile ortaya çıkar. Terazinin iki kefesi de dengede olmalı. Kısaca durumu özetlemek gerekirse; aldığınız kaloriyi yani miktarları küçültün veya yaktığınız kaloriyi yani hareketi artırın. Maalesef şu anda hem hareket az, hem de porsiyonlar büyük. Yani enerji alımı ve harcaması arasındaki denge, yanlış yöne doğru gittikçe açılıyor. Açılan bu aralığa ise birçok hastalık yerleşiyor ve bu da insan ömrünü ve kaliteli yaşam süresini kısaltıyor. Porsiyon miktarları öğrenilmeli Yediğiniz besinler sağlığınız için son derece faydalı ve beslenme uzmanı tarafından önerilen besinler olsa da eğer kilo veremiyorsanız büyük ihtimalle miktarlar konusunda hata yapıyorsunuz. “1 bardak” ifadesi bile artık çok göreceli bir kavram, çünkü 160 ml, 200 ml, 250 ml, 330 ml hatta 500 ml sıvıyı alan farklı büyüklükte bardaklar var. Aynı şekilde “1 kutu yoğurt” dediğinizde 125 gram, 200 gram, 250 gram 500 gramlık kutular var. “1 köfte büyüklüğü” herkese göre farklı. İdeali “1 yumurta büyüklüğü”, yani 30- 40 gram, ama tek bir köftenin 120 gram olması ihtimali de var. Meyveler için de durum böyle “ufak bir elma” 100-120 gram iken 220 gramlık elmalar da var. “1 dilim ekmek” 25 gram anlamına gelse de köy ekmeklerinin en uzun dilimi 60-70 grama kadar çıkıyor. Tost ekmeklerinin büyük boyları 40 gram civarında, Halk Ekmek gibi ufak fırın ekmeklerinin dilimi ise bazen 15-20 gram gibi bir ölçüde olabiliyor.