CHP’nin gazeteci kökenli milletvekili Utku Çakırözer, katledilen aydınların anıldığı 27. Adalet ve Demokrasi Haftası’nda 2020 yılının ilk basın özgürlüğü raporunu açıkladı. Çakırözer, “2019 yılında yargı reformuna rağmen devam eden gazetecileri cezalandırma ayıbı, 2020 yılının ilk ayında da hız kesmedi. Sadece Ocak ayında 36 gazeteci 200 yıl 5 ay hapis cezası talebiyle yargılandı. 6 gazeteci hakkında toplamda 3 milyon 110 bin TL tazminat cezası istendi. 4 gazeteci 10 yıl 7 ay hapis cezasına çarptırıldı” dedi.
Halkın haber alma hakkının yerine getirilmesi için kritik öneme sahip basın kartının iktidara bağımlı idari kurumlar tarafından bir baskı aracı olarak kullanıldığını ifade eden Çakırözer, “İletişim Başkanlığı 894 gazetecinin daha önce kazandığı basın kartı hakkını engelliyor. Cumhurbaşkanlığı basın kartlarını bir an önce yenilemek zorundadır. Basın kartları artık gazeteciler tarafından dağıtılmalı. İktidarın basın kartları üzerindeki etkisi sıfırlanmalı” dedi. Çakırözer’in raporunun ayrıntıları şöyle:
Yargı Reformu’nun, haber ve eleştiriyi suç olmaktan çıkaran hükümlerine rağmen 2019 yılında hız kesmeyen gazeteci yargılamaları 2020 yılının ilk ayında da devam etti. 40 gazeteci haklarında 200 yıl 5 ay hapis cezasının istendiği davalarda haberlerini, yazılarını savunmak zorunda kaldı.
Sözcü Gazetesi yazarlarına, yöneticileri ve muhabirlerine ‘hapis cezası’ verilmesi 2019 yılının ayıbıydı. Bu ayıbın ortaya çıkmasına neden olan savcının sabıkalı olduğunu haberleştiren Cumhuriyet Gazetesi muhabiri Seyhan Avşar, 2020 yılının ilk ayında yargılanmaya devam etti. Savcı bu davada mağdur gösteriliyor, gazeteci Avşar hakkında ise 3 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Ekonomik kriz var’ diyen ve krize ilişkin haberlere, değerlendirmelere imza atan gazeteciler hakkındaki yargılama 2019 yılından devralındı. Bu davada 6 gazeteci hakkında 30 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Ocak ayındaki duruşmada, gazeteci olmayan bir sanığın, ‘Ben gazeteci Zafer Arapkirli’nin tweet’ine yorum yaptım. Arapkirli beraat etti, ben neden yargılanıyorum’ yönündeki beyanı beraat taleplerinin reddedilmesinin önüne geçemedi.
Özgür Gündem Gazetesi’nin yazar ve yöneticileri hakkında açılan davada savcılık, dünyaca ünlü yazar Aslı Erdoğan hakkında sadece 4 köşe yazısı nedeniyle 9 yıl 3 aya kadar hapis cezası istedi. İnsan hakları savunucusu Eren Keskin hakkındaki ise 15 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
T24 yazarı Mehmet Yılmaz, eski Başbakan Binali Yıldırım ve çocuklarının servetindeki artışın kaynağını sorguladığı 4 yazısı nedeniyle yargılandı. Yılmaz hakkında 4 yıl 1 aya kadar hapis cezası isteniyor.
Yazılarını haberlerini hakim karşısında savunmak zorunda kalan gazetecilerin bir de ekonomik olarak sıkıştırılması 2020 yılının ilk ayında da devam etti. Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımlanan haber ve yazılar nedeniyle Cumhuriyet Vakfı’nın başkanı Alev Coşkun, genel sekreteri Işık Kansu ve muhabiri Hazal Ocak’tan toplamda 3 milyon TL tazminat talep edildi. Yazılarını haberlerini hakim karşısında savunmak zorunda kalan gazetecilerin bir de ekonomik olarak sıkıştırılması 2020 yılının ilk ayında da devam etti. Ayrıca Cumhuriyet Vakfı’nın eski başkanı Orhan Erinç ve eski muhabiri Pelin Ünker hakkında 100 bin TL tazminat talepli davanın görülmesine devam edildi. Cumhuriyet Gazetesi muhabiri Mehmet Kızmaz hakkında 10 bin TL talepli tazminat davası ise reddedildi.
Cumhurbaşkanlığı, gazetecilerin mesleklerini yapmaları için mecbur bırakıldıkları basın kartını bir baskı aracı olarak kullanmayı sürdürüyor. Yeni basın kartı başvurularını önce 1 yıl boyunca bekleten İletişim Başkanlığı önce mevcut basın kartlarını iptal etti. Tepkiler üzerine eski basın kartları yeniden kullanıma açıldı. 894 gazetecinin daha önce kazandığı basın kartı hakkı hala engelleniyor. Bunun için gazetecinin ‘herhangi bir terör örgütü ile bağlantısı olup olmadığı şüphesini araştırıyor. İdari kurumlar şüphe üzerine değil mahkeme kararlarına dayalı kesin hükümlere göre hareket etmek zorundadır. Cumhurbaşkanlığı basın kartlarını bir an önce yenilemek zorundadır.
Basın Kartları artık sendikalar ve basın meslek örgütlerinin oluşturduğu bağımsız bir kurul tarafından dağıtılmalı. İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya, Belçika, Hollanda, Norveç, Avustralya’da basın kartının kime verileceğini gazeteciler belirliyor. Türkiye, geç kaldığı bu adımı atmalı. İktidarın basın kartları üzerindeki etkisi sıfırlanmalı.