'Öcalan'dan dağdan ilk grup 15 Ekim’de inebilir mesajı'

'Öcalan'dan dağdan ilk grup 15 Ekim’de inebilir mesajı'

Abdullah Öcalan’ın “Barış süreci böyle olmaz. Böyle olursa ben elimi çekerim” sözlerini takip eden süreci değerlendiren Cumhuriyet gazetesi yazarı Utku Çakırözer, Başbakan'ın Uludereli ailelerle görüşmesinin ardından BDP için "Yüzde 10 seçim barajını demokrasi için hayati görmelerine karşın bu aşamada, 'çözüm sürecinin kırmızı çizgisi' olarak görmüyorlar" dedi.

BDP ile hükümetin önümüzdeki günlerde demokratikleşme paketinin içeriğinin ele alınacağı kritik bir toplantı düzenleyeceğini söyleyen Çakırözer, BDP'nin asıl beklentisinin Kürtçenin kamuda kullanımına ilişkin engellerin kaldırılması ve tutuklu KCK’lilerin tahliyesinin sağlanması olduğunu belirtti.

Çakırözer ayrıca Öcalan'ın "15 Ekim’de ilk grubu dağdan indirebiliriz” mesajının BDP ve Kandil'e ulaştırıldığını belirtti. Çakırözer, hükümetin hazırlayacağı paketin Meclis’e sunulmasının ardından üçüncü aşamaya geçilerek, örgüt üyelerinin silahlarını bırakarak dağdan ineceğini söyledi.

Cumhuriyet gazetesi yazarı Utku Çakırözer'in 31 Temmuz 2013 tarihli "Öcalan: 15 Ekim'de Dağdan İlk Grubu İndirebiliriz" başlıklı yazısının bir kısmı şöyle:

 

 

Çözüm sürecinde hükümetle müzakerelerin kopma noktasına mı gidiyor?

İmralı ile Kandil arasındaki mesajları taşıyarak hükümet-PKK müzakerelerine dahil olan, sonrasında ise bu sürecin asli unsuru konumunu kazanan BDP yönetimine göre “hayır.”

 

Hükümet - BDP görüşmesi

 

İmralı ve Kandil hükümet üzerinde baskıyı artırırken BDP ile iktidar partisi AKP arasında dikkat çekici yakınlaşma gözleniyor. Bunun ilk işareti BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Uludere’de yakınlarını kaybeden aileleri Başbakan Tayyip Erdoğan ile buluşturmasıyla geldi. Erdoğan ve kurmayları, Demirtaş’ın üstlendiği bu misyondan oldukça memnun.

BDP de Gezi Parkı protestoları sırasında görüldüğü gibi hükümetle arasını bozmaya hiç niyetli değil. Tam tersine, bugün ya da yarın hükümet ile kritik bir görüşme arifesindeler. Büyük olasılıkla, hazırlıkları süren demokratikleşme paketi herkesten önce BDP’ye anlatılacak.

 

Baraj ‘kırmızı çizgi’ değil

 

BDP’nin paketten beklentisi ne? Yüzde 10 seçim barajını demokrasi için hayati görmelerine karşın bu aşamada, “çözüm sürecinin kırmızı çizgisi” olarak görmüyorlar. Asıl beklentileri Kürtçenin kamuda kullanımına ilişkin engelleri kaldıracak, tutuklu KCK’lilerin tahliyesini sağlayacak değişiklikler. Hükümetten bu yönde adımlar geleceğine inanıyorlar. Erdoğan ile görüşmeseler de sürecin diğer üç aktörü Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile zaman zaman görüşüyorlar. Örneğin Erdoğan’ın Uludereli ailelerle buluşması için Ergin ile Demirtaş arasındaki telefon trafiği etkili oldu.

 

‘Hasta ameliyat masasında’

 

Öcalan’ın BDP’lilerle son görüşmesinde dile getirdiği “15 Ekim” tarihinin anlamı ne?

Öcalan ve BDP sürecin yavaş ilerlemesinden şikâyetçiler. Yaptıkları tanım şöyle:

“Hasta ameliyat masasında, karnı açılmış. Vakit geçirmeden müdahaleyi yapıp kapatmak lazım. Uzun süre açık kalırsa enfeksiyon kapabilir!” Yani sürecin uzaması halinde içeriden olmasa bile özellikle dışarıdan sabote edilme riskinin artacağından endişe ediyorlar.

Bu yüzden de hükümetin bir an önce hazırlayacağı paketi Meclis’e sunmasını bekliyorlar. Ardından üçüncü aşamaya geçilecek. Yani “örgüt üyelerinin silahlarını bırakarak dağdan iniş” aşamasına.

 

Ekimde 2. Habur denemesi

 

Öcalan, BDP’lilere ve onların aracılığıyla Kandil’e “15 Ekim’de ilk grubu dağdan indirebiliriz” mesajını iletmiş durumda.

Yani sonbahar aylarında “ikinci Habur” denemesi gündeme gelebilir. İlk Habur denemesi 2009’da sadece büyük bir hayal kırıklığı ile sonuçlanmakla kalmamış, arkasından başlayan çatışmalarda çok sayıda kayıp da verilmişti.

Umalım ki, bu kez devlet ve müzakere ettiği İmralı-BDP-Kandil üçlüsü geçmişte yapılan hatalardan ders çıkararak ilerler.