23 Haziran 2019'da yenilenen İstanbul seçimlerinden önce Öcalan'ın mektubunu kamuoyuna duyuran Prof. Dr. Ali Kemal Özcan, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Edirne’deki en büyük hesabı İmralı’dakine verecek” sözlerini değerlendirdi. Özcan, "Çıktığında canını kurtarırsa eğer, siyaseten iş yapmayı bırakın sadece Abdullah Öcalan canını kurtarabilir" dedi.
2019 yılında yenilenen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi öncesi terör örgütü lideri Abdullah Öcalan ile görüşen ve Öcalan’ın HDP'ye yönelik “yerel seçimlerde tarafsız kalın” çağrısını bir mektupla aktarmasıyla hatırlanan Ali Kemal Özcan, Erdoğan’ın geçen hafta (12 Ocak 2022) grup konuşmasında yaptığı çıkışı üzerine konuştu. Medyascope’ta Ferit Aslan'ın sorularını yanıtlayan Ali Kemal Özcan, “Erdoğan’ın niyetinin ne olduğunu bilemem. Bunu yalnız Erdoğan mı biliyor? Selahattin Demirtaş’ın Öcalan’a, Öcalan’dan da öte Kürt halkına, çıktığında bunlar sorulacak. Sen ‘Seni başkan yaptırmayacağız’ niye dedin?” dedi.
Kendisini seçim öncesinde İmralı Adası’na gönderenin “devlet” olduğunu söyleyen Özcan, “Devlet kim? Başındaki Erdoğan. Ben Erdoğan’ın onay ve takdiri olmadan gidemem. Bu doğrudur, bunu kaç kez söyledim” diye konuştu. Özcan, "çözüm süreci"ni bozmaktan sorumlu tuttuğu Selahattin Demirtaş için ise “Çıktığında canını kurtarırsa eğer, siyaseten iş yapmayı bırakın sadece Abdullah Öcalan canını kurtarabilir" değerlendirmesi yaptı.
Öcan'ın açıklaması şöyle:
"Ben Erdoğan’ın niyetinin ne olduğunu ne için söylediğini bilemem. Peki bunu yalnız Erdoğan mı biliyor. Yani Selahattin Demirtaş’ın Öcalan’a, Öcalan’dan da öte Kürt halkına çıktığında bunlar sorulacak. Sen ‘Seni başkan yaptırmayacağız’ niye dedim. Beni İmralı’ya devlet gönderdi. Devlet kim? Devletin başında Erdoğan. Elbette ki Erdoğan’ın takdiri ve onayı olmadan ben gidemem. Bu doğrudur bunu ben kaç kez söyledim. Peki beni gönderen devlet açıklamayı Öcalan ısrarla istememesine rağmen ters teper, ki ben de devlet yetkililerine söyledim, uyardım, hatta Amerika’daki oğlumla da görüştüm o da aman sakın yapma dedi ama ben yaptım. Ama ben yaptım niye yaptım? Çünkü beni İmralı’ya gönderen bunlar. Ben çözüm peşindeyim, üzüm yeme peşindeyim. Dolayısıyla sorumluluğu onlara bırakarak mektubu okudum. Yanlış yaptım, objektif olarak ama üzüm yemek üzere, çünkü çözüm devletten geçer PKK’den geçmez, beni İmralı’ya gönderen akla ben uydum. Ve mektubu okudum. Peki Selahattin Demirtaş’ı İmralı’ya kim gönderiyordu? Hem de bir değil birkaç kez göndermiş. Gurup gurup gönderiyorlardı. Öcalan siyasetin merkezine girmişti. 20 sene sonra Recep Tayyip Erdoğan’ın başında olduğu bir devlet Öcalan’la muhatap oldu. Bu muhataba Kürtler adına Selahattin Bey neden ısrarla herkesten daha fazla düşmanlık yaptı ve ben seni başkan yaptırmayacağız diye 3 cümlelik meclis konuşması yaptı. En önce Erdoğan’a Demirtaş bey saldırıyordu. Bugün saldırsa iyi neyse, o dönem seni bir iki haftada bir seni Öcalan’ın yanına gönderiyordu. Mudanya’ya yaklaşınca canlı yayın kameraları bekliyordu. Meclis’te aynen şu cümle, MHP ile CHP, o zaman bunlar beraberdi biliyorsunuz, Çözüm istemiyorlardı. Diyorlardı ki 'Tayyip Öcalan, Abdullah Erdoğan' gırgır geçiyorlardı. Demirtaş bunların hepsinin öncülüğünü yaptı. Şimdi Demirtaş çıktığında, ben tahminimi söylüyorum, canını kurtarırsa eğer bırakın siyaseten iş yapmayı sadece Abdullah Öcalan kurtarabilir. Sadece Abdullah Öcalan Demirtaş’ın canını kurtarabilir."
Özcan, “Erdoğan şu anda eski Erdoğan değil. Sayın Erdoğan 'titreyip kendine dönerse, fabrika ayarlarına dönerse Öcalan faktörünü yeniden devreye koyarlar” dedi.