Suriye'de kaldığı yıllarda yakın bir dostluk kurduğu Abdullah Öcalan'ın sık sık İmralı’dan kendisine "selam" gönderdiği, bazı konularda danışılmasını istediği belirtilen Muhammed Amin Penjweni, Erbil'de yayımlanan Rudaw gazetesi ile yaptığı geniş mülakatta Öcalan ve PKK ile ilgili birçok konuyu değerlendirdi.
Penjweni, 24 Ağustos’ta yapılacak olan Kürt Ulusal Konferansı fikrinin Öcalan’a ait olduğunu belirtirken, PKK’yı konferansın "lokomotifi" olarak niteleyerek, "barış süreci"nin "Öcalan'a verdiği sözleri tutmayan" Türkiye’nin tutumu nedeniyle bitebileceğini öne sürdü.
Penjweni, hasta olan tutukluların tahliye edilmesini öngören bir yasanın TBMM’den geçmesi durumunda Öcalan’ın da "tahliye edilebileceğini" iddia etmekle birlikte "Ancak, böyle bir şeyin zor olacağını düşünüyorum" dedi.
Muhammed Amin Penjweni, Kürt Ulusal Konferansı fikrinin nasıl oluştuğunu anlattığı mülakat sırasında 1980 yılında Bekaa’dan ayrılmaya zorlanan Filistin Kurtuluş Harekatı’nın Tunus’ta Filistin Ulusal Konseyi’ni oluşturmasının Öcalan’ı etkilendiğini, o zamandan beri Öcalan’ın Kürtler için de Ulusal Konferans’ı önerdiğini kaydetti.
Konferans fikrinin PKK ile KDP arasında ciddi olarak ele alındığını ve İdris Barzani’nin 1983 yılında Şam’da Öcalan’ı ziyaret ettiğinde imzalanan anlaşmanın dokuz maddelik anlaşmada bir konferansın düzenlenmesinin öngörüldüğünü anlatan Penjweni, “Bu defa ise, PKK konunun ciddi olarak görüşülmesini sağladı. Diyebilirim ki PKK konuyu hayata geçirdi. PKK, bu konferans için lokomotif oldu” sözlerini kullandı.
Rudaw’nun konferans konusunda Türkiye, İran ve Suriye’nin bilgilendirilmesine dikkat çekmesi üzerine Penjweni, şu savları dile getirdi: “Aslında Türkiye, İran ve Suriye’yi bilgilendirmeye gerek yoktu. Ancak, (Kürt) partilerin bazıları, bu ülkelerle ilişkileri göz önünde tutmak istiyorlar. Ancak bu ülkeler, benzer bir şey ister ise Kürtler’e danışır mı?. Hepimiz biliyoruz ki Kürdistan’da Türk, İranlı, Suriyeli, ABD’li ve diğer ülkelerin gizli teşkilatları faaliyet gösteriyor."
Penjweni, Türkiye ile PKK arasında çatışmaların en yoğun düzeye ulaştığı 1992 yılında Celal Talabani, Mülazim Ömer ve Kemal Burkay’ın Suriye’ye giderek Öcalan’dan çatışmaları durdurmasını istediklerini ancak Öcalan’ın bu talebi reddettiğni de anlattığı mülakat sırasında diğer bir sorunun karşısında PKK liderliğine Cemil Bayık’ın getirilmesini de değerlendirirken “bu göreve layıktır. Karayılan lider iken Bayık’a danışmadan karar vermezdi” dedi.
Penjweni, "Bayık sert bir lider olduğu için Türkiye ile barış sürecinin başarısızlığa uğrayabileceği" görüşünü paylaşmadığını söylerken "Barış sürecini yıkmaz. Ancak Türkiye yıkabilir. Çünkü Türkiye, Öcalan’a verdiği sözleri yerine getirmedi. İfade etmek isterim ki Öcalan’a yakın olduğum için inanıyorum ki Türkiye’nin sözleri bu yılda yerine getirilmezse eğer, barış süreci bitecek" şeklinde konuştu.
Muhammed Amin Penjweni, "Öcalan serbest bırakılacak mı?" yönündeki bir soruyu yanıtlarken de TBMM’de hasta tutukluların salı verilmesini öngören yasal düzenlemelerin önerildiğini belirterek "Bu yasa geçerse eğer, Öcalan da tahliye edilebilir. Ancak, böyle bir şey zor olacağını düşünüyorum" dedi.