TÜBİTAK, Odatv davasında delil olarak sunulan dijital dokümanların virüs yoluyla bulaşıp bulaşmadığını değerlendirdiği raporunu 7 ay sonra mahkemeye gönderdi. Odatv davası avukatlarından Hüseyin Ersöz, “raporunun daha önce sanıkların mahkemeye sundukları bilirkişi raporlarını teyit ettiğini” belirtti. TÜBİTAK raporunda “üst verilerdeki tutarsızlığın normal kullanıcı davranışı olmadığına” ve “söz konusu dosyaların sanıkların bilgisayarında açılmadığına” dair tespitler bulunduğunu belirten Ersöz, “Raporda yuvarlak değerlendirmeler olmasına rağmen toplamda müvekkillere isnat edilen suçların dayanaksızlığı gözler önüne seriliyor” dedi.
TÜBİTAK, Odatv davasında suçlamalara dayanak olarak sunulan dijital dokümanların virüs yoluyla bulaşıp bulaşmadığını değerlendirdiği raporunu 7 ay sonra mahkemeye gönderdi. Bilirkişi olarak Osman Pamuk, Ünal Tatar, Emin Çalışkan’ın imzalarını taşıyan 339 sayfalık raporun sonuç bölümünde, sanıklar Müyesser Yıldız ve Barış Pehlivan’ın bilgisayarlarında “uzaktan dosya atabilme özelliğine sahip ve ilgili bilgisayar kullanıcılarını hedef almış olan zararlı yazılımların çalışmış olduğu kanısına varıldığı” ifadesi yer aldı. Ayrıca, raporda “Ek-1'de listelenen dosyalardan sy. doc ve prj_60.doc dışındaki dosyaların bilgisayar kullanıcıları tarafından açıldığında işletim sistemi üzerinde oluşabilecek izler incelenmiş ve ilgili bilgisayar kullanıcıları tarafından açıldıklarına dair kuvvetli bir bulgu olmadığı tespit edilmiştir” denildi.
TÜBİTAK raporunun mahkemeye ulaşması ardından Odatv davası avukatlarından Hüseyin Ersöz’ün rapora dair T24’e yaptığı açıklamalar şöyle:
“TÜBİTAK’ın raporu, daha önce sanıkların mahkemeye sundukları bilirkişi raporlarını teyit ediyor. Raporda, Barış Pehlivan ve Müyesser Yıldız’ın el koyulan bilgisayarlarında bu dokümanların açılmadığı, değiştirilmediği tespiti yapılmıştır. Ayrıca, üst verilerde bir tutarsızlık tespiti olduğu, bu tutarsızlığın da normal kullanıcı davranışı olmadığı belirtilmiştir. Söz konusu dijital dokümanların -yüklendikten sonra bilgisayar kullanıcılarının tespit etmemesi için- silinmiş olarak bulunduğu bilgisayarlarda çok sayıda zararlı yazılım tespiti olduğu da belirtiliyor. Bu yazılımlar içerisinde uzaktan dosya atabilme özelliği de mevcut.”
“Son bölümde söz konusu dosyalarda bilgisayar korsanlığı unsuru belirtilmese de, rapordaki tespitlerin tamamı tutarsızlıklarda normal kullanıcı davranışı olmadığının teyidi niteliğinde. Tüm bu hususlar beraber ele alındığında, müvekkillere isnat edilen suçların dayanıksızlığı gözler önüne seriliyor. Raporda eksiler görmüyorum, sadece yuvarlak değerlendirmeler var. Ancak raporun, toplamında müvekkillerin masumiyet karinelerinin desteklediğini düşünüyorum. Biz de birkaç gün içerisinde mahkemeye vereceğimiz tahliye dilekçesiyle tutuklu gazeteci müvekkillerimizin özgürlüklerini iade talebinde bulunacağız.”
Ersöz, Zaman gazetesinin internet sitesinde konuya dair, “TÜBİTAK, dosyaların Odatv’ye virüsle gittiği iddiasını çürüttü” başlığı ile yayımlanan haberdeki yorum farkının neden oluştuğu sorusuna şu yanıtı verdi:
“Zaman’dan farklı bir şey yazmasını beklemiyordum. Muhtemelen son cümleye bakılarak (‘Bu sebeple bu dosyaların zararlı yazılımlar vasıtasıyla geldiğine veya gelmediğine dair kesin bir yargıya varılamamıştır.’ - T24) yazılmıştır. Ancak bu cümlede ‘geldiğine veya gelmediğine dair’ ibaresi yer alıyor. Ceza hukukunda tek bir değerlendirme değil, tüm değerlendirmelerin totali vardır. Aksi, maksatlıdır ve evrensel hukukun ‘Şüpheden sanık yararlanır’ ilkesine aykırıdır. Dosyaların müvekkillerin bilgisayarlarında açılmaması ve üst verilerde tespit edilen tutarsızlıklar, TÜBİTAK’ın son cümlesiyle çelişir. TÜBİTAK da zaten bahsi geçen son cümle de yargı belirtmemiştir.”