Ergenekon soruşturması kapsamında aralarında gazeteciler Nedim Şener ile Ahmet Şık'ın da bulunduğu 12'si tutuklu 14 sanık hakkında açılan Odatv davasının ikinci duruşması görülmeye başlandı. Duruşmaya sanık gazetecilerin sözleri damga vurdu.radikal.com.tr'nin haberine göre, Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda bulunan özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma diğerlerine oranla daha büyük olan 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi salonunda yapıldı. Davaya bakan İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin başkanı Resul Çakır'ın 22 Aralık Perşembe günü, Yargıtay üyeliğine seçilmesinin ardından İstanbul 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin üye yargıçlarından Mehmet Ekinci başkanlığa atanmıştı. Geçen yıl İstanbul’daki özel yetkili adliyeye tayin edilen Ekinci, şike soruşturması kapsamında operasyonların yapıldığı hafta nöbetçi yargıçtı ve tutuklamaların çoğunu yapmıştı. Ekinci, soruşturmada kapsamında Şekip Mosturoğlu, İlhan Ekşioğlu ve Bülent Uygun gibi şüphelilerden 22’si hakkında tutuklama kararı vermişti. İstanbul’dan önce Van 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olan Ekinci, geçen yıl Beşiktaş’taki özel yetkili adliyede görevlendirilmişti.'Oğlum büyüyünce eşkıya olacak'Duruşmaya sanıkların kimlik tespitleriyle başlandı. Dava sanıklarından Prof. Dr. Yalçın Küçük, duruşmada mesleğini soran hakime, "Dava mankeniyim" dedi. Küçük'ün sözleri, salonda gülüşmelere neden oldu. Küçük, sorgusu sırasında “Kıbrıs Havaalanı'nı, Magosa'yı ben aldım. Gaziyim. Önemli davalara beni alırlar, konu mankeniyim. Ayrıca emekli profesörüm. Sık sık hapishaneye girerim. Her askeri idare beni üniversiteden uzaklaştırır da…” dedi.Küçük'ün kimlik beyanının ardından Ahmet Şık, Nedim Şener, Barış Terkoğlu ve Soner Yalçın da kürsüye geldi. Sanıklar, kimlik bilgilerine ilişkin soruları yanıtladı. Bu sırada, duruşma hakimi Soner Yalçın'a "Geliriniz ne kadar?" diye sordu. Soner Yalçın, "3 bin ile 13 bin arası" dedi. Hakim, "10 bin mi yazalım?" diye karşılık verdi. Soner Yalçın da bunun üzerine, "Kayseri usulü olsun 5'te anlaşalım" dedi. Yalçın'ın bu sözleri de salonu güldürdü.'30 yıllık gazeteciyim, iddianamede terörist yazıyor'Yalçın'ın ardından kürsüye gelen Barış Pehlivan ve Müesser Uğur'un da kimlk beyanları dinlendi. Uğur'un "Mesleğiniz nedir?" sorusuna, "30 yıllık gazetecinin ama iddianamede terörist yazıyor" şeklinde yanıt vermesi üzerine, Hakim, "Estağfurullah" dedi. Davanın tutuksuz sanığı İklim Bayraktar da kimlik beyanında, "Türk medyasına rağmen hala evliyim. Medya beni komplocu ve şantajcı yaptı" diye konuştu. Gazeteci Ahmet Şık ise kimlik tespiti sırasında sorulan soruyu, "Bir çocuğum var, büyüyünce eşkiya olacak." diyerek yanıtlarken tutuklu gazetecilerden Müyesser Yıldız, "Son bir yıla kadar gazeteciydim. şimdi teröristim" dedi. Bir süre önce eşini kaybeden Doğan Yurdakul da kimlik tespiti için sorulan soruyu, "Tutuklandığımda evliydim, şimdi dulum" diyerek yanıtladı.41 yıla kadar değişen cezalar Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız’ın hazırladığı 134 sayfalık iddianamede, Nazlı Ilıcak şikayetçi olarak yer alırken, tutuklu şüpheliler Yalçın Küçük, Soner Yalçın, Ahmet Şık, Hanefi Avcı, Nedim Şener, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Doğan Yurdakul, Müesser Uğur, Coşkun Musluk, Sait Çakır ve cezaevinde geçirdiği rahatsızlığın ardından hayatını kaybeden Kaşif Kozinoğlu ile tutuksuz şüpheliler Ahmet Mümtaz İdil ve İklim Ayfer Kaleli sanık olarak bulunuyor. Sanıklar hakkında 7,5 yıldan 41 yıla kadar değişen hapis cezaları isteniyor. Mahkeme Başkanı: Salona giriş çıkışları abartmayınSalonda bulunan polislere duruşma salonunda telefonla konuşan ve fotoğraf çeken olursa hakkında yasal işlem yapmaları konusunda talimat veren Mahkeme Başkanı Ekinci, izleyicilerin sık sık dışarı çıkıp girmesi üzerine ''Tabiri caizse burada soft bir duruşma yapıyoruz. Salona giriş çıkışlara karışmıyoruz ama abartmanıza gerek yok'' uyarısında bulundu. Kozinoğlu halen tutuklu gözüküyor Tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevinde 12 Kasım'da rahatsızlanmasının ardından hayatını kaybeden ve iddianamede tutuklu sanık olarak görülen Kaşif Kozinoğlu'nun ''tutuklu'' diye okunmasının ardından Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci araya girerek ''UYAP sisteminde Kozinoğlu''nun 12 Kasım'da öldüğü belirtiliyor'' şeklinde düzeltme yaptı.