Hürriyet yazarı Deniz Zeyrek, geçen günlerde Milli Takım Futbol Direktörlüğü görevinden istifa eden Fatih Terim ile ilgili olarak "Terim’e ödenen ve ödeneceği söylenen milyonlar da kamunun parasıydı. Fatih Terim kusura bakmasın, tam bir hayal kırıklığı olan bu sonucu sorgulamak hem kamunun hem biz sıradan vatandaşların görevidir" dedi.
Deniz Zeyrek'in "Fatih Terim meselesi" başlığıyla yayımlanan (28 Temmuz 2017) yazısı şöyle:
Gönül isterdi ki... Başlığı “Fatih Terim efsanesi” diye atayım.
Ancak, “efsane” olarak anılması ve tamamlanması gereken bir kariyer, bir “milli mesele” olarak sonlandı.
Gönül isterdi ki...
Terim’i sadece futbolculuğu, futbol adamlığı ve maç istatistiklerindeki rakamlarla konuşsaydık. (Bunu yapabilseydik, Terim’in Adanademirspor’da 16 yaşında başlayan futbol kariyerinin büyük bir “başarı hikâyesi” olduğunu görür ve en başta hakkını teslim ederdik.)
Bunun yerine, hukuk devletinin değil, kendisinin adaletini hayata geçirmeye çalıştığı, bunu da doğru olanı yapmış gibi savunduğu kebapçı baskınını, futbolcularla ve gazetecilerle atışmaları, aldığı astronomik maaş ve primleri konuşmak zorunda kaldık.
Gönül isterdi ki...
Kritik maçlardan önce ya da devre aralarında futbolcuları motive etmek için yaptığı konuşmaları ansaydık.
Oysa biz, hep Terim’in abartılı mimik ve jestleri ile bezenmiş, “En iyi savunma saldırıdır” anlayışı ile birbiri ardına dizilmiş iğneli laf geçirmelerine maruz kaldık.
SON 4 YILIN FUTBOL KARNESİ
Hem Galatasaray’da, hem Milli Takım’da, futbolcu ve teknik adam olarak “imparator” lakabını alan Terim’in Milli Takımlar Direktörü olarak çalıştığı üçüncü ve son döneme bir göz atalım:
- Ağustos 2013’te, Andora, Romanya ve Letonya maçlarından galibiyetle çıkmış ama Hollanda’yı aşamadığı için Dünya Kupası vizesi alamamış.
- 2016’da Fransa’daki Avrupa Kupası elemeleri kötü başlasa da İzlanda’ya atılan son dakika golü sayesinde Milli Takım’a “en iyi üçüncüler”arasında Fransa yolu açılmış. İki mağlubiyet ve bir galibiyet alan Milliler ilk turda kupaya veda etmiş.
- 2018 Dünya Kupası elemelerinde şu ana dek 6 maç oynamış, Milli Takım üçünde galibiyet, birinde beraberlik ve birinde mağlubiyet almış. Turnuva devam ediyor ve önünde zorlu maçlar olan Türkiye üçüncü durumda.
Şimdi de Terim’in aynı dönemde aldığı ücretlere bakalım ve Avrupalı mevkidaşlarının ücretleriyle karşılaştıralım:
- 15 Kasım 2013 ile 15 Kasım 2018 arasında geçerli olan sözleşmede yıllık ücret (primler hariç) 3.5 milyon Euro (Bu Terim’in ayda 291 bin 66 Euro kazandığı anlamına geliyor). Temmuz 2017’ye dek, yine primler hariç 12 milyon 828 bin 528 Euro Terim’in hesabına yatırılmış. Eğer sözleşme tek taraflı feshedildiyse Terim’e 4 milyon 671 bin 472 Euro daha ödenecek ve toplam rakam 17.5 milyon Euro’yu (yaklaşık 70 milyon lira) bulacak.
- Aldığı ücret Terim’i ilk turda veda etmek zorunda kaldığı 2016 Avrupa Kupası’nda görev alan teknik adamlar arasında 3. sıraya oturtmuş. Joachim Löw(Almanya - 3 milyon 200 bin Euro), Vicente del Bosque (İspanya - 3 milyon Euro), Didier Deschamps (Fransa - 2 milyon Euro), Marcel Koller (Avusturya - 1 milyon 500 bin Euro) Fernando Santos (Fransa 2016 şampiyonu Portekiz - 1 milyon 200 bin Euro), Martin O’Neill (İrlanda Cumhuriyeti - 1 milyon Euro) ve Vladimir Petkovic (İsviçre - 750 bin Euro) aldıkları ücretle Terim’in gerisinde kalmış. Bu ülkelerin milli gelirlerini Türkiye’nin milli geliri ile karşılaştırmak bir yana, o teknik direktörlerin başarılarını karşılaştırdığımız zaman bile Terim’in orantısız bir gelir elde ettiği anlaşılıyor.
Devletin harcadığı her kuruşta tüyü bitmemiş yetimin hakkı vardır. Bir kamu kurumu, kamunun 70 milyon lirasını (eski para ile 70 trilyon) harcayıp hiçbir sonuç elde edemezse başındaki bürokratlar karşılarında müfettişleri bulur. Terim’e ödenen ve ödeneceği söylenen milyonlar da kamunun parasıydı. Fatih Terim kusura bakmasın, tam bir hayal kırıklığı olan bu sonucu sorgulamak hem kamunun hem biz sıradan vatandaşların görevidir.