OECD raporunda, 15-20 yılda mevcut mesleklerin yüzde 14’ünün otomasyon sonucu kaybolacağı, yüzde 32’sinin ise radikal olarak değişebileceği belirtildi. Raporda, özellikle düşük vasıflı işçilerin tehlikede olduğu belirtildi.
Sözcü'den Nuray Tarhan'ın haberine göre, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD), dün yayınladığı İstihdam Görünümü 2019 raporunda, dijital dönüşüm, küreselleşme ve demografik değişikliklerin iş dünyasını yeniden şekillendirdiğini vurgulayarak, önümüzdeki 15-20 yılda otomasyonun bir sonucu olarak mevcut mesleklerin yüzde 14'ü kaybolabilir ve yüzde 32'si radikal olarak değişebilir” değerlendirmesinde bulundu.
Hükümetlerin sosyal ve ekonomik gerilimleri azaltmak için istihdam ve meslek yaklaşımlarını yeniden gözden geçirmeleri gerektiğinin vurgulandığı raporda, “Hızlı hareket edilmezse özellikle düşük vasıflılar başta olmak üzere birçok insan, yıldırım hızıyla değişen iş dünyasında geride kalacak” uyarısında bulunuldu.
Çok taraflı işbirliği, bölgesel entegrasyon ve son 10 yılda gelişen karmaşık küresel karşılıklı bağımlılığın fırsatları attırdığına dikkat çekilen raporda şu sözlere yer verildi: “Yeni teknolojiler oyun değiştirici ama şimdi onlar da günlük hayatımızın bir parçası. Yapay zeka sessizce yayılırken, giderek daha fazla insan ve cihaz internete bağlanmaktadır. Blockchain ve diğer teknolojiler de ekonomiler ve toplumlar arasında daha yaygın hale geliyor. Bu, daha yüksek üretkenlik artışı, daha iyi hizmetler ve iyileştirilmiş refahı destekleme kapasitemizi artırıyor. Aynı zamanda yeni iş modelleri ve yenilikçi çalışma şekilleri geliştirerek hem işverenlere hem de çalışanlara daha fazla esneklik sağlıyor. Ancak tüm bu gelişmeler iş hayatında zorluklara da neden oluyor. Orta vasıflı işler bu derin dönüşüme giderek daha fazla maruz kalıyor.”
“OECD işsiz bir geleceği öngörmüyor. Ancak işin geleceği için büyük zorluklar öngörüyor” denilen raporda OECD Genel Sekreteri Angel Gurría'nın, “Doğru politikalarla bu zorlukları yönetebiliriz. Önemli dönüşümlerle karşı karşıyayız ancak bu anı kullanma ve herkese fayda sağlayan bir geleceği inşa etme fırsatımız ve kararlılığımız var” sözlerine de yer verildi. Türkiye'nin, OECD ülkeleri arasında Slovakya ve Litvanya'dan sonra en çok risk altında olan üçüncü ülke olduğu vurgulanan rapora göre, sorunun çözümü için ülkelerin dört temel alana odaklanmaları öneriliyor: İş güvenliği, sosyal koruma, öğrenme ve sosyal diyalog.
Rapora göre, OECD ülkelerinde sendika üyeliği son 30 yılda istikrarlı bir şekilde azaldı. 1985'te yüzde 30 olan oran yüzde 16'ya kadar geriledi. Bu, işçilerin pazarlık gücünü zayıflattı ve milli gelirden işçilere giden payda kayda değer bir düşüşe yol açtı. Sendikalaşma oranının standart dışı işçiler arasında daha düşük olduğu vurgulanan raporda, “Toplu pazarlık ve sosyal diyaloga erişim standart istihdamın ötesinde yaygınlaştırılmalı” önerisinde bulunuldu.