Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) Suriye’deki mülteci krizi nedeniyle geçen yıl sığınma başvurusunda bulunanların sayısında rekor artış olduğunu saptadı. OECD’nin yayımladığı yıllık göç raporunda 2015 yılında sığınma başvurusu yapanların sayısının iki kat artarak 1 milyon 650 bine yükseldiği, 2016 yılı içerisinde bu sayının daha da artmış olacağı yer alıyor.
2015 yılında yaklaşık her dört sığınmacı adıyından birinin Suriye’den, yüzde 16’sının ise Afganistan’dan geldiği belirtiliyor. OECD'nin BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin verilerine dayanarak verdiği bilgide, mülteci adaylarının dörtte üçünün AB ülkeleri içinde, bunların büyük çoğunluğunun da Almanya’da sığınma imkanları aradığına dikkat çekiliyor. OECD ayrıca geçen yıl itibarıyla göçmen sayısının da yüzde 4 dolayında artarak, 4 milyon 800 bine yükseldiğini açıkladı.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı, göçmenler konusunda artmakta olan düşmanca eğilimler ve önyargılar nedeniyle bunların topluma daha iyi entegre edilmesi için daha fazla çaba sarfedilmesini de talep etti. Teşkilat yıllık raporunda, “Kamuoyunun hükümetlerin göçü yönetme kabiliyetine güvenini yitirmekte olduğu”nun da altı çiziliyor.
OECD’nin İstihdam, Çalışma ve Sosyal İşler Direktörü Stefano Scarpetta, çok sayıda insanın göçmenlerin, özellikle de mültecilerin Avrupa ülkelerine akın etmesini kendi ekonomik, sosyal ve kişisel güvenlikleri açısından bir “tehlike” olarak algıladıklarını vurguluyor. Aslında göçün kamu finansmanına, ekonomik büyümeye ve istihdama orta ve uzun vadede “olumlu” etkisi olacağını belirten Scarpetta, “ama bu mesaj dikkate alınmıyor” ifadesini kullanıyor.
“Büyük görev, altından kalkınması gereken büyük iş topluma uyumu başarmaktır” diyen OECD Genel Sekreteri Angel Gurria da göçmenlerin topluma uyumu için daha fazla çaba gösterilmesini istedi. OECD, teşkilata üye 35 ülkeye yaptığı çağrıda göçmenlerin meslekî vasıflarını daha hızlı bir biçimde tanımalarını ve onlara daha fazla dil kursu sunmalarını da istiyor. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı OECD'nin içinde çoğunluğunu Almanya, Japonya ve ABD gibi sanayi ülkelerinin oluşturduğu 35 ülke işbirliği içinde bulunuyor.