T24- OECD, Türkiye için "İstihdam yaratma, hızlı büyüyen işgücünü absorbe etmeye yetecek kadar güçlü olmayacak ve işsizlik daha da yükselmeye devam edecek" uyarısı yer aldı. Türk ekonomisi ivme kazanırken faiz oranlarının yükselebileceği kaydedilirken, "Rekabetçilik sendelerse toparlanma zayıf olur" uyarısında da bulunuldu.
Rekabet zedelenmesin
OECD'nin Mayıs Ekonomik Görünüm Raporu yayınlandı. Raporun Türkiye bölümünde ekonomide 2009'un ikinci çeyreğinden bu yana olumlu ihracat performansına bağlı olarak ani toparlanma görüldüğü ifade edildi. GSYİH'nın 2010'da yüzde 6.8, 2011'de ise yüzde 4.5 büyüyeceği belirtilen raporda, "Ancak istihdam yaratma, hızlı büyüyen işgücünü absorbe etmeye yetecek kadar güçlü olmayacak ve işsizlik daha da yükselmeye devam edecek" denildi. Raporda Türkiye'nin büyümesi konusunda "Rekabetçilik ve ihracatın büyümesi korunursa yatırım ve büyüme yeniden daha güçlü bir hale dönebilir. Ancak eğer seçim öncesi ya da makroekonomik belirsizlikler güvene zarar verir ya da eğer iş âleminin rekabetçiliği sendelerse, toparlanma daha zayıf olabilir" uyarısı yer aldı.
Ekonomi yönetimine övgü
Tedbirli makroekonomik yönetimin iç ve dış güvenin sağlanmasında iyileşmeye yardımcı olduğu belirtilen raporda "Mali saydamlıkta devam eden ilerleme sürecinin bu eğilimi sağlamlaştırması bekleniyor. Rekabetçiliğin korunması ve sürdürülebilir istihdam büyümesinin beslenmesi için emek piyasası reformlarına ihtiyaç duyuluyor" denildi.
Erdoğan'ın gittiği Şili bizi geçecek
Türkiye için 2010 yılında öngörülen yüzde 6.8 büyüme rakamı, OECD ülkeleri arasındaki en yüksek büyüme rakamını temsil ediyor. OECD üyeleri bu yıl ortalama yüzde 2.7 büyüyecek. Bu yıl Kore yüzde 5.8, Meksika yüzde 4.5, Şili yüzde 4.1, Kanada yüzde 3.6 büyüme gösterecek. ABD'nin yüzde 3.2, İngiltere'nin yüzde 1.3, Almanya'nın yüzde 1.9 büyümesi bekleniyor.
Rapora göre, 2011 yılında ise Türkiye büyüme rekorunu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ziyaret etmekte olduğu Şili'ye kaptıracak. 2011 yılında Şili yüzde 5.3, Kore yüzde 4.7, Türkiye yüzde 4.5, Meksika yüzde 4 büyüyecek.
Türkiye'ye istihdam uyarısı
OECD raporunda Türkiye ile ilgili saptamalardan bazıları şöyle:"-GSYİH, 2009'un ilk çeyreğinden sonra ihracatın yeniden başlaması ve özel tüketimde artışın etkisiyle yeniden arttı. Kırsal ve kentsel bölgelerde istihdam, net ücret kesintilerinin kolaylaştırdığı geniş emek stoğunu da yansıtarak 2009'daki üretim daralmasına karşın büyüdü. Ancak bu, emek piyasasına sabit biçimde gelenleri telafi etmeye yeterli değildi. Nüfus faktörleri ve 'aile içinde ikinci kazanç getiren kişi' gibi etkiler, işsizliğin yükselmesine etkide bulundu.
-Ana enflasyon, tüketim vergilerinde ve eneji-gıda fiyatlarındaki ani artışın etkisiyle Kasım 2009-Nisan 2009 arasında arttı. Nisan'da yıl sonu enflasyon hedefinin oldukça üzerinde yüzde 10.2'de durdu. Tersine, çekirdek enflasyon Mart'a doğru düştü. Ana enflasyonun yılsonuna doğru düşmesi bekleniyor. 2009'da GSYİH'nın yüzde 2.2'ye sıkışan cari işlemler açığı, ekonomi hız kazanırken yeniden genişlemeye başladı. Dışardaki Türklere ait olanlar ve yabancı fonların Türkiye'ye akışıyla kolayca finanse edilebildi.
-Ekonomi ivme kazanırken faiz oranlarının yükselmesi bekleniyor.
-Makroekonomik politika çerçevesine uluslar arası güven tam. Küresel finansal krizden sonra hızla normalleşen Türkiye'nin risk primi 2009 sonbaharından bu yana düştü ve tüm reyting firmaları ülke kredi reytinglerini yükseltti. Nisan itibarıyla ekonomiye güven genişlemeyle birlikte yeni düzeylere ulaştı. Finansman koşulları özellikle büyük ölçekli borç verenler için iyileşti.
-Türkiye'nin ihracat performansı, GSYİH'da bir hayli düşük pay sahibi olmasına karşın dönemsel gelişmelerin merkezinde bulunuyor. Türkiye için ana ihracat pazarı olan AB piyasası zayıf durumda fakat ihracatçılar diğer piyasalardaki artırıyor (Asya, Rusya, Kuzey Afrika ve Orta Doğu) konumlarını artırıyor. Kapasite kullanımı düşük durumda, fakat ihracat performansı güçlü olmayı sürdürürse yatırımların artması bekleniyor.
-İşsizlik büyüme ve net istihdam artışlarında hızlanmalara karşın yüksek kalmayı sürdürüyor. Yüksek işsizlik rakamlarının azaltılması (kentsel bölgelerde yüzde 17, genç kentli işçiler arasında yüzde 27) temel emek piyasası reformları gerektiriyor. Zorluk; şu anda sadece düzenleyici reformları aracılığıyla, varolan rijit kuralları kırarak mümkün olabilen, emek piyasasının yüksek dereceli esnekliğini koruyabilmek. Daha esnek ve yeni emek piyasası kuralları olmadan, rekabetçi ve sürdürülebilir bir temelde, çağdaş, mevzuata uygun, mali olarak saydam ve daha üretken girişimlerde istihdam yaratmak zor olacak.