OECD'den Avrupa'ya öneriler PARİS (A.A)

-OECD'den Avrupa'ya öneriler PARİS (A.A) - 03.02.2012 - Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) Avro Bölgesi kurtarma fonunun büyüklüğünün ikiye katlanarak 1 trilyon avroya çıkarılması gerektiğini bildirdi. OECD Genel Sekreteri Angel Gurria'nın özel danışmanı Adrian Blundell-Wignall hazırladığı raporda, ''Avro Bölgesi'nin dağılmasından kaçınmak için'' atılması gereken adımları sıraladı.  Raporda, Avro Bölgesi'nin borç krizinin yayılmasını önlemek ve bankacılık sistemini desteklemek amacıyla bölgenin kurtarma fonunun büyüklüğünün 1 trilyon avroya çıkarılması gerektiğine işaret edildi. Avro Bölgesi'nin mevcut kurtarma fonu Avrupa Finansal İstikrar Fonu'nun büyüklüğü (EFSF) 440 milyar avro. Bu yıl sonunda EFSF'nin yerini alması beklenen Avrupa İstikrar Mekanizması'nın (ESM) büyüklüğü ise 500 milyar avroyu buluyor. Avrupa'nın krizi kontrol altına almak için büyük ölçekli ''güvenlik duvarına'' ihtiyacı bulunduğu, bu fonların eş zamanlı kullanılabileceği ifade edilen raporda, kurtarma fonunun işlevinin zor durumdaki hükümetlere kredi vermeyi, sıkıntılı dönemlerde bankalara fonların artırılmasına yardımcı olmayı ve muhtemelen Avrupa Merkez Bankasından (ECB) tahvil satın almayı kapsaması gerektiği belirtildi. EFSF'ye bankacılık lisansı verilebileceği önerisinde bulunulan raporda, ECB'nin, Uluslararası Para Fonuna (IMF) kredi verebileceği tavsiyesinde bulunuldu. ECB'nin ekonomik büyümeyi desteklemeye devam etmesi gerektiğine işaret edilen raporda, siyasetçilerin ve siyasi liderlerin büyüme stratejisi izlemesi, büyüme stratejisi olmaksızın bankacılık krizinin muhtemelen derinleşeceği ve ülkelerin borç sorunlarının kötüleşeceği kaydedildi. Raporda, bankaların olası krizleri aşması için yeterli miktarda sermayeye sahip olması ve bankaların riskli varlıklarını azaltmaya zorlanması, ayrıca perakende bankacılığının yatırım bankacılığından ayrılarak bankacılık sisteminin daha güvenli hale getirilmesi gerektiği vurgulandı. Raporda ayrıca, ''Yunanistan sorununun'' çözülmesi ve Yunan tahvillerini elinde bulunduran özel sektörün bu tahvillerin değerini en az yüzde 50 azaltmayı kabul etmeye zorlanması gerektiği belirtildi.