Son derece insani bir duygu olan öfke, kontrol altına alınmadığı takdirde birçok olumsuz sonuca yol açabiliyor. VKV Amerikan Hastanesi’nden Uzman Psikolog Aslı Akkan bireylerin kendine en uygun yöntemi seçmesi sonucunda öfkeyle başa çıkılabileceğini söylüyor. Öfke nedir? Kişinin haz almasını engelleyen ve temel inanç sistemiyle çatışan herhangi bir durum, olay ve kişiyle karşılaşması sonucunda yaşadığı duygunun adıdır. Son derece insani ve doğal olmakla birlikte uygun ifade edilmeyip, kontrol altına alınmadığı takdirde yıkıcı ve sağlıksız sonuçlar verebilir. Öfkenin boyutları nelerdir? Kişi öfke uyandıran bir durum karşısında aşağıdaki boyutlarda değişim yaşar. Düşünce – Öfke uyandıran durum karşısındaki kişinin inanç sistemi (Haksızlığa uğradığına inanmak, engellendiğini düşünmek vs.) Davranış – Öfke uyandıran durum karşısında oluşan düşüncenin yorumlanması sonucunda ortaya çıkan hareketler (bağırmak, saldırganlık, ağlamak vs.) Fizyolojik – Öfke uyandıran durumun yorumlanması sırasında yaşanan fizyolojik belirtiler (kalp atışlarının hızlanması, kızarma, ateş basması vs.) Duygu – Öfke uyandıran durumun yol açtığı duygulanım (üzüntü, kızgınlık, isteksizlik, hayal kırıklığı vs.) İletişim – Öfkeyi çevreyle paylaşma şekli (sözlü veya sözsüz iletişim şekilleri) Öfke ne tip sorunlara yol açabilir? Kontrol altına alınamayan veya başa çıkılmayıp bastırılan öfkenin (öfkenin bastırılması/içe atılması öfkeyle başa çıkmak değildir) yol açabileceği sorunlar şu başlıklar altında toplanabilir: Fizyolojik Problemler: Yüksek tansiyon, kalp-damar hastalıkları, baş ağrısı, kas ağrıları, nefes darlığı, kan şekeri problemleri, gastrointestinal (mide – bağırsak) problemleri, dermatolojik (cilt hastalıkları) problemleri, duygulanım bozuklukları (depresyon gibi) vs. Zihinsel Problemler: Performans düşüklüğü, uyku kalitesizliği, konsantrasyon güçlüğü vs. Davranışsal Problemler: Bağımlılıklar (Alkol, sigara ve madde gibi), yeme alışkanlıklarıyla ilgi problemler (aşırı yeme veya iştah kesilmesi gibi) vs. İlişkisel Problemler: Kişinin çevresiyle yaşayacağı sorunlar (Kavga hali, küskünlükler vs.) Öfkeyle başa çıkma yolları Öfkeyle baş etmenin bir tek doğru yolu yoktur. Kişinin kendi kişiliğine, hayat tarzına ve içinde bulunduğu duruma en uygun yöntemi seçmesi gerekir. Öfke kontrolü 3 ana başlık altına toplanabilir. Bunlar: 1) Öfkenin yarattığı fiziksel belirtilerin kontrolü: Öfke vücuda fiziksel gerginlik olarak yansır. Bu gerginliği azaltmak için kişi doğru nefes almalıdır. Gerginliği geçirecek nefes diyafram nefesi denilen nefes alındığında kişinin karnın şişmesine yol açan (göğsünün değil) nefestir. Üst üste alınacak diyafram nefesi kişinin öfkesi sonucu yaşadığı fiziksel gerginliği azaltacaktır. Nefes egzersizi sırasında kişinin mümkünse olay yerini değiştirmesi de kişinin fiziksel ve hatta ruhsal gerginliğini azaltacaktır. Kişi ayrıca bir uzman yardımıyla öğrenebileceği bedenindeki temel kas gruplarının rahatlamasını sağlayacak sistematik relaksasyon (gevşeme) tekniğini de kullanabilir. 2) Öfke yaratan olayın yorumlanması ve o olay hakkındaki düşüncenin kontrolü: Öfkenin sonucu ortaya çıkan kızgınlık, isyan gibi duygular aslında kişinin yaşadığı öfke yaratan olay karşısında yaptığı yorumlar ve düşünce sistemiyle ilişkilidir. Herkes aynı olay karşısında aynı düşüncelere sahip olmadığından aynı tepkileri vermez ve aynı duygulanımları yaşamaz. Kişinin bu tip durumlarda ortaya çıkarttığı düşünce kalıplarını fark etmesi, bunların çarpıtılmış olup olmadığını değerlendirip, çarpıtılmış olanlarının yerine gerçekçi olanları koyması kişinin öfkesiyle başa çıkmasında çok önemli bir adımdır. Ancak düşünce kalıplarının fark edilip, değiştirilmesi sanıldığından zor olabileceğinden bunun bir uzman yardımıyla yapılması tavsiye edilir. 3) Öfke yaratan durum karşısında kişinin vereceği tepkinin kontrolü ve çevreyle olan iletişimi: Kişi öfkenin yarattığı fiziksel belirtileri kontrol altına aldığı, öfkeyi yaratan düşünce sistemini fark ettiği halde yine de kendini haz etmediği bir durumda bulabilir. Böyle bir olayda kişinin bunu çevresine aktarım şekli de öfke kontrolünün önemli bir parçasıdır. Kişinin kendini ifade etmesi sırasında (sözlü veya sözsüz) saldırganlık yerine atılganlığı (girişkenlik) seçmesi, bunun için de önce durup mümkün olduğunca yargısız olarak dinlemeye çalışması önerilebilir. Zaten eğer kişi kendi düşünce kalıplarını yeterince iyi irdelemişse yargılama ve taraflı bakma özelliğini mümkün olduğunca kontrol altına almış olacaktır. Bu hal ise yıkıcı ikili ilişkilerdense yapıcı olanlara dönüşecektir. Kişi bunlara ek olarak hayatındaki günlük stresi de kontrol altına almayı sağlayan çeşitli uğraşlara yönelerek öfkesini azaltabilir. Bunun için spor yapabilir. Hobilerini devreye sokabilir. Olayla ilgili mizahi bir yön bulup, dalga geçerek olayın ehemmiyetini azaltabilir.