Ergenekon soruşturması kapsamında son gözaltına alınan, eski MGK Genel Sekreteri emekli Orgeneral Tuncer Kılınç, Tümgeneral Erdal Şenel, eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz ile evleri aranan Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun eşleri, ’o gergin ve hüzünlü anları’ Hürriyet’e anlattı. Aralarında hiç kuşkusuz en dramatiği, 1995’te kaybettikleri oğullarının ölüm yıldönümünde mezarını ziyarete gitmeye hazırlanan Tuncer Paşa’nın çıkarken eşine söylediği cümleydi: Oğluma selam söyle Güney Hanım. Eski MGK Genel Sekreteri emekli Orgeneral Tuncer Kılınç, önceki gün gözaltına alınmasaydı ölüm yıldönümü nedeniyle oğlunun mezarına gidecekti. Oğlu Alpar Kılınç’ı, 7 Ocak 1995’te trafik kazasında kaybeden Tuncer Kılınç, eşi Güney Hanım ile birlikte mezarlığa gidemedi. Çocuğunun ölüm yıldönümünde acısı tazelenen Güney Hanım, aynı gün eşinin de gözaltına alınmasıyla çifte üzüntü yaşadı. ’Çok üzgünüm Güney Hanım’ Evinde arama yapılırken Tuncer Kılınç'ın, eşine, "Oğlumun mezarına ölüm yıldönümünde gidemeyeceğim için çok üzgünüm. Güney Hanım, oğluma selam söyle" dediği öğrenildi. Baba Kılınç’ın, hem oğlumunun mezarını ziyaret edememesi, hem de evinin aranıp gözaltına alınmasından dolayı son derece üzgün olduğunu belirten bir komutan arkadaşı, "Bu insanlar, bu şekilde muameleyi hak etmiyorlar. Yaşananlar karşısında hepimiz üzgünüz" dedi. Orgeneral Kılınç’ın götürülürken, bir kıta askerin selam duruşu ile uğurlandığı da belirtildi. Tolon’un eşi yalnız bırakmadı Aynı davadan tutuklu yargılanan emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un 1 Temmuz 2008’de gözaltına alınmasından sonra bu kez, üst katlarında oturan emekli Orgeneral Tuncer Kılınç aynı akibete uğradı. Beş katlı apartmanda oturan diğer emekli komutanlar "Sıra kimde" diye merak ederken, Tolon’un eşi Ayla Tolon, Kılınç’ın eşi Güney Hanımı zor gününde yalnız bırakmadı. Evlerinde yapılan aramayı ve eşinin götürülüşünü hayatı boyunca unutamayacağını belirten Ayla Tolon, Kılınç’ın evinde arama yapıldığını öğrendiğinde hemen evlerine gittiğini belirterek şunları anlattı: "Tuncer Paşa’ya ve eşine, ellerini tutarak geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Benzer olayı ben de yaşadığım için Güney Hanımın o an içinde bulunduğu sıkıntıyı anlıyordum. ’Metin olmaya çalışıyordu’ Aynı kaderi paylaşıyoruz. Ateş düştüğü yeri yakıyor. O an, evimde yapılan arama gözümün önüne geldi, bunu ancak yaşayanlar bilir. Evimizde arama yapanlara göre buradaki polislerin bazıları daha nazikti. Akşam yine Güney Hanımı ziyaret ettim. Eşi bir suçlu gibi götürüldüğü için son derece üzgündü. Metin olmaya çalışıyordu. Bir gün sonra eve dönecek diye beklediğim eşim, 1 Temmuz’dan bu yana cezaevinde ve hala neyle suçlandığını da bilmiyoruz. Son ziyaretimde kendisini hayli zayıflamış ve bitkin gördüm." Bu arada evindeki aramada üç askeri savcı bulunan Kılınç ile ilgili savcılık yazısının gerekçesiz olduğu ve yakalanıp getirilmesini içerdiği belirtildi. Kılınç’ın polise, "Ancak savcının sorularını yanıtlarım" diyerek ifade vermediği bildirildi. Güniz Gürüz: İç çamaşırı çekmecelerini bile aradılarGözaltına alınan eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz’ün eşi Güniz Gürüz de, sabah erken saatlerde üniversiteye gitmek için evden çıkacağı sırada kapının çalındığını ve kadınlı erkekli bir grup polisle karşılaştığını söyledi. Polislerin "Arama yapacağız" diyerek eve girdiğini, ne olduğunu anlamadıklarını belirten Gürüz, "Ne gerekçeyle geldiklerini, niçin arama yapacaklarını söylemediler. Hiç haberimiz yoktu. Bir anda oldu herşey. İçeri girip her yeri aramaya başladılar. Gayet kibar davrandılar ancak bütün dolaplarımızı, masaları, iç çamaşırlarının bulunduğu çekmeceleri bile tek tek aradılar" dedi. ’Yedekleme cihazımız yok dediler’ Eşinin bilgisayarını alan polislerden yedekleme yapılmasını istediğini ancak polislerin, "yanımızda yedekleme yapacak cihaz yok" diyerek bu talebini geri çevirdiğini anlatan Gürüz, şöyle konuştu: "Bilgisayar, cep telefonu, fotoğraf makinesinin yanısıra flash disklerini, bütün cd’lerini aldılar. Çeşme’de Amerika’dan gelen arkadaşlarımızla yazın çektirdiğimiz fotoğrafların bulunduğu bir cd vardı, onları dahi götürdüler. Kitaplarını incelediler. Bazı kitap ve dökümanlara da el koydular. Çok üzgünüm ne diyebilirim ki. Onun bunları hak edecek birşey yapmadığını biliyorum. Umarım kısa süre içinde evine tekrar döner. Onun için dua ediyorum." Kanadoğlu: Ne üzüldüm ne de korktumYargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun eşi Bilge Kanadoğlu da evlerindeki arama konusunda, "Ne üzüldüm ne de korktum" dedi. Bilge Kanadoğlu, polislerin nazik ve titiz davrandıklarını, evi dağıtmadıklarını da söyledi. Bilge Kanadoğlu, "Evden Fazıl Say’ın konser CD’si, Sabih Bey’in konferans ve televizyon programlarına ilişkin CD’leri ve dizüstü bilgisayarının hard diskinin kopyasından başka birşey almadılar" dedi.