'Oğlumun gözlerine baktığımda bana tecavüz eden adamı görüyorum'

'Oğlumun gözlerine baktığımda bana tecavüz eden adamı görüyorum'

İki çocuğunu tek başına büyüten bir anneydim. Onu tanıyordum. Yaklaşık iki yıldır arkadaştık. Ortak bir arkadaşımız tanıştırdı, normal bir arkadaşlığımız vardı, fazlası değil.

Bir ilişki istemediğimi ona açıkça söylemiştim, kendi kendime olmak istiyordum ve arkadaş kalmaktan mutluydum.

Evinde olduğum bir gün, sanki bir anda değişti. Rahatsız edici bir şekilde yaklaştığını hissettim, uzaklaştım ve onu geriye doğru ittim, çok hızlı ve zorlayıcı davranıyordu.

Çok baskındı, dondum kaldım. Bir süre sonra dondum kaldım, onunla mücadele edemiyordum donmuştum.

Sonra hiçbir şey söylemedi, kalktı, dışarı çıktı. Kendi evinden dışarı çıkıp arabasına gitti. Hiç konuşmadı benimle.

Ben de evime yürüdüm, yaralanmıştım. Sonra düşününce ne kadar ciddi yaralandığımın farkına varmamıştım, otomatik pilota bağlıyor gibi oluyorsunuz sanırım. Kendi evime girmek, evimde olmak istiyordum.

Çocuklarımı kapı komşuma bırakmıştım. Döndüğümde ev bomboştu. Çocuklarım komşuda uyuyordu… Hiç kimseyle konuşmadım. Beni yargılayacaklarını, kendimi bile bile bu duruma soktuğumu, benim hatam olduğunu söyleyeceklerini düşündüm. Çünkü onu tanıyordum.

Sokakta birinin saldırısına uğramışım gibi bir durum olmadığından 'tecavüz" olarak görmedim. Bu yüzden polise de söylemedim.

Kulağa tuhaf gelecek ama ertesi gün ona bunu neden yaptığını sormak istedim. Bilincini kaybettiğini iddia etti. Böyle bir şeyin yaşandığını reddetmedi ama bilincini kaybettiğini ve hatırlamadığını söyledi. Ama hiçbir zaman doğru olmadığını söylemedi.

Tepki göstermedim… Doğruyu söylemek gerekirse hiçbir zaman tam tepki göstermedim. Sürekli çocuklarıma odaklanıyorum, o dönem de dikkatimi çocuklara verdim.

Hamile olduğumu, bunun bizim bebeğimiz olduğunu söyledim. Onun "Hayır, bizim bebeğimiz değil" demesini bekliyordum, bebeği kabulleneceğini sanmıyordum.

Gebe kaldığımda yaşadıklarımızı, koşulları hiçbir zaman kabul etmedi ama hiçbir zaman çocuğun kendisine ait olmadığını söylemedi.

Kürtaj olmayı düşünmedim. Bir seçenek olduğunu biliyordum, kürtaj karşıtı değilim. Bunun kişisel bir tercih olduğunu düşünüyorum.

Ama bebeği öldürmenin işleri daha kötüye götüreceğini, bu düşünceyle yaşamanın daha zor olduğunu ve iki çocuk bakarken hiç hesapta yokken başka bir çocuk sahibi daha olmanın getireceği zorlukları düşündüm.

Çok bencilce aslında. Bebeğinin hayatını düşünmeden hareket ettim. Bir bebeği öldürmeme fikrine ahlaki açıdan bakamıyordum.

Bebeği aldırmanın bana daha çok zarar vereceğini bilerek böyle bir karar aldım. Tecavüz ve kürtajdansa, tecavüz, bebek ve çocuk fikriyle daha rahat başa çıkabileceğimi düşündüm.

Ailem yoktu etrafımda. Parkta, bekâr olduğumu bilip hamile olduğumu görenler yargılayan gözlerle bakıyordu. Nasıl hamile kaldığımla ilgili bir açıklama da yapmıyordum.

İnsanların sürekli beni bana baktığını fark ettim, insanların arkamdan konuştuğunu biliyordum. Arkadaşım olan komşumun çocuklarıyla benimkiler aynı okula gidiyordu, konuşulanlardan haberi vardı, çok zordu çünkü tecavüze uğradığımı söylemek istemiyordum.

Bir diğer ihtimal de bir gecelik ilişki veya öyle bir şey yaşamış olmamdı. Adımın böyle bir şeye de karışmasını istemiyordum, kötünün iyisi gibi. Ben de en kolayını seçtim, hakkımda ne isterlerse düşünsünler dedim.

Çocuğun da kimse tarafından yargılanmasını, ona yapışan bir etiket olmasını istemiyordum. İnsanlar gerçeği bilse, bu durum, onunla kuracakları iletişimi de etkilerdi.

Bununla başa çıkmamı sağlayan oğlumu her zaman korumam oldu. Öyle olmasaydı bu duruma katlanamazdım, çünkü bütün bu yaşananlardan çıkarabileceğim tek olumlu şey oğlumdu.

Oğlumu kucağıma ilk aldığımda beni en çok şaşırtan ve en çok aklımda kalan şey, gözlerini babasından almış olmasıydı.

Asıl donup kaldığım an gözlerini ilk gördüğüm andı, işte o an gerçekten vurulmuş gibi oldum.

Büyüdükçe gözleri giderek daha çok babasının gözlerine benziyordu. Tecavüz sırasında, en çok aklımda kalan gözleriydi, genelde de öyle olduğunu zannediyorum. Çok çok çarpıcı gözleri vardı, çocuğumun da öyle. Kendine özgü, karakteristik gözler.

Elime kalbime koyduğumda, nasıl dünyaya geldiğinin onunla ilişkimde herhangi bir etkisi olmadığını söyleyebiliyorum.

Kendime söylediğim tek şey, gözlerine baktığımda ve hala kendine özgü bazı kişilik özellikleri gördüğümde bunun babasıyla ilgisi olmadığı. Zira bazı özellikle irsi oluyor.

Geçmişe dönük anları hatırladığımda fiziksel olarak tepki veriyorum, ama bunun o dönemi hatırlatan şeylerle ilgisi var, tetik çekilmiş gibi oluyor.

Doğduğu ilk günden bu yana oğlumu çok sevdim.

Babasıyla ilgili çok soru sormuyor. Okulda "Ailem" gibi projeler yapmaları istendiğinde, babasının fotoğrafını çekmeleri isteniyor, ben de bunu yapamıyorum, işte bu gibi durumlar zor oluyor.

Ben de ona anlatmaya çalışıyorum.

Yalnızca son birkaç senede anlatmaya başladım. Çok uzun bir zaman bundan bahsedemedim. Onlar da tanıdığım, zaten oğlumla ilişkisi olan insanlar, dolayısıyla bilmeleri onları etkilemiyor.

Ne yaparsanız yapın zor olacak. Çocuğu doğurup evlatlık vermeniz bütün hayatınızı etkiler. Hamile kalır ve kürtaj olursanız yine bütün hayatınız etkilenir. Eğer doğum yapmaya karar verirseniz yine bütün hayatınız etkilenir. Her zaman çok büyük bir zararı olur, ama bu zararın boyutları nedir?

Bu sizinle ve çocukla ilgili bir mesele. Bu bebeği doğurup onunla başa çıkamamak büyük hata olurdu. İhtiyacı olan sevgiyi, bağı verememek de ikinci bir hata olurdu.

Bazen çok yalnız hissediyorum, bazen gerçekten çok zor oluyor ama bana asıl zarar veren tecavüz oldu, bundan çıkan en olumlu şey de oğlumdu, benim için en önemlisi bu.

Ama bu üç seçenekten hangisini seçerseniz seçin, hepsi bir ölçüde yalnızlık getiriyor, ben en azından bu durumdan şahane bir şey elde ettim. Benim için doğru bir karardı, herkes için olmayabilir.

Catherine'in adı kimliğini korumak için değiştirilmiştir.