Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) geçen Haziran ayında yayımlanan Öğretmen Strateji Belgesi’nde de yer alan öğrenci, veli, meslektaş ve yöneticinin öğretmene not vermesinden oluşacak performans sistemi tepkilere yol açtı. 12 ilde pilot olarak uygulanmaya başlayan sisteme ilişkin olarak Eğitim Sen Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, "Hükümetin öğretmeni yaratılmak isteniyor” derken AES Başkanı Cansel Güven ise “Bu hadsizliktir” diyor
Öğretmenler için performans değerlendirme sisteminin oluşturulması ve 4 yılda bir “yeterlilikler” sınavına alınmasının öngörüldüğü belgeye göre, 2 uygulama da 2018 sonuna kadar hayata geçecek. MEB, 12 ilin valilğine gönderdiği yazıda öğretmene performans sistemi pilot uygulamasının Ankara, Antalya, Balıkesir, Erzurum, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Kayseri, Malatya, Mardin, Samsun ve Trabzon’da hayata geçeceğini bildirdi.
Söz konusu uygulamaya eğitimcilerin yanı sıra eğitim sendikaları da tepki gösterdi. Birgün'den Mustafa Kömüş'ün haberine göre Eğitim Sen Genel Başkanı Aytekin Aydoğan MEB’in eğitimin bütün sorunlarını öğretmenlere yıktığını aktardı. “Sınava dayalı sistem, rekabetçi sistem eğitimi maalesef bu duruma getirdi. Öğrencilerin sınavda başarılı olamaması durumunda öğretmenler de başarısız gözüküyor. Hâlbuki sınav başarısına göre ne öğrenci ne de öğretmenin başarısı ölçülemez” diyen Aydoğan şunları kaydetti:
“Bunun dışında bu kesinlikle objektif bir ölçüm değil. Biliyorsunuz okul müdürlerinin %90’ı Eğitim Bir Sen’li ve mülakatla seçiliyor. Herhangi bir öğretmen ile problem yaşarsa objektif puan veremez. MEB bu şekilde öğretmeni baskı altına almaya çalışıyor.”
Bu uygulamanın güvencesizliğin önünü açmak anlamına geldiğini belirten Aydoğan, şöyle dedi:
“Biz sendika olarak kesinlikle bunu reddediyoruz. Hiçbir üyemiz, hiçbir meslektaşını puanlamayacak. Bu şekilde öğretmeni baskı altına almak doğru değil. Ancak eğitimcilerle bir araya gelinirse bu işin altından kalkılabilir. MEB eğitimcilerle çalışmıyor. Böyle şeyler akademisyenlerle, sendikalarla bir araya gelerek yapılabilir.” Sözleşmeli öğretmenlerin durumuna da değinen Aydoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“38 bin sözleşmeli öğretmen var. Bu uygulama onları daha da zor durumda bırakıyor. Bir anda işlerinden olabilirler. Hiçbir güvenceleri yok. İktidarın istediği de bu, öğretmenin elinden güvenceyi almak. İktidarın istediği halkın öğretmenini ortadan kaldırıp hükümetin öğretmenini yaratmak.”
Anadolu Eğitim Sendikası (AES) Genel Başkanı Cansel Güven ise bu uygulamanın hayata geçmesinin mümkün olmadığını belirtti. “Niyetten de şüpheliyiz, akıbetten de…” diyen Güven, şöyle konuştu:
“MEB, aynı okullardaki sınıfların bile farklı olduğunu bilmiyor. Burada öğretmenin idare tarafından nota tabi tutulması kesinlikle doğru değil. Öğrencinin ölçmesi olabilir ama sadece öğretmenin göreceği şekilde. Veliler için de aynı şey geçerli. Ama idare boyutuna kesinlikle karşıyız. Bu gizli bir fişlemedir. Bunu hayata koyan MEB daha sınavları bile belirleyemedi. TEOG örneği ortada. Eğitimin yapılmasına engel olan, MEB’in kendisi. Sürekli kitap ve müfredat değiştiren, öğretmeni sözleşmeli, kadrolu olarak ayıran kendisi. Karar mekanizmasında hiç eğitimci barındırmayan MEB’in bunu yapması en hafif tabiriyle hadsizliktir.”
MEB’in kolaya kaçtığını vurgulayan Güven, son olarak şu sözleri sarf etti:
“Başarısızlığı öğretmene yıkmanın yolunu arıyorlar. Resmi eğitim dilini konuşmayan öğrencilerle muhatap olan öğretmen de var, sosyokültürel anlamda çok iyi imkânlara sahip öğrencilere eğitim veren de, sobayı nasıl yakacağını düşünen de… MEB önce bu sosyokültürel eşitsizliği ortadan kaldırsın. Bunu yapmadan bu uygulamayı yapmak mümkün değildir.”