Star gazetesi, Hrant Dink'in katili Ogün Samast'a bayraklı poz verdiren iki polisin TSK'daki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişiminin ardından Gülen cemaatine yönelik başlatılan soruşturma kapsamında açığa alındığını aktardı. Gazete haberinde "Fotoğrafı servis eden gazeteci Ercan Gün tutuklandı ve ona bu talimatı verdiği belirlenen Ekrem Dumanlı ise aranıyor" ifadesini kullandı.
Ogün Samast yakalandıktan sonra, dönemin Samsun Terörle Mücadele Müdürvekili Metin Balta ve aynı şubeden Komiser İbrahim Fırat, görevi kötüye kullanma ve gizliliği ihlal suçlamasıyla yargılanmıştı.
Star'ın "Oscar'lık senaryo FETÖ'nün pozu çıktı" başlığıyla yayımlanan (8 Eylül 2016) haberi şöyle:
Gazeteci Hrant Dink cinayetinde, kamuoyunda “Katile poster” olarak yansıyan skandalın FETÖ tarafından hazırlanan kumpasların planlı bir parçası olduğu ortaya çıktı. Dink cinayetinin tetikçisi Ogün Samast'la Türk Bayrağı ile hatıra fotoğrafı çektiren iki polis şefi, terör örgütü FETÖ soruşturması kapsamında açığa alındı, fotoğrafı servis eden gazeteci Ercan Gün tutuklandı ve ona bu talimatı verdiği belirlenen Ekrem Dumanlı ise aranıyor. Star'ın haberine göre, o fotoğrafın cinayeti 'milliyetçiler' işledi algısı oluşturup Ergenekon operasyonuna zemin hazırlanılması amaçlanan bir 'kurgu' olduğu anlaşıldı.
Önce fotoğraf Tetikçi Ogün Samast, 19 Ocak 2007'de Hrant Dink'i öldürüp Trabzon'a doğru yola çıktığı tespit edilmiş ve bindiği araç 20 Ocak'ta Samsun Otogarı'nda durdurularak gözaltına alındı. Götürüldüğü Terörle Mücadele Şubesi'nin çay ocağında elinde Türk bayrağı ile fotoğrafı çekildi. Katilin bir yanında emniyet müdürleri, diğer yanında jandarma bulunuyordu. Arkalarında ise Atatürk'ün “Vatan toprağı kutsaldır, kaderine terk edilemez” sözünün yer aldığı bir poster ve ellerinde Türk Bayrağı vardı. Mesaj açıktı: Hrant Dink, milliyetçi, ulusalcı, Atatürkçü yasadışı yapılanma tarafından öldürüldü ve bir katille bu böyle bir fotoğraf verecek kadar da devleti içinde uzantıları vardı. Olayda çok sayıda polis ve jandarma tetikçi Samast ile fotoğrafı çektirirken ancak sadece iki polis şefi hakkında yargılama yapıldı. Dönemin Samsun Terörle Mücadele Şube Müdür Vekili Metin Balta hakkında “İhmal suretiyle görevi kötüye kullanma” suçundan 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası, komiser İbrahim Fırat hakkında ise “Soruşturmanın gizliliği ihlal etmek” suçundan 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandı, yerel mahkemede beraat etti. Daha sonra Yargıtay'a taşınan dava 10 yıl boyunca yılan hikayesine döndü.
İşlenen 'görevi kötüye kullanma' suçuna neden de zaten 'tedbir almayarak görüntülerin basında yer almasına neden olarak görevi kötüye kullanmak ve gizliliği ihlaldi. O süreç içinde terfi de ettirilen Balta 3.Sınıf Emniyet Müdürü olurken, Fırat ise emniyet amirliğine terfi ettiler. Ama 15 Temmuz darbe girişiminin ardından önce FETÖ üyeliğinden açığa alındılar, sonra meslekten ihraç ettirildiler.
Geçen hafta tutuklanan gazeteci Ercan Gün ise soruşturma dosyasındaki bilgilere göre, kumpasın medyaya yayılması görevini yerine getirmiş. Dink cinayetinin ardından dönemin Zaman Gazetesi Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ile yoğun telefon görüşmesi belirlenen Ercan Gün'ün ardından Samsun'a gittiği, Samsun İl Jandarma Komutanlığı santralini aradıktan sonra telefonunu kapatıp 'jandarmayla gizli görüşme yapıyor' algısı yarattığı ancak jandarma ile hiçbir buluşma yapmadığı ve FETÖ mensupları ile bir araya gelip bu fotoğrafları aldığı ve İstanbul'a dönüp fotoğrafları “Katil Ogün Samast'ın elinde Türk bayrağı bulunduğu halde Atatürk'ün bir sözü önünde çekilmiş fotoğrafının Samsun Emniyeti Terörle Mücadele Şubesi'nin çay ocağında çekilmiş” kurgusu ile servis ettiği belirtildi. Böylece Dink cinayetinin arkasında milliyetçi, ulusalcı, Atatürkçü grubun olduğu algısı oluşturularak örgütün amaçları doğrultusunda hem bu grupların devlet bürokrasisi içinden tasfiyesi hem de Ergenekon soruşturmalarına zemin hazırlanmasının amaçlandığı kaydedildi.
O dönemde bu olay üzerine hazırlanan soruşturma ve devlet denetleme kurulu raporlarında şu ifadelere yer veriliyordu: “Esasen, Dink'i hedef haline getiren ve Hrant Dink'i öldüren kişinin eline bayrak vererek resim çektiren marjinal anlayışların ortaya çıkmasına yol açan bazı paradigmalarla yüzleşilmesi; bu tür ortamlardan beslenerek varlığını devam ettiren ve bazı kamu görevlilerinin de dahil olduğu hukuk dışı oluşumlarla ilgili mücadelenin sürdürülebilmesi ve 'demokratik devlet' olgusunun hayata geçirilmesine yönelik son yıllarda ortaya konulan çaba ve gayretlerin güçlendirilmesi açısından, bundan böyle benzeri durumlarda kamu görevlilerinin yargılanmasında izlenmesi gereken yöntem ile ilgili hususların, bu şekilde algılanması ve uygulanması gerekli görülmektedir.”
'Katile Poster'in de bir kurgu olduğunun belirlenmesinin ardından ortaya çıkan tabloyu değerlendirmesini sorduğumuz Dink ailesini avukatı Hakan Bakırcıoğlu, “O dönemde neden böyle bir fotoğraf çektirdiler anlaşılamamıştı. Bu fotoğraftaki polisler hakkında FETÖ kapsamında işlem yapıldığını bilmiyorduk. Bir değerlendirme için yapılan soruşturmanın sonuçlanmasını bekleyeceğiz” diye konuştu.