Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, darbe girişiminin ardından ilan edilen ve üç kez uzatılan olağanüstü hâl (OHAL) uygulaması ile ilgili olarak "OHAL’in 2017 yılında sürmesi bekleniyor. 'OHAL konusunda bir değerlendirme yapabilmek için 2017 sonbaharını görmek lazım' 2017 sonbaharında ne görülecek?" iddiasını aktardı.
Abdulkadir Selvi'nin "Normalleşme ve OHAL için kritik tarih" başlığıyla yayımlanan (17 Mayıs 2017) yazısı şöyle:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, referandum gecesi “Çok önemli bir başarı” diyenlere, “Önemli olan 2019 seçimleri” karşılığını veriyor. Böylece 2019 seçimlerinin startı, 16 Nisan gecesinden veriliyor.
Referandumda millet, sandıkta çok önemli mesajlar verdi. Kürt oyları ise adeta kişiye özel yazılmış bir mektup gibiydi. Bugün bölgedeki sonuçlar üzerine yapılan değerlendirmeleri ve ileriye dönük olarak belirlenmiş olan bir tarihi paylaşmak istiyorum.
1- Kürtler geleceklerini Türkiye’nin içinde aradıklarını bir kez daha ortaya koydular. Araştırmalarda, bölgenin geleceğini Türkiye’de aradığına ilişkin oranlar yüzde 85’in altına düşmüyor.
2- Bölge halkı hendek ve barikatlardan PKK’yı sorumlu tutuyor. Kandil’in peşine takılması nedeniyle HDP ile arasına mesafe koydu. Ama halk tam olarak devlete yüzünü dönmedi.
3- Referandum sonuçları Kürt sorununun çözümü konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elini güçlendirdi. Çözüm süreci yanlışlarına rağmen yararlı oldu. Devlet, Kürt sorununun sivil yöntemlerle çözümü yönündeki iradesini gösterdi. Ama örgüt barikat ve hendekler kurarak çözümü sabote etti.
4- Bölge halkı terörle mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesini istiyor. Terörle mücadeledeki kararlılık oy artışında etken oldu. Kırsal kesimle şehir arasındaki örgütsel irtibatın kesilmesi etkili oldu. Bölgede ilk kez, oy kullanmayanların yerine başkaları oy kullanamadı.
5- Şehir savaşları sırasında yıkılan, tahrip olan yerleşim yerlerinin yeniden inşası, gençlerin istihdamına yönelik çabalar ve cazibe merkezleri projeleri yararlı oldu. Bölge ekonomik yatırımları bekliyor.
6- HDP’nin güçlü olduğu yerlerde oyları azalmasına rağmen gücünü korudu. Böylece bölgede bir kimlik ifade edildi. Bölge, HDP’yi hâlâ kendi kimliğinin bir ifadesi olarak görüyor.
Bölgeye ilişkin değerlendirmeleri aktarıp, Öcalan’ın referandum sonuçlarına ve Suriye’deki gelişmelere ilişkin tavrını yansıtmamak eksik olur.
Öcalan, HDP’nin, hendek ve barikatlar konusundaki siyasetini yanlış buluyor. Kandil’in hendek ve barikatlar konusunda yanlış adım attığını düşünüyor ve bu durumun müsebbibi olarak onları görüyor. Ancak Suriye’deki kazanımları çok daha önemsiyor. Suriye’de uzun bir süre yaşadığı için bu mücadelenin Suriye’de attığı temellerin üzerine yükseldiğini düşünüyor. Suriye’deki gösterilerde posterlerinin taşınmasını buna örnek olarak gösteriyor.
Şimdi gelelim OHAL sürecinde bölgede atılacak adımlara.
Başkanlık sistemiyle birlikte artık yüzde 10 barajı geride kaldı, yeni bir baraj ortaya çıktı. Yüzde 50 artı 1’i alamayan başkan olamayacak. Cumhurbaşkanı ülkeye yeni bir heyecan getirmeye, AK Parti’nin reformist yapısını güçlendirmeye hazırlanıyor. Daha kapsayıcı olan ve yüzde 100’e hitap eden politikalara yönelinecek.
Peki, OHAL sürecinde bu nasıl yapılacak? OHAL ne zaman kalkacak?
OHAL’in 2017 yılında sürmesi bekleniyor. “OHAL konusunda bir değerlendirme yapabilmek için 2017 sonbaharını görmek lazım” 2017 sonbaharında ne görülecek?
1- Suriye’deki durum her an stratejide değişiklik yaptırabilecek kadar önemli. ABD’nin YPG ile işbirliğinin boyutlarının netleşmesi ve bunun Türkiye’ye yansımalarını görmek lazım. Çünkü ciddi bir beka sorunu ile karşı karşıyayız. Suriye’deki gelişmeler nedeniyle her an Irak ve Suriye’de operasyon yapma ihtimali sürüyor.
2- PKK, Suriye ve Irak’taki kazanımlarını kalıcı hale getirmek istiyor. Oraya motive olmuş durumda. Örgütün Irak ve Suriye’ye odaklanmasını operasyonel anlamda değerlendirmek ve sonbahara kadar PKK’yı minimize etmemiz lazım. Hem Suriye’deki durumu hem PKK ile mücadelenin geldiği aşamayı görmeden adım atılamaz.
3- Sonbahardaki tabloya göre HDP’lilerin durumu yeniden değerlendirilebilir. Gelişmelerin seyri olumlu olursa önleri açılabilir ya da tam tersi olabilir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD ve Rusya’nın desteğiyle Suriye’de oluşturulmak istenen, “PKK koridoru”na odaklanmış durumda. Çözüm sürecini akamete uğratan gelişmelerin başında PKK’nın Suriye’deki kazanımları geliyordu. Suriye konjonktürü bu kez Türkiye’nin normalleşmesinin önündeki en önemli engele dönüştü. Giyotin gibi çift taraflı kesiyor.