Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde onkoloji servisindeki kanser hastaları, müzikle terapi eşliğinde tedavilerini oluyor. Hastalar, bir yandan kemoterapi odasında ilaçlarını alırken diğer yandan bir grup gönüllü tarafından çalışan ney, ut, kanun, tef, tambur ve su sesi dinliyor. Kanser hastalarını bu zor tedavi sürecinde yalnız bırakmayan “Gönüllüler Korosu” her hafta düzenli olarak, hiçbir karşılık beklemeden hastaların bu zor tedavi süreçlerini müzikle hafifletiyor. Hastalar ise bu süreçte oldukça memnun görünüyor.
Cumhuriyet'ten Sibel Bahçetepe'nin haberine göre, müzikle tedavi Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 2016 Mart ayından bu yana yapılıyor. İlk 2 ay içerisinde 200 hasta üzerinde uygulanan müzikle kemoterapi tedavisi sonrasında yapılan duygu durum anket çalışmasına göre, hastalarda olumlu gelişmelerin ortaya çıktığı belirtiliyor. Hem gözlemler, hem de anket sonuçları, hastaların müzikle tedavi sırasında istifra etmedikleri, uyuyabildikleri ve hatta müziğe tempo tutup, eşlik ettiklerinin gözlemlendiği kaydediliyor.
Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden Psikolog Ayla Karaca, müziğin onkoloji hastalarının tedavi süreci üzerindeki olumlu etkisi üzerine bilimsel araştırmalar yapıldığını ve hastaların duygu durumlarında kemoterapi sırasında bir iyileşme görüldüğünü söylüyor. Karaca, “Onkoloji hastalarının tedavisindeki en büyük destekçilerden biri olan müzik içerisinde olmazsa olmazımız su sesidir. Su sesinin rahatlatıcı etkisi dolayısıyla eski şifahanelerde su sesinden yararlanılmıştır” diyor. Karaca, özetle şunları söylüyor: “Yapılan çalışmalar nörolojik, onkolojik vakalarda da su sesinin tedavi sürecinde olumlu etkileri olduğunu ortaya çıkarmıştır. Hastanede iki ayda 200 hasta üzerinde ve doğaçlama olarak pentatonik müzik icra edilmiştir. Su sesi eşliğinde ut, ney, bendir ve ağız kopuzu gibi kadim gelenekten gelen klasik sazlar ile haftada bir gün 20’şer dakika süre ile üç seans müzik terapi uygulanmıştır. Müzikle tedavi, kanser hastalarına da daha rahat bir tedavi süreci yaşatmaktadır. Öyle ki on saat kemoterapi görüp hiç uyuyamayan hastaların müzik eşliğinde tedavi sırasında uyudukları, hasta yakınları, sağlık çalışanları ve hekimler tarafından gözlemlenmiştir. Kemoterapi tedavi sonrasında duygu durum anket çalışması yapılmış, hem gözlemler hem de anket sonuçları hastaların müzikle tedavi sırasında kusmadıkları, uyuyabildikleri ve hatta icra edilen müziğe tempo tutup eşlik ettikleri gözlemlenmiştir.”
Gönüllülük eğitmeni ve yazar İnal Aydınoğlu 38 yılını gönüllülük çalışmalarına ayırdığını, bu süre içinde 10 bini aşkın gönüllüye eğitimler verdiğini anlatıyor. 16 yıl önce ilk gönüllüler korosunu kurduğunu ve şu anda Kadıköy’de tam 121 farklı gönüllüler korosunun bulunduğunu anımsatan Aydınoğlu, “Koroları oluşturan gönüllülerimizin yaşları 45 ila 75 ve hatta 80’e kadar değişebiliyor. Her koronun başında şefleri bulunuyor ve düzenli çalışmalarla koro üyeleri konserler vermeye, hem kendilerine hem dinleyicilerine moral aşılamaya ve onlara manevi olarak destek vermeye hazır hale geliyorlar. Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde başlatmış olduğumuz bu anlamlı çalışmayı, bundan sonraki süreçlerde de düzenli olarak devam ettireceğiz. Bu doğrultuda 121 gönüllü koromuzla hastanelerin sonuna kadar destekçisiyiz” diyor.
Lusi Ter sakyan (59): Hastalığımla ilgili olarak 2 Mart’ta bir operasyon geçirdim. Sonrasında kemoterapi tedavisine başladım. Kemoterapi sırasında müzik dinletisine ilk kez katıldım ve uzun zamandır ilk kez mutluluk gözyaşları döktüm. Bin bir düşünceyle geldiğim kemoterapi salonunda müzikle karşılanmak daha o anda anlatılamaz bir mutluluk verdi. Hastalığı unuttuğumuz anlar o kadar kıymetli ki… Ben bugün hastalığımı unuttum, arkadaşlarımla keyifli bir müzik dinletisine geldiğimizi hayal ettim. Burada oluşan sinerjinin tedavi sürecimiz üzerinde çok olumlu etkisi olacağına inanıyor ve hissediyorum. Dilerim kemoterapi tedavisi gören her hasta bu mutluluk veren uygulamadan faydalanabilir.
Tayfun Güler (38): Moral her hastalık için tabii ki çok önemli ama onkoloji hastaları için önemi kat kat daha fazla oluyor. 1.5 aydır kemoterapi tedavisi görüyorum. Haftanın 5 günü, 5 saat kemoterapi salonundayım. Müzik ile kafamın, zihnimin rahatladığını hissediyorum. Tüm arkadaşlarımın gözlerindeki mutluluk da beni ayrıca keyiflendiriyor. İstek şarkıda bulunuyoruz, çalınan şarkılara hep beraber eşlik ediyoruz. Kemoterapi tedavisinin bünyemde bıraktığı yorgunluğu bile hissetmedim. Bugün evime çok daha mutlu ve çok daha iyileşmiş olarak gideceğim.
Bahadır Demir (19) / Annesi Melek Demir: Oğlum down sendromlu ve 2 haftadır da kemoterapi tedavisi görüyor. Bu tedaviye getirmek gerçekten çok zordu çünkü faydasını çok iyi anlayamadığı için getirmek de hayli zor oluyordu. Bugün ilk kez müzik eşliğinde kemoterapi tedavisi gördü ve 2 hafta içerisindeki en rahat tedavi günümüzdü. Oğlum müzik dinlemeyi çok sever, o yüzden burası bir hastane değil de eğlence yeri gibi geldi ona. Şarkılara eşlik etmeye çalıştı, oturduğu yerden dans etti ve yüzü hep güldü. Böyle bir fırsatı bize sunan herkese ne kadar teşekkür etsem az kalır. Umarım her zaman devam edecek bir uygulama olur ve herkes bu mutluluğu yaşayabilir.