Ümraniye’de ele geçirilen bombaların sahibi olduğu iddiasıyla tutuklu bulunan Oktay Yıldırım, Ali Yiğit’e şu soruları yöneltti: “O.Y: 2007 nisan ve mayıs aylarında nerede yaşadın? A.Y: Ağabeyimin evinde kaldım. Yakalandığım tarihe kadar da ağabeyimdeydim. O:Y: Nisan ve mayıs ayları arasında üç ay var. İfadende ağabeyinin evinde 15 gün kaldığını söylemiştin. Bu saçmalık. Kuvai Milliye’yi nereden biliyor, neden sormuş bana? A.Y: Elindeki kağıtlarda gördüm. Kuvai Milliye takvimleri geldi önce. Ondan sonra sordum. O:Y: Evde arama yapıldığında dayısın da var mıydı yanında? A.Y: Hayır yalnızdım. O:Y: Çatıya ilk çıktığında kutu neredeydi. Elektrik direği çatının neresinden geçiyor? A.Y: Sağda duruyordu kutu. Elektrik direğinin nerede olduğunu hatırlamıyorum. O:Y: Muzaffer Tekin adını nerede duydun. İfadene bu adı kim yazdırdı. A.Y: Kimse yazdırmadı. Danıştay olayında basından öğrendim. O:Y: Danıştay nedir? A.Y: O kadar edebiyat bilmiyorum. Çalışmaktan okuyamadım. O:Y: Babasıyla ihbar konusunda pazarlık yaptığı söyleniyor. Evde arama saat kaçta yapıldı. A.Y: 4’te yapıldı. O:Y: Sanık bahsettiği avukatla hangi evinde görüştü. A.Y: Bayrampaşa olabilir. Avukatıma sorun. Mahkeme Başkanı Şengün: Bir avukatla nerede görüştüğünü nasıl bilmezsin. Avukatın yanında mıydı? A.Y: Bayrampaşa veya Tekirdağ’daydım. O.Y: Bayrampaşa ve Tekirdağ cezaevlerine böyle bir görüşme olup olmadığının sorulmasının, Ali Yiğit’in telefonlarının dinlenip dinlenmediğinin de sorulmasını istiyorum. Gözaltındayken, polisle dışarıda yemek yedi mi? Elleri kelepçeli miydi? A.Y: Tatbikat için gittiğimizde acıktığımı söyledim yemek yedik. Ellerim kelepçeli değildi. Çok rahattım. O.Y: Bombalarını bulunduğu kolinin bandı ne renkti. A.Y: El bombaları ve siyah bir kutu olduğunu gördüm Kahverengi koli bandı vardı. O.Y: Bombalar bulduğunda, babası ne olduğunu sorduğunda babasına ne yanıt verdi. A.Y: Babam sordu, bilmiyorum dedim. Sonra gidip beraber baktık. O.Y: Ali Yiğit, kutuda C4 bombaları olduğunu iddia etmiş. C4’leri nereye koydu A.Y: Ben C4 olduğunu söylemedim. KERİNÇSİZ DE YİĞİT’İ SORGULADI Ergenekon tutuklu sanıklarından Kemal Kerinçsiz de kendisi ile ilgili iddiaları nedeniyle Yiğit’e sorular yöneltti. K.K: Ben kendisin ne zaman aramışım A.Y: Kemal Bey, tutuklanmadan 3-4 ay önce beni aradı. K:K: Benim yerime başkası aramış olabilir mi? A.Y: Evet olabilir. Ama sesinden hatırlıyorum. K:K: Lokantada ona baskı yapıldı mı yoksa doğruyu söylemesi mi istendi. A.Y: Kimseden baskı görmedim. İfademdeki bazı yerleri değiştirmemi istediler. Muzaffer Tekin’in siyah Mercedes’le manavıma gelmesi gibi. Mahkeme Başkanı Şengül: Sen o sözleri baskıyla mı söyledin A.Y: Hayır. Kafamda Muzaffer Tekin’in gelmediği netleşti. K.K: Kendi avukatının yanında başka bir avukatla savcıyla görüşmeye gitmesini söyledin mi? AY: Söyledi, ben kabul etmedim. Başka bir avukat daha olsaydı kafam daha çok karışacaktı. K.K: Oynanan oyun bu zavallı çocuk zerinden oynanıyor. Muzaffer Tekin’i tanımadığını, basından gördüğünü söylemiş mi? Gazete ve televizyon takip etmediğini söylediği halde bunu nasıl öğrenmiş. Muzaffer Tekin’in ismi polis tarafından mı söylendi. A.Y: Hayır. Muzaffer Tekin’in ismini basından gördüm. Mahkeme Başkanı Şengül: Lokantada sana vaatte bulunuldu mu? A.Y: Kimse tarafından baskı görmeyeceğim söylendi. Rahat edeceğim ve babamı suçlamam söylendi. Babam silah kaçakçılığı yapıyordu. K.K: Ev, araba vaadinde bulunuldu mu lokantada? A.Y: Hayır. K.K: İhbarı baban mı yaptı? A.Y: Bilmiyorum. Yapacağını söylemişti. Beni cezaevinde ziyarete geldiğinde ihbarı kendisinin yaptığın söyledi. Baskı altında olduğu için ihbarı babamın yaptığını söylemedim. Babam, bombaları gördükten 3-4 ay sonra ihbar etti. Benim evi boşatmamı beklemiş.