Diyarbakır’da okul öncesi eğitimde okullaşma oranı 7 yılda yüzde 3’ten yüzde 33’e yükseldi. Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Metin Direk, yaptığı açıklamada, okul öncesi eğitimin, insan gelişiminin en hızlı ve en duyarlı dönemini oluşturduğunu belirterek, yaşamın ilk yıllarında alınan eğitimin ve geçirilen deneyimlerin, ileri yaşlardaki öğrenme yeteneği ve gelecekteki başarı üzerinde de önemli etkileri olduğunu söyledi. Okul öncesi dönem alarak adlandırılan 0-6 yaş döneminin, çocuğun öğrenmesinin en yoğun olduğu, temel alışkanlıklarının, zihinsel yeteneklerinin en hızlı geliştiği ve biçimlendiği dönem olarak tanımlandırıldığını ifade eden Direk, bu nedenle, eğitim sisteminin ilk basamağını oluşturan okul öncesi eğitimin, çocuğun daha sonraki yıllarına yön veren önemli bir süreç olduğunu bildirdi. Geçmiş yıllarda ailelerin bu eğitime yeterince ilgi göstermediğini ve kreşlerin daha çok çalışan eşlerin çocuklarını zorunlu olarak bırakmak zorunda kaldığı mekanlar olarak bilindiğine dikkati çeken Direk, "Artık okul öncesi eğitimin önemi konusunda aileler bilinçlendi. Bugün rakamlara baktığımızda özellikle 2002 yılında Diyarbakır’daki okullaşma oranımız yüzde 3 iken bu oran bugün yüzde 33’tür. Geçen yıl 17 bin olan öğrenci sayımız bu yıl 23 bini aştı." dedi. ‘Eğitimde sihirli değnek’ Diyarbakır’ın özellikle ÖSS ve OKS gibi sınavlarda Türkiye ortalamasının gerisinde kaldığını belirten Direk, 4-6 yaşındaki çocukların okula kazandırılması halinde eğitimde alt yapının sağlanacağını, buna bağlı birçok sorunun da çözüleceğini bildirdi. Türkiye genelinde başlatılan "Haydi Kızlar Okula" ve "Anne Kız Okuldayız" gibi kampanyalar ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde çok sayıda kız çocuğunun eğitime kazandırıldığını hatırlatan Direk, şöyle dedi: "Hala geçmiş dönemlerde okula gidemeyen 10-14 yaşlarındaki kız çocuklarımızı okula kazandırmak için çaba sarf ediyoruz. Oysa okul öncesi eğitimin önemi yeterince anlaşıldığı taktirde eğitimden yoksun kalmış kayıp bir nüfusu eğitime kazandırmış olacağız. Bu bilinç oluştuğu taktirde daha çok gencimizi üniversitelerde görmek mümkün olacak." Avrupa ülkelerinde 0-6 yaş grubu öğrencilerde okullaşma oranının yüzde 100 olduğunu kaydeden Direk, Türkiye’de bu eğitimin öneminin 2002 yılından sonra anlaşılmaya başlandığını söyledi. Zeka gelişimi için en önemli dönemlerin 0-6 yaş grubu olduğunu vurgulayan Direk, şu bilgileri verdi: "Zeka gelişiminin yüzde 80’i 0-6 yaşlarında tamamlanıyor. Okul öncesi eğitim çocukların sosyal, bilişsel ve zihinsel gelişimini sağlayarak, paylaşımcı, üretken ve yapıcı bireyler olarak topluma katılımlarını sağlıyor. Bu yaş grubunda eğitimde sihirli değnek olarak nitelendirdiğimiz okul öncesi eğitimi alan çocukların topluma erken yaşta katılımları sağlanıyor. " Komisyonlar ev ev dolaşıyor Daha çok öğrenciyi okul öncesi eğitime kazandırmak amacıyla ilçelerde de çalışmalar yapıldığını belirten Direk, ilçelerde bu konuda oluşturulan komisyonlarda görevli öğretmenlerin eve ev dolaşarak 4-6 yaş grubundaki çocukları tespit ettiğini ve okul öncesi eğitime kayıtlarını yaptırdığını bildirdi. Direk, şöyle devam etti: "Komisyonda görevli öğretmenler ev ev dolaşarak ailelere bu yaşlarda alınan eğitimin çocukların akademik kariyerini nasıl etkileyeceğini anlatıyor. 2007 yılında Lice’de yüzde 44 olan okullaşma oranı 2008 yılında 63’e, Kocaköy’de de yüzde 25’den yüzde 36’ya yükseldi. Diğer ilçelerimizde de büyük oranda artış meydana geldi. Temel hedefimiz bu kapsamdaki bütün öğrencilerimizi okul öncesi eğitim ile buluşturmak ve okullaşma oranını yüzde 33’den yüzde 100’e çıkarabilmektir." 726 genç kıza usta öğretici olma imkânı Direk, meslek liselerinin okul öncesi eğitim bölümünden mezun olan 726 genç kızın oryantasyon eğitiminin ardından çeşitli okullarda okul öncesi eğitimde usta öğretici istihdam edildiğini söyledi. Okul öncesi eğitimin aynı zamanda istihdam olanağı da yarattığına dikkati çeken Direk, okullarda görevlendirilen usta öğreticilerin yaklaşık 600 TL maaşla sigortalı olarak çalışarak aile bütçesine katkı sağladığını bildirdi. Direk, okul öncesi eğitimde hedefledikleri okullaşma oranı arttığı sürece okullarda usta öğretici olarak istihdam edenlerin sayısının da her geçen gün yükseleceğini belirtti.