AKP, 72 aydan 66 ay düşürdüğü okula başlama yaşını 7 yıl sonra 69 aya çıkarmaya hazırlanıyor. Okula başlama yaşının düşürülmesine karşı çıktıkları zaman şiddete varan saldırılara maruz kaldıklarını anlatan CHP Genel Başkan Yardımcısı Yıldırım Kaya “Okula başlama yaşı eğitimci ve uzmanların belirttiği gibi 72 ay olmalı. 'Ben yaptım oldu’ mantığının bir kez daha çürüdüğü ortaya çıktı. Eğitimde deneme yanılma yöntemi olmaz" dedi. İyi Parti teklife olumlu yaklaştı.
Gazete Duvar'dan Serkan Alan'ın haberine göre , AKP eğitim alanında kimi değişiklikler içeren 19 maddelik kanun teklifini TBMM Başkanlığı’na sundu. Teklife göre, ilkokula başlama yaşı 66 aydan 69 aya çıkarılırken, yükseköğrenim yurtları için gerekli izin koşulu da Millî Eğitim Bakanlığı’ndan Gençlik ve Spor Bakanlığı’na geçiyor. Öte yandan teklif, Millî Eğitim Bakanlığı’nda ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nda görev yapan sözleşmeli personelin zorunlu görev süresinin dört yıla düşürülmesini öngörüyor.
2012 yılında eğitimi 4+4+4 olarak kademelendiren yeni eğitim sistemi içinde 72 ay olan okula başlama yaşı da 66 aya düşürülmüştü. Bu düzenlemeye çok sayıda eğitimcinin yanı sıra CHP de muhalefet etmişti. AKP tarafından getirilen yeni düzenlemeyi değerlendiren CHP Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yıldırım Kaya ilk olarak 4+4+4 sürecini hatırlattı. Kaya, “4+4+4 ortaya çıktığında CHP olarak biz parlamentoda çok güçlü bir direniş göstermiştik. Milletvekili arkadaşlarımız bu yaşla ilgili tespitleri komisyonda yaptığında öldürülesiye dayak yiyorlardı. Kızılay meydanında öğretmenler yerlerde sürüklendi, coplandı, biber gazı sıkıldı. Biz o gün ‘Çocukların eğitime başlama yaşı sizin söylediğiniz gibi olamaz’ sözleriyle haykırmıştık” dedi.
Okula başlama yaşının 2012 yılında 72’den 66 aya düşürülme gerekçesinin izah edilemediğini, yeni teklifle de 66 aydan 69’a çıkarılmasının AKP tarafından açıklanamadığını belirten Kaya sözlerini şöyle sürdürdü:“Okula başlama yaşının tüm eğitimcilerin ve uzmanların da belirttiği gibi 72 ay olması gerekiyor. Millî Eğitim Bakanlığı ile Adalet ve Kalkınma Partisi eğitimi ve eğitimcilerin sorunlarını anlamak, algılamak ve çözmek yerine eğitim sistemiyle oynuyorlar ve bunu rejimi değiştirmek için yapıyorlar. ‘Ben yaptım oldu’ mantığının bir kez daha çürüdüğü ortaya çıktı. Eğitimde deneme yanılma yöntemi olmaz. Vatan toprağını işgal etmekle insan beynini işgal etmek arasında hiçbir fark yoktur.”
Yükseköğretimde yurt izinlerinin Gençlik ve Spor Bakanlığı’na devredilmesi teklifine ilişkin Kaya, “Türkiye’de bugüne kadar bu yurtların açılmaması zaten temel problemdir. Taşımalı eğitim yapanlar barınma işini nasıl çözecek? Diyanet İşleri Başkanlığı ile ortak çalışılıp yurtlardaki etütlerin sözleşmeyle, mutabakatla Diyanet İşleri tarafından yapılması zaten kabul edilemez. Burada bunun kokuları da var” eleştirisinde bulundu.
Mevcut uygulamaya göre 4 yıl sözleşmeli, 2 yıl da kadrolu görev yapan öğretmenler tayin isteyebiliyor. Yeni teklif bu süre 3+1 olarak revize ediliyor. Öğretmenler arasında sözleşmeli, kadrolu, ücretli öğretmen ayrımına karşı çıkan, tüm sözleşmeli öğretmenlerin kadrolu olması gerektiğini belirten Kaya “Bunu tartışmaya açacaklarsa zorunluluğun 2+1’e inmesi gerekiyor” dedi.
Milli eğitim personeli ile diyanet işleri personelinin aynı düzenlemeyle zorunlu görev süresinin değiştirilmesinin talep edilmesine ilişkin ise Kaya “Bunu anlamak mümkün değil. Camideki düzenlemeler Milli Eğitim ile birlikte mi yapılıyor? Öğretmenler ibadethanelere müdahil olabiliyor mu? Diyanet’in işlerinin Milli Eğitim’e dahil edilmesi anlaşılır bir şey değil” değerlendirmesinde bulundu.
TBMM Milli Eğitim Komisyonu Üyesi, İyi Parti Adana Milletvekili İsmail Koncuk da, okula başlama yaşının 66 aydan 69’a çıkarılmasına ilişkin, “Bu doğru bir yaklaşım. En başından bu yana ilkokula başlama yaşının doğru olmadığını ifade etmiştik. 4+4+4 sisteminden sonra okula başlama yaşını düşürmüşlerdi, uzmanlar doğru olmadığını ısrarla söylemişti. 69 aya çıkarılması doğru bir yaklaşım” dedi.
Yurtların izninin Gençlik ve Spor Bakanlığı’na devredilmesinin de yanlış olmadığını belirten Türk Eğitim Sen eski Başkanı Koncuk, öğretmenlerin zorunlu görev sürelerinin düşürülmesine ilişkin ise şunları kaydetti: “Biz kökten sözleşmeli öğretmenliğin kaldırılıp tamamının 4A’lı olmasını istiyoruz ama 4+2’den 3+1’e düşürülmesini de destekliyoruz. Kadroya alınmadan önce geçici çözüm olarak bu kabul edilebilir. Kökten çözüm, sözleşmeli sistemini tamamen kaldırılıp, öğretmenliğin tek kanallı hale getirilmesidir.”