'Okulu boykot' eylemine polis müdahalesi

'Okulu boykot' eylemine polis müdahalesi

Ülke çapında ‘okulu boykot' eylemi yapan, meydanlarda hükümetin eğitim politikalarının ‘gerici’ olduğunu duyuran eylemcilere polisin ağır şiddetle karşılık vermesi dikkat çekti. Eylemlere katıldığı için çok sayıda öğretmen ve sendikacı gözaltına alındı.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) üyeleri, Eğitim-Sen öncülüğünde tüm Türkiye genelinde ‘okulu boykot’ eylemi gerçekleştirdi. Hükümetin, toplumdan ve muhalefet partilerinden gelen itirazlara karşın çıkarmakta ısrar ettiği ‘iç güvenlik paketi’yle ilgili tartışmaların yükseldiği bir ortamda gerçekleşen eylemde, polisin eylemcilere uyguladığı aşırı şiddet medya mensuplarınca tüm ayrıntılarıyla kayda geçirildi.

KESK Eş Genel Merkezi Başkanı Şaziye Köse, “Laik, bilimsel, anadilde eğitim ve demokratik yaşam” teması altında gerçekleştirilen boykot ve iş bırakma eyleminin hükümetin baskıcı politikalarına karşı ‘çok yerinde’ olduğunu belirtirken, eyleme katılan tüm öğretmen, öğrenci, veli ve sendikacıların demokratik hak arayışının desteklenmesi gerektiğine vurgu yaptı. Köse, AKP hükümetlerinin tek tipçi eğitimden yana olduklarını öne sürerken, “AKP iktidarı dönemlerinde hayata geçirilen politika ve uygulamalar sonucu farklı inanç, mezhep ve kimliklere sahip kesimler üzerindeki fiili baskı, dayatma haline gelmiştir artık” açıklaması yaptı.

Valilik yasakladı ama…

İzmir’de valiliğin genelgeyle yasakladığı eğitim boykotundan bir gün önce polisin, eylemi düzenleyen Birleşik Haziran Hareketi İzmir İl Koordinasyon Kurulu’ndan Onur Kılıç’ı gözaltına almasına tepki yağdı. Valiliğin, milli eğitim müdürlüğüne boykota katılmaları halinde milli eğitim personeli ile öğrencilere disiplin işlemi yapılması talimatında bulunurken, “Boykotlarda Gezi Parkı eylemlerini yeniden canlandırmak ve genel seçimler öncesi karmaşa yaşanmasına sebep verilmek istenmektedir” uyarısında bulunması gözleri eylemlere çevirmişti.

Valilik yazısının hükümetin baskısını gözler önüne serdiğine ilişkin tartışmalar uzayınca İzmir Valisi Mustafa Toprak’tan da bir açıklama geldi. Toprak, yazıyla amaçlarının ‘gençleri marjinal gruplardan uzak tutmak’ olduğunu öne sürdü. Valinin bu yazısını da ‘baskıcı politikaların ürünü’ olarak gören eylemciler, yurt genelindeki okullarda öğretmen ve öğrencilerin ‘okula gitmeme’ kararının sonuna kadar uygulanacağını duyurdu. Ve daha eylemler başlamadan Türkiye genelinde gözaltılar birbirini izledi. ‘Laik ve Bilimsel Eğitim için Boykot’ çağrısı ilanlarını dağıtmak isteyen onlarca sendikacı ve öğretmen gözaltına alındı.

İzmir'de eylem

Türkiye genelindeki boykot eylemi Türkiye’de polis şiddetini bir kez daha gözler önüne serdi. Başta İzmir olmak üzere birçok şehirde polis, göstericilere biber gazı ve tazyikli suyla müdahale etti. İzmir’de, Birleşik Haziran Hareketi çatısı altında bir günlük eğitim boykotuna katılan KESK’e bağlı sendikalar, sol partiler, Alevi dernekleri Basmane Meydanı’nda toplandı. Polis helikopterinin havadan izlediği kalabalık grup Konak Meydanı’na yürümek istedi. Grubun etrafını saran polis ise yürüyüşe izin vermedi. TOMA araçları, Çevik Kuvvet otobüsleri tüm yolları kesti. Grup, polisin ‘dağılın’ uyarısına uymayınca eyleme polis müdahalesi de oldu. Müdahale hem gazlı suyla, hem de copla gerçekleşti.

İstanbul, Elazığ, Batman, Artvin ve diğer tüm illerdeki görüntüler de İzmir’dekinden farksız değildi. Tüm eylemlerde göstericilerle polis arasında çatışma çıktı, polis çok sayıda eylemciyi gözaltına aldı.

“Laik ve Bilimsel Eğitim” isteğiyle ilk ve orta öğretimde gerçekleştirilen boykotla gündeme gelen, protestolar sırasında destekçileri gözaltına alınan Birleşik Haziran Hareketi, AKP hükümetine karşı Haziran seçimlerinde CHP ve HDP ile birlikte hareket etme çağrısında bulunmasıyla hükümetin sert tepkisiyle karşılaştı. Gezi Parkı eylemlerinin de tüm halkı kapsaması için harcadığı çaba ile bilinen hareket, 11 Ocak 2015’te toplanarak Türkiye’nin her yerinde “Bilimsel ve Laik Eğitim için Ayaktayız” sloganıyla sokağa çıkma çağrısı yapmıştı. İşte bu çağrıya ülkenin her yerinde uyuldu ve Türkiye’de AKP hükümetinin baskıcı politikaları bir kez daha protesto edilmiş oldu.