T24 - Bitlis Valisi Nurettin Yılmaz, YSK’nın ‘BDP destekli bağımsız adaylara veto’ kararının ardından çıkan olayları değerlendirdi: “Olay çıkaranları değil, sebep olanları iyi analiz etmeliyiz. YSK, bir karara imza attı, önemli sıkıntılara neden oldu. Müracaatta eksik belgeler tespit edilip adaylara söylenseydi, bu olaylar çıkmazdı. Minare eğrildi, doğrultan yok.” Bitlis Polis Meslek Yüksek Okulu’nun 21-22 Nisan’da düzenlediği “Doğu’da Suç ve Güvenlik” algısı paneline Doğu ve Güneydoğu’daki il emniyet müdürleri ile yardımcıları katıldı. Hürriyet gazetesinde yer alan haber şöyle: YSK’nın 7 BDP desteklimilletvekili adayını veto etmesinin ardından çıkan olaylar nedeniyle Hakkari, Diyarbakır, Şırnak, Şanlıurfa ve Tunceli Emniyet müdürlükleri panelde yoktu. Açılış konuşmaları, veto olaylarına atıfta bulunarak yapıldı. Bitlis Valisi Nurettin Yılmaz’ın konuşması, açılışa damgasını vurdu. Yılmaz, “Güvenlik ve asayiş sorunu durduk yere çıkmıyor. Olay çıkaranları değil, sebep olanları iyi analiz etmeliyiz. YSK, bir karara imza attı, önemli sıkıntılara neden oldu. Önlenemez miydi, önlenebilirdi. Müracaatta eksik belgeler tespit edilip adaylara söylenseydi, bu olaylar çıkmazdı. Minare eğrildi, doğrultan yok” dedi. Bitlis Valisi Nurettin Yılmaz’ın sözleri şöyle: ÖSYM net değildi “Polisin tek başına olayları yönetip sonuçlandırması kolay değil. YGS’deki şifre meselesini ele alalım. ÖSYM yetkililerinin açıklamaları net değildi. Sokağa çıkan öğrencilere ‘Hadi evinize’ mi diyeceğiz? Zarara uğradığını düşünenler tatmin edilmeden çıkıp ‘Biz sınav yetkililerinin sözlerinden tatmin olduk’ denemez. Kitle talepte bulunuyorsa, ‘Sus, otur’ demek yerine vatandaşın ihtiyaçlarını gidermek gerekirdi. Sınav yöneticileri ‘Sorun yok’ demek yerine ‘Vatandaşın kalbine nifak girmiş. Biz araştıracağız’ deseydi, sonra beyanat verilseydi, polisle öğrenci, polisle sendikacı karşı karşıya gelmeyecekti. 'Herkesin polisiyiz' İşi kişiselleştirmeden, insanları ayırmadan dinlemek zorundayız. Siyasi kanaatimiz, dünya görüşümüz olabilir ama her kesimden insanın polisiyiz. Bitlis’te de şifre eylemleri oluyor, KCK davasını protesto çadırı kuruluyor, YSK kararına tepkiler oluyor ama karşılıklı görüşmeyle, sevgi ve saygıyla hallediyoruz. Bizim işimiz, vatandaşı cezalandırmak değil. Birinci suçlu, uyduruk silahı gencecik insanın eline verip dünyanın en güçlü ordusunun karşısına çıkaranlar. Ama teslim olanın canı, malı size emanet. Hiçbir ölü, azılı katil de olsa ‘leş’ değildir. Yanlış yapmıştır, çatışmaya girip ölmüştür. Ölenin insana yakışır şekilde defnedilmesi gerekir. Bu konuda polisin ve askerin kötü muamelesinden söz edilmiyor artık. Buradaki en önemli gelişme budur. Herkese kimliğine bakmadan hizmet etmek zorundayız. 'Toplantı ve gösteri vatandaşın hakkı' YSK kararından sonra Bitlis’te de eylem oldu. Hiç sorun çıkmadı. Vatandaş, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını, en iyi şekilde kullanmalı. Polis, karşısındakine efendilik değil, hizmet için burada olduğu duygusuyla karar vermeli. Halkımız yoruldu. Kavga gürültü istemiyor. Huzur ve refahın, yatırımcının gelmesini istiyor. Bismil’deki ölümlü olayla benim değil, oranın valisinin görüş belirtmesi doğru. Nefreti değil, sevgiyi ortaya çıkarmak zorundayız. Karşılıklı görüşmeler her zaman başarılıdır. Sorunu, muhatapla birebir çözebilirsiniz. İnsan, konuşmak zorunda. Çünkü en önemli ihtiyacı. Konuşursak, muhatap en kötü niyetli insan da olsa sorun çözülür.”