T24 -
Siirt'teki cinsel istismar iddialarını araştırmak üzere kente gelen TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nun CHP'li üyeleri incelemelerinin ardından basın açıklaması yaptı. Ahmet Ersin, olayla ilgili olarak "Bu olayı tecavüz vakası olarak değerlendirmek bize göre olayı küçümsemektir" diyerek yaşananları cinsel terör diye nitelendirdi. Ersin yaptıkları görüşmelerde olayın örtbas edileceğine dair endişeler olduğunu belirterek, "İki yıla yakın bir süreden beri sürmekte olduğu öne sürülen buvahşiliğin şimdiye kadar neden engellenemediği, herkesin telefonlarınıdinleyenlerin herkesi adım adım takip edenlerin bu vahşete neden engelolamadıklarını anlamak mümkün değil" dedi. Ortada ciddi bir ihmal olduğunu, devletin kurumlarının, kurumlarının görevini tam olarak yapmadığına ilişkinizlenimleri olduğunu ifade eden Ersin, "çocuk bedenleri üzerine terör uygulayanların" hukuk içerisinde hakketikleri cezayı almaları için ellerinde geleni yapacaklarını söyledi. Sekiz çocuk, iki bebeğe tecavüz edip ölüme terk ettiİzmir Milletvekili Ahmet Ersin ve Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir, Siirt'te CHP İl Başkanı Muhdi Koyuncu, KESK yöneticileri, Esnaf Sanatkar Odaları Birliği Başkanı Rıfat Ayyıldız, Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Vekili Nedim Kuzu ve Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Karamık ile görüştü, olayda adı geçen okulda da incelemelerde bulundu. Ersin ve Özdemir, temaslarının ardından CHP İl binasında basın toplantısı düzenledi.
Başbakan: Konuyla ilgili bazı gazetelerin yaklaşımı çok çirkinAhmet Ersin, okulda inceleme yaptıklarını ve yöneticilerle görüştüklerini, mahalle muhtarı ve bazı esnafın yanı sıra Esnaf Odaları Birliği Başkanı, Ticaret ve Sanayi Odası yetkilileri, KESK ve Cumhuriyet Başsavcısı ile görüştüklerini belirterek, daha sonra Vali Necati Şentürk, Emniyet Müdürü Celali Topuz ve Milli Eğitim Müdürü T. Fikret Eteker ile görüşebileceklerini söyledi. 'Cinsel terör' Kamuoyunun canını acıtan olayları yerinde incelemek ve bilgi almak için kente geldiklerini ifade eden Ersin, şöyle konuştu: ''Siirtliler, bu olayın ortaya çıkmasından itibaren, yani medyada yer aldığı günden itibaren onurlu bir biçimde sorumluları kimlerse mutlaka hukuk içerisinde ciddi bir talepte bulunmuşlardır. Bu acı olayla ilgili tepkilerini gösterdiler. O nedenle Siirtlileri bu olayın dışında tutmak gerekir. Bu acı olayı Siirtlilere mal etmek doğru bir yaklaşım değildir. Zaten kamuoyu da Siirtlilerle bu olayı gerçekleştiren insan demeye dilim varmıyor ama birtakım yaratıkların çocuklar üzerinde uyguladığı cinsel teröre ciddi bir tepki göstermişlerdir. Bu olayı tecavüz vakası olarak değerlendirmek bize göre olayı küçümsemektir. Yaşanan olay tecavüz vakası olmanın ötesinde bir sonuç ortaya koymuştur. Ve ben bunu cinsel terör diye tanımlıyorum. Yani çocukların çocuk bedenleri üzerinde terör uygulanmıştır. Bunların çocuk bedenlerinin bütünlüğüne yönelik bir terör hareketi vardır. Elbette ki bunda sorumlu kim? Anne babalar 'eti senin kemiği benim' anlayışı içinde okula öğretmenlere yöneticilere ili yönetenlere teslim ediyorlar. Yani devlete emanet ediliyor çocuklarımız. Ama maalesef bu olay başlarına geldi. Bunun tek sorumlusu devletin ta kendisidir.'' 'Ciddi bir ihmal var'Ersin, devlet kendisine teslim edilen çocukların vücut bütünlüğünü koruyamadığını, ağır bir insan hakkı ihlali bulunduğunu ifade ederek şöyle devam etti: ''Yaptığımız görüşmelerde olayın örtbas edileceğine kapatılacağına ilişkin endişeler var. Bu endişeleri biz de yaşıyoruz. İki yıla yakın bir süreden beri sürmekte olduğu öne sürülen bu vahşiliğin şimdiye kadar neden engellenemediği, herkesin telefonlarını dinleyenlerin herkesi adım adım takip edenlerin bu vahşete neden engel olamadıklarını anlamak mümkün değil. Dolayısıyla ciddi bir ihmal var. Bugün yaptığımız görüşmelerin sonucunda aldığımız izlenim budur. Devletin kurumlarının, vatandaşın can ve malını korumakla yükümlü olan devletin kurumlarının maalesef görevini tam olarak yapmadığına ilişkin izlenimlerimiz var. Çocukların çocuk bedenleri üzerine terör uygulayanların hukuk içinde hak ettikleri cezayı almaları için bizler elimizden gelen her şeyi yapacağız. Yarın (27 Nisan 2010) Pervari'ye gideceğiz. Oradaki olayı inceleyeceğiz. Ankara'ya dönerek izlenimlerimizi bir rapor halinde genel başkana ve mensubu olduğumuz komisyona sunacağız.'' Özdemir ise bu işin başka bir acı yanı bulunduğunu, Türkiye gündeminde olmasına rağmen ne yazık ki Mecliste anayasa çalışmaları ve anayasa tartışmaları ile gündemi doldurduklarını söyledi. Özdemir, bu konuda halen TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunun toplanmadığını, komisyonun bu konuda bir alt komisyon kurarak olaya müdahil olması gerektiğini belirtti.