T24 - İstanbul Bayrampaşa’da önceki gün iki yıl önce boşandığı eşi tarafından üzerine benzin dökülerek yakılan ve çıkan yangında oğluyla birlikte can veren Tuğba Özbek’in teyzesi isyan etti: “Tuğba savcıya ‘Benim ölmemi mi istiyorsunuz. Beni öldükten sonra mı koruyacaksınız sayın savcım’ demiş. O zaman bu savcılıklar neden var?”
Vatan gazetesinin haberine göre; İstanbul Bayrampaşa’da önceki gün 2 yıl önce boşandığı Şükrü Öksüzoğlu’nun (42) üzerine benzin döküp ateşe verdiği Tuğba Özbek (38) ile çıkan yangında dumandan zehirlen oğlu Buğra Öksüzoğlu’nun (11) göz göre göre ölüme gittikleri ortaya çıktı. Tuğba Özbek’in koruma altına alınabilmesi için 15.07.2009’da Eyüp Cumhuriyet Savcılığı’na başvurduğu, bir hafta sonra savcılığın Şükrü Öksüzoğlu hakkında 6 aylık eve yaklaşmama kararı aldığı belgelerle ortaya çıktı. “Şükrü Öksüzoğlu’nun Tuğba Özbek’e karşı korku ve şiddete yönelik davranışlarda bulunmamasına, yaklaştığı taktirde 3 aydan 6 aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılması” kararı verildiği ifade edildi.
Tehditler sürmüş
Eşinin tehditlerinin sürmesi üzerine Tuğba Özbek’in 27 Temmuz 2009’da yaptığı suç duyurusunda “Sanık eşim olur aleyhine Eyüp 1. Aile Mahkemesi’ne 16.07.2009 tarihinde boşanma davası açtım. Korunma altına alınmamla ilgili tedbir kararı verildi. Ayrıca savcılığınıza da şikayette bulunmuştum. Boşanma davası açtıktan sonra bu kez de sanık akrabalarımı telefon ile arayarak benim için eğer eve dönmezsem beni de çocuğumuzu da öldüreceğini söyleyerek tehdit etmektedir. Sanığın ses kaydı bulunmaktadır. Sanık hakkında gerekli işlemin yapılmasını saygı ile dilerim” dediği de belgelerde yer aldı. Tuğba’nın yaptığı şikayetlere rağmen Öksüzoğlu, iki ay sonra Tuğba Özbek’i 19 Eylül 2009’da yolda bıçaklayarak yaraladı.
11 kez şikayetçi oldu
Tuğba’nın devletin önlem almaması nedeniyle göz göre göre ölüme gittiğini belirten teyzesi Yıldız Batmaz Liu, “Boşandıklarından beri peşini bırakmıyordu. Sürekli tehdit ediyordu. Tuğba’nın şikayeti üzerine savcılık tarafından uzaklaştırma cezası verilmişti ancak uzaklaştırma aldığı halde gelip tekrar tehdit ettiği için Tuğba yeniden suç duyurusunda bulunmuştu. Buğra babasından her geldiğinde sadırganlaşıyordu. Ya kızı korusaydı ya da onu içeri kapatsaydı devlet. Tuğba 11 kere savcılığa gitti suç duyurusunda bulundu. Tuğba işsiz kaldığında bir kere bile aramadı tekrar işe girince para almak için kıza musallat oldu. Onun tek derdi paraydı” diye konuştu.
Savcıya Tuğba’nın isyanı
Yeğeni Tuğba’nın önlem almayan devletin kurbanı olduğunu belirten Yıldız Batmaz Liu, “Tuğba bir önceki şikayetinde savcılıkta yaşadığı ihmali de anlatmıştı. Şükrü oğluna bir silah göstermiş: ‘Anneni, seni ve anneanneni bu silahla öldüreceğim sonra da kendimi öldüreceğim’ demiş. Buğra çok korkmuş, babasının sözlerini annesine anlatarak ‘Dışarı çıkmayalım babam hepimizi öldürecek’ demiş. Bir önceki şikayetinde Tuğba bunları savcıya anlatmış ama savcı ‘Siz silahı gördünüz mü?’ diye sormuş. O da ‘Oğlum gördü’ yanıtını vermiş. Savcı bunun üzerine ‘Sadece sözlü tehdit var bir icraat yok. Hiçbir şey yapamam’ yanıtını vermiş. Tuğba bunun üzerine savcıya ‘Benim ölmemi mi istiyorsunuz. Beni öldükten sonra mı koruyacaksınız savcım’ dediğini söyledi. Devlet Tuğba’yı koruyamadı. O zaman bu savcılıklar neden var?” diye konuştu. Genç kadının eski eşinin tehditleri yüzünden taşınmak zorunda kaldığını belirten Liu, “Tuğba aslında taşınmak istemiyordu. ‘Ölümüm Şükrü’den olacaksa her yerde bulur beni’ diyordu. Annesi ‘Yok kızım taşınacağız’ diye ısrar edince ikna oldu ama taşınamadan öldü. Ne savcı ne de polis yeğenimi ciddiye almadı” dedi. Tuğba Özbek’in bıçaklandığı olayı da anlatan Liu şöyle devam etti: “Şükrü, Tuğba’yı aradı. Buğra’yı bana gönder ona bir şeyler alacağım diyor. Tuğba, biz zaten alışveriş yapıyoruz gerek yok yanıtını veriyor. Bunun üzerine Şükrü geliyorum Buğra’yı almaya diyor. Sokakta karşılaşıyorlar. Elinde evden getirdiği bıçak varmış. Tuğba diye seslenmiş, Tuğba bıçağı görünce elini tutmaya çalışıyorken diğer eliyle de çocuğunu korumaya çalışıyor. Ama Şükrü o sırada Tuğba’yı göğsünün altından bıçaklamayı başarıyor. Savcıya gitti yine savcı, ‘yapacağım bir şey yok git sen de onu bıçakla birkaç saat nezarethanede kalırsın’ yanıtını vermiş.”